FUAR
“Fuar” sözcüğü batı dillerinden bize geçmiştir. Ticari malların pazarlandığı yer anlamına gelmektedir. Geçmişte, Pazar, panayır olarak adlandırıyordu. “Adana” Çukurova’nın başkentidir denebilir. Adı, “Adanis”ten gelmektedir. Tarihi Taşköprü’sü ünlüdür. Orta çağda ve sonrasında Yüreğir tarafı başında uluslararası Pazar kurulmaktaydı. Doğudan, batıdan gelen tacirler mallarını burada pazarlıyorlardı. O yıllar, Adana, Ortadoğu’nun ticaret ve sanat başkentiydi. Fatih’in İstanbul’u alması ve yeni yolların bulunmasıyla bu özelliğini yitirmeye başladı. Cumhuriyetten sonra yeniden devinime geçildi. Bu yıl, 13.’sü açıldı, 04-12 Ocak (2020) günleri açık kaldı. Adana, yeniden Ortadoğu’nun ticari sanatsal başkenti olabilir. Yeter ki niyet edilsin, çalışılsın.
AÇILIŞ
Açılışa Adana yöneticileri, görevliler, izleyiciler katıldılar; kurdele kesildi. Tüyap Anadolu Fuarları AŞ Genel Müdürü Cihat Alagöz, Türkiye Yazarlar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk, Adana Büyükşehir Belediyesi Başkanı Zeydan Karalar, Adana Valisi Mahmut Demirtaş konuşmalarında fuarın dününü, bugününü değerlendirdiler. Okuma kültürünün gelişmediğini belirttiler. Yalnızca bizde değil dünyada da böyle bir aksama yaşandığı vurgulandı. Okuyanların oranı ise % 40 olduğu söylenildi. Bizde 4. ve 8. Sınıflar arasında yapılan sormacada neredeyse % 41’nin Türkçeyi doğru dürüst bilmediği dillendirildi. Sorunun çözülmesi için okuma seferberliği başlatılmalı denildi. Önce aileden başlamalı, sonra her alanda yaygınlaştırılmalı bu seferlik vurgusu yapıldı. Türkiye Yayıncılar Birliği bu sorunu saptamış, Adana dahil, 4 bölge belirlemiş, çalışmalar başlatılmış.
GENEL BAKIŞ
Büyük geniş alanda yayınevleri, eğitimci kuruluşlar, belediyeler, dernekler fuarda yer aldılar. 60 bin tür kitap satışa sunuldu. Adana içinden ve komşu il, ilçelerden yoğun olarak insanlar, çocuklar gelip alışveriş yapmışlardır… Fuarda iki tür yayın kuruluşları yer almıştır. Biri eğitim, kırtasiye, okul, ders kitapları; diğeri edebi kitaplar kurum kuruluşlarıdır… Bu konuda her yıl olduğu gibi bu yıl da, eğitim, okul, ders kitapları, kırtasiye; edebiyat sanat kitap yayıncıları için ayrı zaman ve tarihylerde fuar açılmasını öneriyorum. Böyle olursa daha çok ilgi, daha çok satış, daha çok başarı sağlanacağına inanıyorum.
TEŞEKKÜR
Her yıl olduğu gibi bu yıl da Adana İl, ilçe belediyelerine fuarda stant açmalarını önermiştim. Adana Büyükşehir Belediyesi, Çukurova Belediyesi, Yüreğir Belediyesi stant açtılar. Birçok şair yazar burada yerlerini aldılar. Kitaplarını imzaladılar. Önerilerimi değerlendiren stant açan belediye başkanlarına bir şair yazar olarak teşekkür ediyorum… Ayrıca, şunu da belirteyim; Çukurova Belediye Başkanlığının açtığı stant özel bir konum kazandı. İsmail Tekin, Muzaffer Özen, Durmuş Sığırcı, M. Demirel Babacanoğlu, Ayşe Yücel, Neslihan Dağlı, Mehmet Taşar, Selda Kaya, Ali Ozanemre, Gıyasi Aydemir, Şahin Taş (…) yer aldılar stantda, kitaplarını imzaladılar. Çukurova Belediyesi Başkanı Sn. Soner Çetin ve çalışanlarına çok teşekkür ediyorum. Darısı gelecek yıllara diyorum.
BİR TEŞEKKÜR DAHA
Sarıçam Belediye Başkanı Bilal Uludağ ekibiyle birlikte Çukurova Edebiyatçılar Derneği standımızı onurlandırdılar. Hal hatır sordular, kitap alarak “çam sakızı çoban armağanı” katkısında bulundular, mutlu olduk, arkadaşlarımızla birlikte teşekkür ediyoru(z)m… Ayrıca, köyümden Kara Sali’in torunu Esel Mülayim; Mersin’den Ressam Seval Meray, Adana’dan ressam Fatma Güher, öğretmen Nazan Arabacı öğrencileriyle geldiler onurlandırdılar bizi, kitap aldılar, teşekkür ediyorum… Yine bekleriz diyorum.
AÇIKOTURUMLAR
Altmışın üzerinde açıkoturum gerçekleştirildi. Çukurova Edebiyatçılar Derneği Başkanı Halise Tekbaş öncülüğünde, Çukurova salonunda 7 Ocak’ta düzenlenen Şiir Dinletisi’nde, 9 Ocak’ta aynı yerde Günümüzde Öykünün Dili açıkoturumunda yer aldı(k)m yirmiden fazla dernek üyesi şiirlerini okudular.
Ben “Değil” adlı şiirimi okudum.
“anlatamıyorum kendimi/ ne kurda ne kuşa/ değil/ döner kebap dönmez olsun/ demiş dino/ değil/…/ adana yolları dolanır gider/ karşıdan bir yâr gelir/ durur evin penceresinde/ bakar bir o yana/ bir bu yana/ sararır gider/ değil/ taşköprü’den kağnılar geçer/ at arabaları geçer/ kamyonlar geçer/ orospular geçer/ pezevenkler geçer/ ibneler geçer/ tarih geçer/ başak yüklü, pamuk yüklü/ ağalar geçer/ ırgatlar geçer/ dert geçer/ akar gider altından/ Seyhan geçer/ değil/ göçler geçer/ yayılır çukurova’ya/ dalga dalga bitek topraklar biter/ değil değil değil/ uçar gider çukurova”(Yüzsüzler Yüzünü Alsın, s. 28) Öykü konusunda ise sözlü edebiyat özelliklerini anlattım. Kerem ile Aslı’dan bir öykü sundum…