Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi138
Bugün Toplam842
Toplam Ziyaret1825488

Yılmaz Aydoğan, “ithal yabancı ırklar Türkiye pazarını tümüyle ele geçirmek üzeredir”

Aydoğan, “Son otuz yılda, ABD ve AB ülkeleri hayvan sayılarını ve ürün miktarlarını artırırken bizde gerileme vardır. 1980 yılında 16 milyon olan sığır sayımız ve 1,1 milyon olan manda sayımız 2016 yılında sırasıyla 14 milyona ve 142 bine gerilemişti

Emperyalizmin Kıskacında Türk Tarımı’nı kaleme alan Sitemizin Yazarı Yılmaz Aydoğan, 18. Bölümünde  Hayvancıolığımız üZernde oynanan oyunları açıklamaya devam ediyor. Aydoğan, büyükbaş hayvancılığa değinerek,ithal yabancı ırklar Türkiye pazarını tümüyle ele geçirmek üzeredir” dedi. 

Aydoğan, Dünyanın kutuplar hariç hemen her yerinde yaşayabilen, et ve süt veren 800’den fazla sığır ırkı tescil edildiğini ve  Dünya süt üretiminin %83’ü, et üretiminin yaklaşık %21’i sığırlardan sağlandığını söyledi. Aydoğan, “Son otuz yılda, ABD ve AB ülkeleri hayvan sayılarını ve ürün miktarlarını artırırken bizde gerileme vardır. 1980 yılında 16 milyon olan sığır sayımız ve 1,1 milyon olan manda sayımız 2016 yılında sırasıyla 14 milyona ve 142 bine gerilemiştir” dedi.

“Bir yandan, Atatürk zamanında başlatılan yerli ırklarımızın ıslahı çalışmaları unutulurken, bir yandan da ülkemiz yabancı ırkların istilasına uğramış, beraberinde onlarca hastalık da birlikte ithal edilmiştir” diyen Yılmaz Aydoğan daha sonra şu ifadeleri kullandı:

“Coğrafyaya ve iklime uyumunu tamamlamış Trakya’nın “Boz Irkı”, İç Anadolu’nun “Yerli Karası”, Güney Anadolu’nun “Güney Anadolu Kırmızısı”, Doğu Anadolu’nun “Doğu Anadolu Kırmızısı” yok olmuş, ya da yok olmak üzeredir. İsrail’in bizim Güney Anadolu Kırmızısı sığırımızla Alman “Holstein”ı melezleyerek sıcak iklime uygun sütçü “Kırmızı Holstein” geliştirdiğini bilenleriniz vardır. Bugün ithal yabancı ırklar Türkiye pazarını tümüyle ele geçirmek üzeredir. Endüstriyel üretimle birlikte genetik çeşitlilik azalmakta, dünya üzerinde şu anda süt üretiminde sekiz ırk öne çıkarılmakta, gerisi yok edilmektedir. Bize, tarımı sadece “bitkisel üretim” olarak satanlar(!), ABD ve AB toplam tarımsal gelirlerinin yarısından fazlasının hayvancılıktan elde edildiğini görmezden geldiler. Genç Cumhuriyetimiz hayvancılığı geliştirmek için Et ve Balık Kurumu, Süt Endüstrisi Kurumu ve Yem Sanayi A.Ş. gibi kuruluşları hayata geçirirken 1980’lerdeki neoliberalizm dalgası ile birlikte bu kurumlar önce özelleştirildi, sonra da kapanmalarına göz yumuldu. Neymiş “KİT’ler zarar ediyormuş!”. Bu kurumların sektördeki düzenleyici fonksiyonları göz ardı edildi. Küresel şirketler ülke pazarını ele geçirmek için, “et fiyatları çok yüksek, ithalat fiyatı düşürür” suflesini yaydılar. Sonuçta 2010 yılında ithalat yasağı kaldırıldı. Onun öncesinde, süt fiyatını aşağı çekerek bir milyon süt ineğini kesime gönderdiler.”

 Yılmaz Aydoğan’ın bu konudaki araştırmasını yan sütunda kendi köşesinden okuyabilirsiniz.

 

321 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
AlışSatış
Dolar34.440034.5781
Euro35.959736.1038