Bir kere ben “karnaval” demek istemiyorum. Ama sekiz yıldır “karnaval” diyorlar. Bu batıya özenti niye? Batıdan alınca bu sözcüğü daha mı iyi oluyor? Neden, “şölen, şenlik, eğlenti, düğün, panayır…” denmiyor? Dense, diliniz mi eğrilir, sözünüz mü? Türkçeye neden yabancı bir sözcük sokuyorsunuz? Türkçeyi kirletiyorsunuz! Bu hakka sahip misiniz? Neden Türkçeciler konuyu irdelemiyor, incelemiyor, karşılık vermiyor?
Bu yıl altıncısı (5-8 Nisan 2018) gerçekleştirildi. İzlencenin hepsini görme olanağım olmadı. Gördüklerimi, izlediklerimi sıralamak istiyorum. Bir kere çok kalabalıktı. Yüz bin kişinin geldiği, otellerde yer kalmadığı söyleniyor… Bu doğruysa(!), Adana bu konuda sayımsal (ekonomik) kazanım sağladı demektir… Katılımcılar portakal çiçeklerini koklaya, koklaya, geze toza, alış veriş yapa önemli bir devinimler yaşadılar…
İlkin, Adana Büyükşehir Belediyesi 75. Yıl Sanat Galerisi’sinde, AFAD açtığı portakal meyvesi, çiçeği fotoğraf sergisini izledim. Dev boyutlu tablolar vardı. Bahçelerden portakal toplayan mı ararsın, portakalları pazara sunanlar mı ararsın, dizen mi, suyunu sıkan mı ararsın… usunuza, ne gelirse portakal fotoğrafları vardı. İmrenerek baktılar izleyiciler.
Sahneye AFAD yöneticileri çıktılar, fotoğraflar üzerine bilgiler verdiler. Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı da özetle şöyle dediler: “Karnaval Adana’ya yakışıyor. Adana, bereketli topraklar üzerinde konuklara ev sahipliği yapıyor. Yatırımcılara yol açıyor. Karnaval her yıl biraz daha büyüyor. Bu güzel görünümler, etkinlikler bizi ve sizi onurlandırıyor. Turizm için önemli bir seçenek oluşturuyor, Adana kazançlı çıkıyor…Bundan mutluyuz.”
Atatürk Parkında sanatçılar müzik dinletileri veriyor. Çocuklar tiyatro oyunları sergiliyor. Adana eski fotoğraflarını izliyor. Atatürk anıtıyla iç içe geçmiş bir yaşam gözlerimizi kamaştırıyor…
Mavi Bulvar kıyısında yer alan fotoğraf sanatçısı Dr. Haluk Uygur’un kurduğu Altınoran Sanat Galerisi’nde açılan karma resim sergisini de izledim. Birçok ressamın tabloları yer almıştı tablolarda. İnci Hanım’ın, roman yapraklarıyla oluşturduğu portre dikkat çekiciydi. Süleyman Mavruk’un Adana Merkez Camisi resmi de ilgimi toplamıştı. Seyhan kıyısında oluşu ayrıca canlılık veriyordu çevreye…
Seyhan Belediye Başkanı Sayın Zeydan Karalar adını taşıyan, Mıdık Mahallesi Muhtarlığı önüne gelin ciğerimi yiyin diyen yazılar caddelere sokaklara asılmıştı… Duyan akın etmiş Muhtarlığa yakın Portakal Bahçelerinde pişirilen ciğerlere kebaplara… Bir tezgahın başında buldum Sayın Başkanı kebap pişiriyordu. “Kolay gelsin” dedim ama duymadı! Davetliler silip süpürdü mangalları! On beş lira verip tadına vardılar ciğerlerin!