MİLLİ MÜCADELENİN UNUTULMAZ KAHRAMANI KARAİSALI MÜFTÜSÜ HACI MEHMET ALDATMAZ KİMDİR ?
1866 yılında Karaisalı İlçesinin Çorlu köyünde doğdu. Babası Mustafa Efendidir. Kayseri ve Konya’da din öğrenimi yapmış ve bir süre Müderris olarak çalıştıktan sonra 1912- 1958 yılları arasında Karaisalı Müftülüğü görevinde bulunmuştur.
Adana’nın işgal edildiği günlerde Karaisalı Müftüsü Mehmet Efendi olgun bir insandı. Adana ve Karaisalı bölgesinde ilim ve irfan içinde yetişmiş değerli bir şahıstı. 53 yaşındaydı. Yıllarca müftülük yapmıştı. Dürüstlüğü, inancı ve kararlılığı ile insanlar tarafından sevilir, sözü dinlenirdi. Müftü Mehmet Efendi, milli mücadeleyi başlatmak için ilk olarak Karaisalı’nın değerli insanlarını, akıl ve fikir adamlarını topladı. Onlara mücadele etmek için bir an evvel davranmak gerektiğini söyledi. Vaizler verdi. Bu mücadelede kendisini yalnız bırakmamalarını vurguladı. Kahvehaneleri ve camileri dolaştı. Karaisalıları evinde toplantıya çağırdı. Milli mücadele ateşinin ilk alevleri kendini gösterdi. Bir milleti yeniden diriliş için uyandırdı. Bağısızlığın mutlaka milli mücadele ile tekrar kazanılacağına onları inandırdı.
Karaisalı’ya Merkez Jandarma Komutanı olarak atanan Hasan Akıncı, yayınlanan hatıralarında Müftü Mehmet Aldatmaz Efendi’nin Fransız ve Ermeni işgaline karşı daha ilk günlerden mücadeleye başladığını, kendisine de milli teşkilatı oluşturmak için en çok yardımcı olan kişi olduğundan bahseder.
Müftü Mehmet Efendi sadece cephe ile değil, teşkilat ile de meşgul oluyordu. 1 Nisan 1920’den sonra kurulan Milli Hükümet’te müftü olarak görev aldı. Aynı zamanda Karaisalı Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin daimi üyesi oldu. Milli Mücadele’nin fikir babalarından biri oldu. Karaisalı’da toplanan halkı milli mücadele için Mustafa Kemal’in etrafında toplanmaya çağırdı. Fetvalar yayınladı. Bu fetvalar milli mücadelenin sesi olan Ahmet Remzi Yüreğir’in “Yeni Adana” gazetesinde yayınlanmaya başlandı. Bu nüshalar cephelere kadar dağıtıldı ve Adana’ya kadar ulaştırıldı.
Karaisalı’da Sinan Tekelioğlu’na ev sahipliği yaparak evini Milli Kuvvetlerin karargâhına dönüştürdü. Önemli kararlar onun evinde alındı. Bununla da yetinmeyerek cepheye koştu. Pozantı’nın kurtuluşu için cepheye kadar gitti. Kavaklıhan savaşlarında, Kurttepe ve Fadıl savaşlarında etkin rol oynadı. Bizzat Sinan Tekelioğlu’nun el yazması günlük notlarında Müftü efendinin mücadele azmini, fedakarlığını, teşkilatçılığını, cepheye asker sevki için verdiği mücadeleyi görüyoruz. Cephede savaşan askerlere verdiği bir talimat şöyledir:
“Düşman baskınına uğrayabilirsiniz. Namazlarınızı kısa sürelerle nöbetleşerek kılınız. Karşınızda atlı bir düşman görürseniz, atına ateş ediniz. Kendisini canlı olarak yakalamaya çalışınız. Çünkü esirlerden alınan malumat fayda verir.”
