Çulhaoğlu yaptığı basın açıklamasında; “Bu güne kadar sosyal medyada istediği gibi at koşturan ve trol ordusu yaratan iktidara Soruyorum.Genel Başkanımız Sayın Meral AKŞENER hanımefendinin özeline laf söyleyip iftira atanlara, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün annesi merhume Zübeyde hanım’a olmayacak laflar edenlere, söz söylememiş olanlar, en son çok değerli ve bir o kadar da kıymetli evladına laf edilince eyvahı gören ve bunların kapatılması gerekir diyen bir yönetim tarzı olur mu? Biz ne kadar kıymetli evladına çirkin söylemde bulunanları kınıyorsak, ülkeyi yöneten Sayın Cumhurbaşkanının da bu iftiraları daha önce defalarca atanlara iki söz söylemesi gerekmez miydi? Burada bir özeleştiri yapılması gerekmiyor mu?” dedi.
Çulhaoğlu açıklamasında şunları kaydetti:
“Anayasamızdaki 26. madde aynen şöyle demektedir. Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet Resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Aynı zamanda İletişim hakkı da Anayasa’nın 12 inci ve 13 üncü maddelerinde düzenlenmiş olup, temel hak ve özgürlükler içerisindedir ve anayasal güvence altındadır denmektedir. Dolayısı ile İletişim hakkı ve kamusal katılıma imkân sağlayan temel hak ve özgürlükler arasında sıkı bir bağlantı bulunmaktadır. İletişim hakkı temel bir insan hakkı olarak İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 19. Maddesinde kurulmuştur. Buna göre, Herkes düşünce ve ifade özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, bir müdahale olmaksızın bilgi ve fikirleri arama, alma ve yayma özgürlüğünü içerir”. Anayasanın 13 üncü maddesi uyarınca da temel hak ve özgürlüklerin kanunla belirtilen hallerde ki; Anayasamızın 15. Maddesinde Savaş, OHAL gibi hallerde ölçülü olacak şekilde denmiştir. Buna göre bu sınırlandırma Anayasa’nın lafzına ve ruhu ile demokratik toplum düzeninin gereklilikleri doğrultusunda sadece ÖLÇÜLÜ olarak sınırlandırılabilir. Elektronik medyaya erişim sosyal boyutuyla yurttaşlığıninşası, politik boyutuyla da katılımı teşvik etmesi açısından iletişim sürecinin önemli bir parçasıdır. Bu doğrultuda bahse konu kanun teklifi, temel hak ve özgürlükleri kanuna aykırı şekilde ve otoriter yöntemlerle kısıtlaması nedeniyle Anayasa’ya aykırılık teşkil etmekte ve aynı zamanda politik ve sosyolojik tehditler barındırmaktadır. İktidarın, ana akım medyaları bir işe yaramadı. Milletimiz bu yanlı ve yanlış bilgileri duymak ve okumak istemiyor, içinde bulunduğumuz hayat şartlarını, pahalılığı, işsizliği, geçim sıkıntısını yandaşları yazmadığı için insanlarımız sosyal medya aracılığı ile bunları öğreniyor. Bunu gördüler ve bu alanı engellemek için bu teklifi getirdiler. Milletimiz seyrettiği bir iki kanal veya okudukları bir iki gazete hariç ülkeyi güllük gülistanlık gösterenlere itibar etmiyor. Yani sizin yanlı haberlerinizi duymak istemiyor. O yüzden Şimdi yasayı değiştiririm, ağır cezalar koyarım, birilerini yola getiririm mantığı ile yola çıkılarak sosyal medya platformlarını tamamen kaldırılmak veya erişimin engellenmesi durumu hiç doğru bir adım olmadı. AMAÇ; Kim olursa olsun suç ve gayri ahlaki içeren proğram ve paylaşımlarla çok sıkı ve ciddi mücadele olmalıdır. Dünya büyük değişiklikler yaşıyor, dolayısı ile bu gibi sosyal platformlarla mücadele şekli de değişmelidir. Aksi takdirde, bu platformlardan bilgi alan ve eğlenen milyonlarca genç insanımıza bu durumu izah etmeleri çok zor olacaktır. Bunda çok ısrar edilirse kullanıcılar legal alandan çıkıp, Web üzerinden illegal alanlara yönelir. 18 yıldır iktidarda olanlar 5 büyük müteahhidi zengin etmekten vakit bulup ta, Ülke olarak Uluslararası arenada en çok ihtiyaç duyduğumuz Türkiye Teknoloji Yazılım Merkezini kuramadılar. Bu merkez şimdiye kadar kurulmuş olsaydı birçok sebepten dolayı yurt dışına kaçan üstün yetenekli gençlerimiz şimdiye kadar hem çok gelişmiş bilgisayar yaparlar hem de bilgisayar işletim sistemi, gelişmiş siber güvenlik sistemi ve dünya çapında arama motoru yapabilirlerdi. Yabancı sosyal medya şirketlerinden burada vergi mükellefi olmaları ya da sorumlu müdür bulundurmalarını önemseyen iktidar öncelikle çok güçlü bir BigData hostingi’ni kurmalıdır. Bunun bile farkında değiller. Vakit geçirmeden, güçlü bir altyapı kurulmalı, tüm dünyaya yayılmış olan tasarım ve yazılımcılarımız bir an evvel ülkemize kazandırılmalıdır. Bunun için 5 müteahhitten esirgenmeyen değer bu insanlarımıza da gösterilmeli ve istedikleri ekipman ile mali imkan kendilerine tahsis edilerek bu büyük ve önemli açık giderilmelidir.Allayıp-Pullayıp meclis genel kuruluna getirilen teklif aslında iktidar sözcülerinin anlattıklarından çok farklı olup, sansürler içermektedir. “