Vahit Şahin
Adanalı fotoğraf sanatçısı İsmail Ökke, fotoğraflarda renkleri öne çıkaran akım foizm ya da renk anarşizmi denildiğini belirterek, “Ben bir renk anarşistiyim” dedi.
33 ülkeden 443 yarışmacının 1728 fotoğrafla katıldığı, 12 tanesine ödül alığı ve 104 tanesinin sergilendiği 16.Uluslararası Fotoğraf Yarışmasındaki fotoğraflar arasında bir eseri sergilenen İsmail Ökke, 1947 Adana doğumlu oluğunu belirterek, ”İlkokuldan sonra sanat okuluna gittim, bitiremeden vazgeçtim. Ancak sanata çok fazla ilgim vardı. 1962 yılında bir arkadaşım vasıtasıyla Adana Halkevi’nde tiyatroya başladım. 50 yıl gibi uzun zaman tiyatro yaptıktan sonra hem yaşım gereği hem de yapılan işlerin beni tatmin etmemesinden dolayı tiyatroyu bıraktım. Sıkıntıya girince fotoğrafa başladım. Son 11 yıldır Haluk Uygur hoca ile birlikteyim, onun verdiği dersler içerisinde fotoğraf, sanat tarihi, mitoloji gibi fotoğrafın gelişmesini sağlayan atölyelerde dersler aldım ve halen devam ediyorum” dedi.
Ökke, bugüne kadar insanların milyarlarca fotoğraf çektiğini ve bunların sanat değil sadece bakıp çekilen fotoğraflar olduğunu ifade ederek, “Ben ise aldığım eğitimler sonucu çektiklerimin içine duygu ve düşüncelerimi de koyabilmeyi tasarlayan fotoğraflar yapmaya başladım” dedi.
Foizm denilen renk anarşizmini benimsediğini ve öyle yola çıktığını ifade eden İsmail Ökke, “Çektiğim fotoğraflarda renkler çok doygundur, öne çıkmıştır. Fotoğrafın içinde diğer her şeyi yok sayarak renkleri öne çıkarmaya renk anarşizmi denilmektedir. Şu sergilediğim fotoğrafta kırmızı, sarı, mavi göze batıyor, diğer öğeleri geri plana bırakıyor. Ben bunu kendi duygu ve düşüncelerimi renk ile anlatıyorum. Bu sergilenen fotoğrafımda mavi gözler, o kızın özgür olmasını anlatıyor. Kendi dünyasında ben özgürüm diyen mavi bir saç da var fotoğrafta. Kırmızı renk ise tehlike içinde yaşadığını ve etrafındaki çizgileri de renklerle anlatıyorum. Modelimin gözlerinde ise bir korku var, öndeki çizgilerde bazı engellerle karşılaştığını, arkada çizgilerde ise engelleri geride bırakarak aştığını gösterdim. Arkadaki siyah-beyaz renklerde insana benzeyen heyula gibi bir görüntü var. Asıl korkularının toplamı burada görülüyor. Sonuçta çok renkli, özgür olmayı arzulayan farklı düşünen biridir. Dolayısıyla benim yaptığım fotoğrafların tamamı bu eserdeki gibi renk anarşizmi hâkimdir” şeklinde konuştu.