Şerife Ballı, uzun süreden beri tanıdığım Adana ressamlarından bir sanatçımız. Adana doğumlu olup Adana’ya gönül vermiştir. Adana Ressamlar Derneği üyesi. Enstitü Kız Teknik Okulu (KTO) resim bölümünü bitirdi, Adana Devlet Güzel Sanatlar Galerisi atölyesinden sertifika aldı. Altın Koza Film Festivali kapsamında (1993-95) ve Mersin Maya Sanat, İncirlik Hava Üssünde, AÇS’de, 75. Yıl Sanat Galerisi’nde resim sergileri açtı, birçok karma sergiye katıldı. AÇS resim yarışmalarından mansiyon ödülü aldı. Çukurova Belediyesi’nde resim dersleri verdi…
09.10.2018 Günü 8. Resim Sergisini Adana Büyükşehir Belediyesi 75. Yıl Sanat Galerisi’nde açtı. Sergiyi çok sayıda sanatsever izledi.
Şerife Ballı resimlerinde kendine öz denebilecek kahverenk kullanmaktadır. Resimlerinin hemen hepsini kahverenk tonlarıyla oluşturmaktadır. İnsan, çocuk figürlerine, portrelerine yer veriyor. Dışavurumcu resim akımını izliyor. Duyguları anlamlı bir yapıda öne çıkarıyor.
Tablolarında, masum yüzlü kadın, çocuk portreleri görüyoruz. Gelecekten umut bekleyen kadınlar. Ama kadınların kimi gülerek, kimi üzülerek, kimi donuk, kimi boş bakıyor. Çocuk bakışları da öyle diyebilirim. Zoraki bir gülüş, zoraki bir bakış… Demek ki bizim kadınlarımız, bizim çocuklarımız yeterli mutluluğa ulaşamamışlar! Hep yarım kalmış bir yaşam, yarım kalmış bir sevinç… yarım kalmış bir mutluluk! Bütün dünya yükünü üzerlerinde taşıyor…
Şurası bir gerçek ki, kadınlarımız ve çocuklarımız yolda, sokakta, okulda, şurda burda tacize uğruyor, kimileri yaşamdan koparılıyor. Nasıl etmeli de bu insanları mutlu etmeli? İşte resme bile yansımış olay…
Bakınız, kahve rengin tonlarından mor sarıya çalan renklerle yumak edilmiş bir yaşam umuda doğru yol alıyor… Ya evler, üst üste dizilmiş tabakalar gibi duruyor, hepsi aynı boyutta, aynı renkte, merdiven gibi sırt sırta dizilmişler, sanki birbirlerinden destek alıyorlar. Ama içlerinde yaşayanlar yok gibi duruyor… Yanında sıraya dizilmiş lokomotif gibi duran ev resimleri de ilginç. Yine pencereler, kapı önleri, sokağa çıkan yol boş, insan yok. Ama önünde birkaç otomobil ve insanın bulunması bize önemli yaşam izleri veriyor.
Çukurova demek pamuk demektir. Seksenli yıllara kadar pamuk ağırlıklı tarlalar, fabrikalar sönüverdi birden, başka bitkilere yöneldi çiftçiler, işsizlik arttı… Son yıllarda yeniden canlanmaya başladı pamuk ekimi… O yıllarda pamuk elle toplanırdı, şimdi makinelerle toplanıyor. Teknolojinin girişi işsizliği artırıyor. İnsanlar ne tarlalarda, ne fabrikalarda iş bulabiliyor. Varsa yoksa market!
Ballı’nın pamuk toplayanlar tablosu 80/100 tablonon içinde ayrı bir yer alıyor. Kadınlar topluyor pamuğu bakınız daha çok… Her yerde kadın emeği… Çocukları kadınlar yetiştiriyor…
Ak-beyaz bulut gibi pamuklar… Yaşamımızın içindeydi… Pamuk demek ekmek, yemek demekti… Gülerdi pamuk işleyenlerin yüzü…