Toros dağlarını ve köylerini kır atın sırtında tekrar tekrar dolaşmaktan usanmayan ve tüfeğini elinden bırakmayan Müftü Mehmet Efendi, Mustafa Kemal Paşa’nın hakkında İstanbul Hükümeti’nin yayınladığı fetvalara karşı uğradığı her yerde şöyle diyordu: “Padişah şer kuvvetlere alet olmaktadır. Artık ona itaat caiz değildir. Dinimizi ve vatanımızı kurtarmak için kurtuluş mücadelesine atılmış olan kumandan ve mücahitlere katılarak bu kahraman insanlara itaat farzdır. Mustafa Kemalcilerle silah ve iman birliği yapınız.” Müftü Mehmet Efendi’nin bu sözleri ve fetvaları Fransızların uykularını kaçırdı. Valiye baskı uyguladılar. Müftünün susturulması için birçok kez valiye tehdit mektupları yolladılar. Fakat yüreğinde işgal acısını hisseden, fedakâr bir vatan evladı olan Adana Valisi Celal Bey, bırakın Müftü Mehmet Efendi’yi uyarmayı kendisi de gizliden gizliye milli mücadeleye Adanalıları davet etti.
Damat Ferit Paşa ve hükümeti de bu durum karşısında endişeliydi. Adana valisine isyancıların susturulması, elebaşlarının yakalanması ve gerekirse öldürülmesi konusunda telgraflar çekildi.
Özellikle telgraflar Karaisalı Müftüsü Mehmet Efendi ve kendisi gibi milli mücadele için varını yoğunu harcayan, Kuvay-ı Milliyeci Kadirli Müftüsü Osman Nuri Bey içindi. Bir telgrafta şöyle yazıyordu Müftü Mehmet Efendi için; “ Karaisalı hükümet meydanında sarığı ile boğularak asılacaktır.” İşte bu şartlar altında kalan Müftü Mehmet Efendi’nin inancı daha da arttı. Mücadele azmi kuvvetlendi.
Bir ara Fransızlara teslim olarak Adana Valiliği görevine getirilen Hafız Mahmud’un, Ferda Gazetesi’nde Mustafa Kemal Paşa hakkında “Klavuzu karga olanın burnu necasetten çıkmaz” açıklamasına şöyle cevap verdi;
“Karga masum bir hayvandır. Benim kılavuzum karga değil Kuran’dır. Hafız Mahmud’un kılavuzu ise Fransız İşgal Komutanı Albay Bremond’dur.”
Karaisalı’daki milli şahlanış tüm Çukurova’da sevinçle karşılandığı gibi Anadolu insanı içinde umut oldu. Mustafa Kemal Paşa mücadelelerinden dolayı çektiği telgraflarla onları kutluyordu. 5 Ağustos günü Pozantı’ya gelen Mustafa Kemal Paşa burada kurtuluş mücadelesinin en ateşli kongresini yaptı. Müftü Mehmet Efendi, Sinan Tekelioğlu ve birçok komutan, Çukurova’nın değerli insanları oradaydı. Türk milleti kulaklarını açmış ve Mustafa Kemal Paşa’nın tarihi değerlendirmesini dinliyordu. Mustafa Kemal Paşa’nın konuşması alkışlarla tamamlandı.
Kongre yapılırken Müftü Mehmet Efendi söz aldı. Kısa bir değerlendirme yaptıktan sonra Mustafa Kemal Paşa’ya şu soruyu sordu:
– Paşam, bizi ne zaman asacaklar?
Mustafa Kemal Paşa şu cevabı verdi:
– Sizler bu milleti kurtuluş mücadelesinde yılmadan, yıkılmadan ve yorulmadan Türk halkının kurtuluş meşalesini yakan, onları bu mücadeleye davet eden kahramanlarsınız. Onlar sizleri asamayacaklar. Sizler bu inanç ve kararlığınızla onları asacaksınız.
Kurtuluş mücadelesi zaferle sonuçlandıktan sonra Müftü Mehmet Efendi, müftülük görevine devam etti. 16 yıl müftülük bir süre Adana Arıkzade Medresesinde Müderrislik, Adana’nın tarihi Ulucami’nde Muhaddislik yaptı. Ömrü boyunca binlerce öğrenci yetiştirdi. 1958 yılında emekliye ayrılan Hacı Mehmet Aldatmaz, 17 Ocak 1963’de Adana’da 96 yaşında vefat etti. Devlet töreni ile Adana Asri Mezarlığı’na defnedildi.