Atatürk buraya geldiğinde işlevine başladı. Kolay olmadı, o zamanın Ankara'sı bir kasaba görünümündeydi. Barınacak bir yer yoktu. Ülkenin dört bir yanından gelen ulus temsilcilerinden dönmeyi düşünenler yok değildi... Bir umar bulundu. Ankaralılar evlerini açtılar...
Eşimle (21.12.2018) meclisteyiz. Meclis'in çıkış kapısında Atatürk'ün arkadaşlarıyla çekildiği bir fotoğraf dikkatinizi çekmiş olmalı. Kapının tam üstünde Türkiye Büyük Millet Meclisi yazıyor. Atatürk ve arkadaşlarının ayak bastığı yerde durup biz de fotoğraf çektirdik... Yıllar sonra yaşadığımız tarihsel duyguyu anlatmak zor!
İçeri girdik... O yılların verileri sergilenmiş. Atatürk'ün daktilosunu görüyorum bütün görkemiyle... Çalışıyor Atatürk'ün elleri, daktilo tıkırdıyor. Görüş ve düşüncelerini, emirleri, büyük nutkunu yazıyor. "Ey Türk Gençliği, birinci vazifen Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir... (...) Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur."
Yanında camekân içinde Alfabe, andımız yazılı sayfa açık. "Türküm doğruyum, çalışkanım. Yasam küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm yükselmek ileri gitmektir. Varlığım Türk varlığına armağan olsun." Bu alfabeye yetiştim ben. Birinci sınıftayım o zaman. Kapağında Atatürk bir çocuğa ders verirken çekilmiş fotoğrafı yer alıyor. İçinde "Yağmur" parçası vardı, öğretmenim baştan sona, sondan başa okutmuştu bana.
Sonra Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Meclis Başkanlığı, bakanlık (...) odalarını geziyoruz. Masalar, sandalyeler, araç gereçler, fotoğraflar yerli yerine konmuş... 1960'a kadar Cumhurbaşkanlarının fotoğrafları yansıyor gözümüze. Atatürk, İsmet İnönü, Celal Bayar. Duygularımız o yıllara gidip geliyor. Yedi düvel girmişti ülkemize...
Meclis salonundayız. Karşımızda ulusun kürsüsü, meclis sıraları; Atatürk konuşuyor, meclis dinliyor... Birden Atatürk'ün kürsüsüne çıkmak konuşmak geldi içimden... Görevliler bırakmazlardı. Bari ulus vekillerinin oturduğu yere oturayım fotoğraf çektireyim dedim, oturdum. Fotoğrafımı çektirinceye dek görevliler geldiler, kalktım. Müthiş bir duygu. Kendimi o günlerin vekili sandım... Burada açıldı Türkiye Büyük Millet Meclisi. Burada alındı kararlar... Buradan kovuldu işgalci yedi düvel. Burada kuruldu Cumhuriyet...
Batı ülkelerinde kadınlara seçme seçilme hakkı yokken tanındı Atatürk Meclisinde kadınlarımıza bu hak... On sekiz kadın milletvekilinin fotoğrafları karşısındayız...Hepsi de canla başla hizmet veriyorlar ülkeye.. İsimlerini yazayım:
Membrure Gönenç (Afyon), Sebiha Gökcül Erbay (Balıkesir), Şekibe İnsel (Bursa), Huriye Öniz Baha (Diyarbıkır), Fatma Memik (Edirne), Nakiye Elgün (Erzurum), Fakihe Öymen (İstanbul), Hatı Çırpan- Satı Kadın- (Ankara), Feruh Güpgüp (Kayseri), Behire Bediş Marova (Konya) Mihri Bektaş (Malatya), Meliha Ulaş (Samsun), Fatma Esma Nayman (Seyhan), Sabiha Gökey (Sivas), Seniha Hızal (Trabzon), Benal Nevzat Arıman (İzmir), Türkan Örs Baştuğ (Antalya), Hatice Özgener (Çankırı)
Atatürk gösteriyor doğru yolu: "En hakiki mürşit ilimdir."
24.12.2018, Ankara