Korkut, sütün Türkiye’de tarımsal üretim değerinin %9’unu, hayvansal üretim değerinin %15,6’sını karşılarken, dünyada tarımsal üretim değerinin %8’ini, hayvansal üretim değerinin ise %25’ini karşıladığına dikkat çekerek, kişi başına tüketilen proteinin 8,2 gramı Dünya’da yani % 26,62’si, 20,47 gramı Avrupa Birliği’nde yani % 34,9’u, 18,19 gramı Türkiye’de % 50’sinin sütten karşılandığını ifade etti.
GELECEK 20 YILDA HAYVANSAL ÜRÜN TALEBİ 2 KAT ARTACAK
1956 yılında sütün önemine dikkat çekmek amacıyla Uluslararası Sütçülük Federasyonu’nun (IDF) aldığı kararla 21 Mayıs’ın “Dünya Süt Günü” olarak kutlanmaya başlandığını söyleyen Korkut şöyle konuştu:
“Dünya nüfusunun 2050’li yıllarda 10 milyara ulaşacağı, gelişen ülkelerde kişi başına hayvansal protein tüketim miktarında artış olacağı, gelecek 20 yılda hayvansal ürün talebinin 2 kat artacağı ve 2050’de küresel süt tüketiminin %58 artacağı öngörülmektedir.
Kişi başına tüketilen proteinin 8,2 gramı Dünya’da yani % 26,62’si, 20,47 gramı Avrupa Birliği’nde yani % 34,9’u, 18,19 gramı Türkiye’de % 50’si sütten gelmektedir.
Türkiye’de 2019 yılı çiğ süt üretimi 22.958.423 ton olmuştur. Bu üretimin 20.781.000 tonu sığır, 79.000 tonu manda, 1.522.000 koyun ve 576.423 tonu keçiden elde edilmiştir. Süt, Türkiye’de tarımsal üretim değerinin %9’unu, hayvansal üretim değerinin %15,6’sını karşılarken, dünyada tarımsal üretim değerinin %8’ini, hayvansal üretim değerinin %25’ini karşılamaktadır.”
SÜT FİYATLARINDAN NE ÜRETİCİ NE DE TÜKETİCİ MEMNUN
Süt ve süt ürünleri üretimi ve tüketiminde arz talep dengesinin sağlanabilmesi için çiftçiye üretimde güven ve destek sağlanmasının önemine vurgu yapan Korkut konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Türkiye’nin nüfusu bugün 83 milyondur. Nüfusumuzun 2023’te 87 milyon, 2050’de 105 milyon olması öngörülmektedir. Artan nüfusun süt ve kırmızı et kaynaklı hayvansal protein ihtiyacını karşılayabilmesi için hayvan sayımızın artırılması, dolayısıyla da süt/kırmızı et hayvancılığına yatırım yapılması gerekmektedir.
Et ve süt maliyetlerini yükselten temel etken yem maliyetleridir. Yem hammaddesinde dışa bağımlı olunması, kur artışında ki artışlarla birlikle maliyetleri yükseltmektedir. Ayçiçeği, kanola ve soya küspesi besin içerikleri nedeniyle yem sanayinde yaygın bir şekilde kullanılan küspe türleridir. Yağlı tohum üretiminin arttırılması, yem hammaddesi ihtiyacında dışa bağımlılığı en aza indirecektir.
Katma değer oluşturan ve istihdam yaratma potansiyeli bulunan süt sektöründeki mevcut üretim, iç piyasa gereksinimini karşılamaktan uzaktır. Süt fiyatlarından ne üretici ne de tüketici memnundur. Yüksek girdi maliyetlerinden dolayı üretici kâr edemediği gibi, sütün iç piyasa fiyatı da tüketici beklentisinin üzerindedir.”