Önümüzde yerel seçimler var. 2014 yılının Mart ayında yapılması gereken yerel seçimlerin, kış şartları nedeniyle 2013 Ekim ayına alınması da ihtimaller arasında. Buna neden olarak seçim çalışmalarının kış aylarında yapıldığı, birçok bölgede çetin geçen kış şartları nedeniyle çalışmaların olumsuz etkilendiği gösteriliyor. Bilindiği üzere bir yerin, ekonomik kalkınma, çevre sorunları ve küreselleşme sürecinde rekabet gücünün artması, yerel yönetimlerin güçlenmesi ile mümkün olabilmektedir. Bunu da ancak yenilikçi, demokratik, şeffaf ve katılımcı süreci oluşturabilen yerel yönetimler gerçekleştirebilmektedir.  

     Yerel yönetimler,  kapalı kapılar ardında sorunların neler olduklarını saptamadan çözüm meselelerini tartışmak yerine, halkın arasına karışarak, halkla beraberce sorunları tespit edip çözüm üretmekle yükümlüdürler. Yine yerel yönetimlerin görevi kent toplumunu oluşturan bireylerin ortak çıkarları doğrultusunda, uygun bir kentsel çevreyi elde etmek, günlük yaşam ve eğitim kalitesini yükseltmek için gerekli kararları almak ve bu hizmetleri gerçekleştirebilecek giderleri sağlayabilmektir.

     Günümüzde, genelde Adana’nın, yerelde de Karaisalı’mızın ihtiyaçlarına tam cevap verebilecek bir yönetim tarzı elde edilmesi ve genel sorunlara çözüm arayışı sürecinde, yerel yönetimlerin sorumluluklarının yanında halkımızın da duyarlı olması ve kent sorununun aynı zamanda kendi sorunları olduğunun bilincine varabilmesi gerekmektedir.

     Yerel yönetimlerin halkla olan sosyal ilişkileri ve halkla iç içe bulunmaları son derece önemlidir. Kendisini halka sevdiremeyen, onların sorunlarının çözümünde sabırlı, anlayışlı, mütevazı ve kesinlikle güler yüzlü olamayan bir yönetici, o halkı yönetmekte zorlanır. Kendini o makama halkın getirdiğini unutan, makamında oturan, yüzü her zaman asık, hiç gülmeyen, gelen giden evrakları imzalayan ve her zaman üst düzey insanlarla konuşan, halkla arasında uçurumlar olan, halktan bi haber yöneticiler başarılı olamazlar.

     Yöneticiler şunu hiçbir zaman unutmamalıdır ki; seçimlerde yöneticilerinin kimin olacağına karar verecek tek güç halktır. Halkla iç içe olan yöneticilerin prestiji artar ve halk nazarında güven kazanırlar. Makam ve mevkilere aldanmamak gerekir. Hepsi gelip geçicidir. Önemli olan memlekete ve halka hizmet etmektir. Bu hizmet sırasında halkla iç içe olabilmektir. Ve yine çok iyi bilinmelidir ki bugün seni o makama oturtan halk, yarın makamından indirebilir. Özellikle medyanın ve iletişimin akıl almaz şekilde hızlandığı günümüzde halk oturduğu yerden bilgiye saniyeler içinde rahatça ulaşabilmektedir. Buda çok daha bilinçli toplumların oluşmasına neden olmaktadır. Geçmişte olduğu gibi medya yoluyla suni gündemler oluşturup, problemler çıkarıp suni krizler üreterek halkı kandırmak mümkün olmamaktadır. Halkımız istediğinde doğru bilgiye çok kısa sürede artık ulaşabilmektedir. Halkı kandırmaya çalışanların yalanları uzun sürmeden su yüzüne çıkmaktadır. Eskiye göre birçok nedenden dolayı daha bilinçli olan halkımız bu kriterleri göz önünde bulundurarak kendilerini yerel anlamda yönetecek kadroları seçecektir. Karar sırasının dönüp dolaşıp bir kez daha halka geleceğini kimse unutmamalıdır. Aslolan HALKIN GÜCÜ ‘dür.