İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, grup toplantısında konuşmasında Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ı isim vermeden eleştirdi. Akşener, "Bağımsızlığı sağlamak için ödenmiş bedeller var. O bedeli tereddütsüz göze alıp, toprağa düşenlere, saygı göstermek zorundasınız. Bu bir lütuf değil hem dinimizin hem de töremizin gereğidir. Allah-Muhammed aşkına; Atatürk’le alıp veremediğiniz nedir?" dedi.
Akeşener, şu ifadeleri kullandı:
"Ayasofya’da, makamının ve sıfatının gereğini yapıp, gönülleri kazanmak yerine, lanetlerden bahsedenlere sesleniyorum; Türk tarihine, hakkıyla sahip çıkmak bir şereftir. İstiklal mücadelemizin önderi Gazi Mustafa Kemal’i anmak, bir şereftir. Sizler bu şerefle yaşamamayı tercih edebilirsiniz. Bu sizin sorununuz. Rahmetli Elçibey’in dediği gibi; ‘Allah’ın bahşettiği şerefi istemeyene, biz zorla şeref verecek değiliz.’ Ama unutmayın ki; bağımsızlığı sağlamak için ödenmiş bedeller var. O bedeli tereddütsüz göze alıp, toprağa düşenlere, saygı göstermek zorundasınız. Bu bir lütuf değil hem dinimizin hem de töremizin gereğidir. Allah-Muhammed aşkına, Muhammed-Ali aşkına; Atatürk’le alıp veremediğiniz nedir? Vatanı işgale yeltenen Yunanlılar, Fransızlar, İngilizler, Mustafa Kemal’e düşman olsa anlarım. Ama siz neden düşmansınız? Buradan iktidardakilere sesleniyorum; Diyanet İşleri Başkanlığı bizim için kıymetli bir makamdır. Ama şunu söylemeden de geçemem; siz utanmadan Ayasofya’yı düşmandan kurtaran ecdada saygısızlık ederken, 16 Türk adasında Yunan bayrakları, dalgalanmaya devam ediyor. Onlar şanlı bayrağımızı ateşe vererek milli onurumuza hakaret ediyor, ama siz hala Mustafa Kemal’le uğraşıyorsunuz. Yazıklar olsun.”
Başka birçok konuda açıklamalarda bulunan Akşener'in konuşmasından satır başları şu şekilde:
(Ayasofya'nın ibadete açılması) “Orada olmayı, Ayasofya’da ibadet etmeyi, dualar etmeyi ben de istedim. Ancak maalesef olmadı. İnşallah ilk fırsatta ziyaret edeceğim.
"ALLAH'IN EVİNE SİYASET SOKMAYIN"
‘İktidar, Allah’ın evine siyaset sokma hastalığından bir türlü kurtulamadı’
İlk günden itibaren hep dedik ki, ‘Ayasofya’yı ibadete açın, ama siyasete kapatın.’ Ama iktidar, Allah’ın evine siyaset sokma hastalığından bir türlü kurtulamadı. Ortak değerlerimizi suiistimal etmekten geri kalmadı. Karar sürecinde gösterdikleri riyakarlığı, açılış programındaki sözleriyle bambaşka bir boyuta taşıdılar.
Güzel Ayasofya’nın, o güzel gününde, hepimiz şu cümleleri bekledik; ‘Selam olsun Anadolu’nun kapılarını açan Alparslan’a, selam olsun İstanbul’u fetheden Fatih’e, selam olsun, İstanbul’a ve Ayasofya’ya istiklalini yeniden kazandıran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e…’ Söylenmesi gereken buydu. Ecdadımıza ve tarihimize saygının gereği buydu. Devlet insanlığına, cumhurun başkanlığına yakışan buydu. Ama bu bile efendilere zor geldi. Bırakın saygıyla selamlamayı, saygısızlık etmekte hiçbir beis görmediler. Böylesine güzel bir günde bile düşmanlık etmekten utanmadılar.
Hiçbir suni gündem, ülkemizin, 34 OECD ülkesi arasında, kadına yönelik şiddet olaylarında birinci sırada olduğu gerçeğini örtemeyecek.
