Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Hukukçu Yazar Anıl Çeçen, “NATO Birleşmiş Milletler Ordusu’na dönüşmelidir” dedi.
Çeçen, NATO’nun Füze Kalkanı Sisteminin Rusya, İran, Çin, İslâm dünyası ve bütün doğu ülkelerini hedef alan bir Üçüncü Dünya Savaşı hazırlığı olduğunu ileri sürerek, “Doğu Avrupa ve Balkanlar’da yerleştirilmek istenen füze kalkanları bir Prusya-Rusya ittifakını önleme çalışırken, gelecekte Hazar ve Sibirya havzalarını ele geçirecek derece geliştirilen emperyalist saldırı planın ön aşamasıdır. Bu sistem tam olarak kurulursa Türkiye NATO üyesi bir ülke olarak bütünüyle Üçüncü Dünya Savaşı’nın cephe ülkesi konumuna gelecektir. Bu durumda bütün Doğu ülkeleri Türkiye’yi hedef alan savunma sistemlerine yönelecek ve Türk ulusunun üzerinde yaşadığı topraklara karşı ateş menzilleri oluşturabileceklerdir” dedi.
Yeni NATO’nun Ortadoğu’ya gelirken bir Avrasya savaşına yönelmekte ve geleceğin kutup merkezlerini tehdit etmekte olduğunu belirten Çeçen, “Ve geleceğin kutup merkezi olabilecek Rusya, Çin ve Hindistan’ı doğrudan tehdit etmektedir. Böylesine bir durum da NATO’nun artık ABD’nin tekelinden çıkartılması gerektiğini ve Birleşmiş Milletler’e devredilerek dünya ordusuna dönüştürülmesinin zorunluluğunu açıkça göstermektedir. Avrupa ve ABD’nin yollarının ayrıldığı bir aşamada NATO artık Batı savunma sistemi olmaktan çıkmış Atlantik emperyalizminin Truva Atı konumuna gelmiştir Üçüncü Dünya Savaşına giden yolda dünya barışının korunması için artık NATO’nun BM’nin denetimi altına alınması zorunludur” dedi.
Çeçen şunları kaydetti:
“ABD’yi kendi çıkarları doğrultusunda bir savaş makinesi olarak kullanan lobilere karşı, NATO üyesi ülkeler bir araya gelerek, NATO’nun bir güvenlik örgütü olarak Birleşmiş Milletler’e bağlanmasını karar altına almalıdırlar. NATO erişmiş olduğu büyük askerî güç ile Birleşmiş Milletler ordusuna dönüşmeli ve Güvenlik Konseyi ile Genel Kurul’un kararları doğrultusunda hareket etmelidir. Ancak o zaman Amerikan devletini işgal etmiş olan savaş lobilerinin senaryolarına alet olmaktan kurtarabilecektir. Birleşmiş Milletler’in barış güçleri dünya barışı için yetersiz kalmaktadırlar ama NATO gibi güçlü bir güvenlik örgütü Birleşmiş Milletler ordusuna dönüşürse o zaman dünyanın neresinde bir devlet savaş çıkarırsa insanlık ve dünya barışı adına Birleşmiş Milletler kararı ile bir dünya ordusu olarak NATO duruma müdahale edecektir.
Yeni dönemde NATO adı artık geride bırakılmalı, Birleşmiş Milletler Ordusu adı altında dünya barışına katkıda bulunmaya bir güvenlik örgütü olarak devam edilmelidir. Zirve toplantıları ile NATO’nun yönlendirilmesi artık mümkün olamamaktadır. Bu durum dikkate alınarak NATO artık Birleşmiş Milletler’e taşınmalı ve bu büyük evrensel örgütün ordusu olarak dünya barışına katkıda bulunmalıdır. Böylece Avrupa’nın ayrı bir ordu kurması ya da Şanghay İşbirliği Örgütü’nün bir askerî birliğe dönüşmesi de önlenecek, bütün kıtalar ve ülkeler dünya barışı için Birleşmiş Milletler ordusunun gücü altında evrensel barışa kavuşma şansını elde edebileceklerdir. Birleşmiş Milletler ordusu ile de güçlenecek ve o zaman Genel Kurul’un aldığı kararlara bütün devletler uymak zorunda kalacaklardır. Küresel savaşın yerini evrensel barışın alabilmesi için bir an önce NATO’nun Birleşmiş Milletler ordusuna dönüşmesi zorunlu görünmektedir. Bu doğrultuda NATO merkezi İzmir’e değil New York’a taşınmalıdır.”