Hani derler ya, on parmağında on hüner, Durmuş Ali Özkale de öyle. Öğrenci yetiştiriyor, kitap yazıyor, saz çalıyor, dernek kuruyor. Hızına yetişmek olası görünmüyor.
Çok titiz, çok çalışkan, gelmek istediği yere tırnaklarıyla gelen bir şair yazar, sanatçı… Halk tarzı şiirlerinde “Fedai” mahlasını kullanmaktadır.
Şimdiye dek 18’i şiir, 5 araştırma, 4 roman, 1 deneme kitabı yayınlanmıştır. Bende, “Sevgi Çiçekleri, Yüreğimdeki İzler, Yaşama Tutkusu, Mavi Düşler Gezgini, Ay Işığı Gözlerin, Kutup Güneşi, Dilber Dünya, Sonbahar Yalnızlıkları, Aşk ve Zaman, Aşk ve Sonsuzluğa, Sonbahar Lirikleri (şiir); Fransız Şiir Seçkisi (çeviri); Bir Fincan Sohbet (öykü), Aşk ve Vefa, İhanetler, İhanetler-2 (roman); Sanat ve İnsan-1, Sanat Ve İnsan-3, Eğitim Sorunları ve Çözüm Önerileri, Neden Demokratik Sol ve Niçin Bülent Ecevit (araştırma) kitaplaları var.
Özkale 1944 Kadirli doğumlu. 1969’da Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Fransızca, Türkçe bölümünü bitirdi. Türkçe, Fransızca öğretmenliği yaptı. 1995’te Baraj Lisesi’nden emekli oldu. Birçok gazete ve dergilerde sanat ürünleri yayınlan(dı)makta. Edebiyat ansiklopedilerinde yer verildi. Ödüller aldı. Duygusal gerçekçidir. Şiirlerinde Fransız, Karacaoğlan, halk şiiri etkisi görülür.
Türk Halk Müziği üzerine uzmanlaştı, korolar kurdu, Natürel Müzikevi’ni açtı. Öğrenciler yetiştirdi, besteler yaptı.
Sonbahar Lirikleri kitabından tadımlık alıntılar:
“SÖYLE NESİN SEN- Üzüm gözlerine hayran olduğum/ Ahu mu dilber mi söyle nesin sen/ Zümrüt saçlarına mihman olduğum/ Kaşların yay mıdır söyle nesin sen// Ay görse utanır seni her gece/ Dudağın gonca mı gül mü bilmece/ Dilinden dökülen tatlı her hece/ Bal mıdır, şeker mi söyle nesin sen/…/ Fedai sözleri coşkun sel oldu/ Bir bakışla yârden sana gel oldu/ Müstesna varlığın ona hal oldu/ Rüya mı, hayal mi nesin sen”
“GÖNÜL ÜLKESİ- Sesimi gül sesine katmıştım/ Kırmızılar mutlu olsun diye.// Sensizlik bırakmıyor peşimi/ Uzayıp gidiyorum yalnızlığın diyarlarına…// Bir turuncu akşamdır/ Varacağın son menzil,/ Hüzünleri bekler yolumu/ Sisli sonbaharın…/…”
“YAŞ(S)LI DÜNYA- Düşler ormanında,/ Ulu bir ağaç altında/ Demliyorken yalnızlığı,/ Keşkeleri döküyor denize, hüzünlü şair,/ Bir avuç doldururken belki düş heybesine…// Dökülüyor apansız,/ Ütülenip istif edilmiş sözcükler/ Fermuarı açılınca anı dağarcığının/ Her hecesinde,/ Esrik veveyla var sessizliğin…/…”