KADIN CİNAYETLERİ
Türkiye, son 10 yılda 3 bin, geçen yıl 474 kadınımızın öldürüldüğü bir ülke olma utancından arınmak zorunda. Geçtiğimiz günlerdeki bir gösteride açılan pankart yüreğimi yaktı. Bir kadın, diğer kadınlara sesleniyor ve diyordu ki; ‘Kız kardeşlerim, bir gün öldürülürsem, davam size emanet.’ Bu sözler, Türk kadınının durumunu özetleyen sözlerdir. Ve aslında bu sözler, ülkeyi yönetenlerin yüzüne atılan bir tokattır.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDEN ÇEKİLMEK YERİNE HAKKIYLA UYGULAYIN
'İstanbul Sözleşmesi' forumuna katılan 8 kadın gözaltına alındı
Ey Türk erkekleri; bu sözlere kulak verin. Bu sözlere anneniz, kızınız, eşiniz, sevdikleriniz için kulak verin. Kadınların, erkeklere güvenemediği bir dünya, kıyamet alametidir. Kadınının yanında duracak mertliği göstermemek Türk töresine yakışmaz. Buradan tüm kadınlarımıza ve onlara şiddeti reva gören vicdansızlara sesleniyorum; iyi ve cesur insanların iktidarında, çıkıp diyeceğiz ki; ‘Kadınlarımızı özgür ve güven içinde yaşatamayan bir düzen, düzen değildir.’ Çıkıp diyeceğiz ki; ‘Tek bir kadın gözyaşı döküyorsa, o düzeni yıkar, yenisini kurarız.’ Bunu sağlamak için çok fazla şeye ihtiyaç yok. Yasaları hakkıyla uygulamak, önlemleri hakkıyla almak, yeter. Bu bir zihniyet meselesidir. Nefreti, düşmanlığı bırakıp kadınıyla erkeğiyle milletimizin her bir ferdini sevmek yeter.
‘İstanbul Sözleşmesi’nin maddelerini hakkıyla uygulamaya çağırıyorum’
(İstanbul Sözleşmesi) Sayın Erdoğan’ı bir kez daha yaptığı ender iyi işlerden biri olan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek yerine, sözleşmenin maddelerini hakkıyla uygulamaya çağırıyorum. Bir avuç ahlaksızın hayallerini gerçekleştirmek uğruna, kadınlarımızı mağdur etmenize izin vermeyeceğiz. Bir avuç özgüvensizin egolarını eylemek uğruna, İstanbul Sözleşmesi’ni feda etmenize izin ermeyeceğiz. Çünkü, İstanbul Sözleşmesi yaşatır."
"SORUNLARIN KAYNAĞI PARTİLİ CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ"
Akşener, Türkiye'de yaşanan sorunların kaynağının "Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi" olduğunu ileri sürdü.
İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın partili Cumhurbaşkanlığı sisteminin ikinci yılını değerlendirdiği konuşmasında bu sistemin yürümediğini fark ettiğini dile getirdi.
Devletin deneme-yanılmayla yönetilmeyeceğine işaret eden Akşener, "Her ne kadar ballandıra ballandıra anlatsa da Sayın Erdoğan'ın sistemi 'değişmez' görmediğini söylemesi, olumlu bir adımdır. İşlerin yürümediğinin farkında olmak, gelecek için olumlu bir işarettir. Bu vesileyle Sayın Erdoğan'a bir çağrıda bulunmak istiyorum, sorunun farkına varmak çözmenin yarısıdır. Türkiye'nin bu sarmaldan çıkışı, iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistemdir. İtiraf edemesen de bunu sen de biliyorsun. Gel, muhalefetle el ele ver, ülkemizi içine soktuğunuz bu sistem krizinden birlikte çıkaralım. Milletimizi içine soktuğunuz bu zor durumdan kurtaralım." değerlendirmesinde bulundu.
Partili cumhurbaşkanlığı sisteminin hiçbir araştırma yapılmadan uygulamaya sokulduğunu öne süren Akşener, ilk günden beri bu sistemin yürümeyeceği yönünde uyarılar yaptıklarını söyledi.
Meral Akşener, araştırma şirketlerinin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine ilişkin araştırmalar yaptığını ve bu araştırmalarda halkın en az yüzde 54'ünün güçlendirilmiş ve iyileştirilmiş parlamenter sistemden yana olduğunun ortaya çıktığını savundu.
AŞIK MAHZUNİ'NİN OĞLU İYİ PARTİ'DE
Akşener, konuşmasının sonunda merhum Aşık Mahzuni Şerif'in oğlu Emrah Mahzuni'ye İYİ Parti rozeti de taktı.