Sergiye çok sayıda Adanalı, Mersinli sanatçılar., sanatseverler, çağrılılar katıldılar. Resimleri imrenerek izlediler.
Sergi çok renkli, neşeli geçti.
Şair Yazar Ferhat İşlek’le varmıştık, Atatürk resimleri ressamı Seval Meray ve eşi karşıladılar bizi. Ressamlar hemen çevremizi aldılar. Birlikte resimleri izledik. Meray’ın gazete okuyan Atatürk resmi vardı. Atatürk asker giysili, oldukça kendinden emin gazete okuyordu. Atatürk yaşamında gazeteler çıkarmıştı. O bir bakıma gazeteciydi. Anadolu Ajansını da kurmuştu. Gazeteciliğin önemini işlevini çok yakından bilen Atatürk döneminden bir gurup kadının resimleri de yer alıyordu sergide. Öyle saygın, öyle sevgiyle duruyorlardı ki hepsi neşeli kıvançlıydı. Giyinişleri moderndi.
Tarihten bir kesit, kabartma resimlerinden oluşturulmuş bir insan figürü çok renkli düzlem üstünde, o yılların işlevini anlatıyor bize. Şu kızın portresi de çok ilginç; siyahsı fon önünde omuzlar çıkmış, kollar incecik, göğüsler yok gibi, baş büyükçe, gözler ayrık, saç yeşilimsi, burun arızalı, dudak büzülmüş, sevinci yok…
Nasıl gülümsetmeli bizim kadınları…
Haaaa… Şerife Ballı’nın kadın portresi gülümsüyor bak, yaşam sunuyor bizlere… Kahve, kırmızı, mor karışımı bir renkle betimlemiş, bir çiçek bağlamış saçlarına, işte yaşama bakış bu… Şu sonbahar mevsimi tablosu da ilginç. İki sevgili ya da arkadaş yürüyor bir orman yokuşunda… Sonbahar renkleri sarıyor bizleri… Ağaçlar, çalılıklar canlı, çizimler çok güzel. Her şey yerli yerinde betimlenmiş.
Bakınız burada da savaş yıllarının kadınları, bayları… yanlarında çıkrıklı kuyu… kimi silahlı, kimi su taşıyor, kimi yemek… Kırsal bir renkle betimlenmiş tablo. Çok canlı… Omuzlarında kovalarla su götürüyor bir genç kız…
Siyah beyaz geometrik bölümler arasında yerleştirilmiş savaş yıllarının figürleri. Kimi çocuğunu taşıyor, kimi yaşlısını, kimi kaçıyor, kimi koşuyor, bir zulümden, kötülükten kaçıyor… İşte bir kız da ayakta, uzun boylu, üstü noktalı beyaz giysili, ama hüzünlü.