Genel Başkan Kılıçdaroğlu ve beraberindekiler, Aslanlı Yol'dan yürüyerek Atatürk'ün mozolesine geldi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun mozoleye çelenk bırakmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu.
Misakımilli Kulesi'ne geçerek Anıtkabir özel defterini imzalayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, deftere şunları yazdı:
"Aziz Atatürk, Sayın Genel Başkanım... 25-26 Temmuz tarihlerinde 37. Kurultayımızı gerçekleştirdik. Bu Kurultayda, kamuoyuna açıkladığımız '2.Yüzyıla Çağrı Beyannamesi' oy birliği ile kabul edilmiştir. Kabul edilen bu beyanname ile halkımıza söz verdik. Kurduğun Cumhuriyet'i, Cumhuriyet'in 100. yılında demokrasi ile taçlandıracağız. Egemenlik, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılmayacak egemenlik gerçekten de kayıtsız, şartsız milletin olacaktır. Türkiye'yi çağdaş uygarlığa ulaştırmak bizim en temel görevimizdir. Bu azim ve kararlılıkla huzurundayız.
Aynı kararlılıkla, size ve silah arkadaşlarınıza, hayatını kaybetmiş tüm Cumhuriyet Halk Partililere, demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirmiş yurttaşlarımıza şükranlarımızı sunuyor, aziz şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Ruhun şad olsun."
Heyet daha sonra İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün kabrinin bulunduğu alana geçti. Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun kabre çelenk bırakmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu.
Kılıçdaroğlu PM'de konuştu: "Kavgadan uzak yeni bir muhalefet çizgisi belirliyoruz"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu CHP PM toplantısı açılış konuşmasını yaptı. CHP kurultayı sonrası ilk kez konuşan Kılıçdaroğlu CHP'den ayrılarak parti kuracağı iddia edilen Muharrem İnce hakkında göndermede bulundu. Kılıçdaroğlu "Bizi engellemek isteyecekler. Milletvekillerimizi hapse atacaklar. Dört koldan üstümüze gelecekler. Mücadele edeceğiz. Her türlü iftirayı atacaklar. Besleme köşe yazarlarıyla her türlü karalamayı yapacaklar. Bizi bölmek parçalamak isteyeceklerdir ama hiçkimsenin unutmaması gereken bir şey var. CHP Türkiye Cumhuriyeti'nin kalesidir. Bu ülkede CHP varsa bu ülkenin sarsılmaz bir sigortası vardır. Devletin sigortasıdır, halkın sigortasıdır, vatandaşın sigortasıdır... Biz tepeden tırnağa Kuvai Milliyeciyiz. İnsanca bir düzeni bu ülkeye getirene kadar mücadele edeceğiz" diye konuştu. Kılıçdaroğlu konuşmasında ekonomideki geleşmelere de değinerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ı görevden alma çağrısında bulundu. Kılıçdaroğlu "Erdoğan'a 83 milyonun huzurunda bir çağrım var. Sayın Erdoğan milletin perişan olmasını istemiyorsan ilk yapacağın iş o sosyete damadın işine son vermek. Onu savunmaya kalkma. Bu sosyete damadın ekonomiden anladığı falan yok. Bunun görevden alınması milleti rahatlatacak. Al kardeşim bunu görevden" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satırbaşları şöyle:
- 37. Kurultayı’da "İkinci yüzyıl çağrı beyannamesi"ni onayladık. Oybirliği ile kabul edilmesi hepimize tek tek sorumluluklar yükledi. Birinci sorumluluk benim, ikinci sorumluluk MYK üyelerinin, üçüncü sorumluluk siz Parti Meclisi üyelerinin.
- Parti Meclisimizin yüzde 41,6'sı yenilendi. 60 kişilik Parti Meclisimizin 39'u erkek, 21'i de kadın. Yaş ortalamamız 48.
- Biz kapsayıcı bir siyaseti yaşama geçirmek istiyoruz. Biz CHP’nin Parti Meclisi üyeleri olarak Türkiye’nin 18 yıldır çözülemeyen sorunlarının çözümüne talibiz.
- Siyaset, bir çatışma alanı değil uzlaşma alanıdır. Eğer siyaseti bir uzlaşma alanına sokarsanız bundan yararlı çıkan ülke olur.
- Siyaset aynı zamanda yetkin kadrolarla çalışma alanıdır. İster muhalefet, ister iktidar, siyasete gidiyorsanız yetkin kadrolarla çalışmak zorundasınız.
- Sorunu biliyoruz, bilmiyorsak öğreniyoruz. Herkese eşit davranmak bizim temel felsefemiz. Kavgadan uzak yeni bir muhalefet çizgisi belirliyoruz. Çözümsüz bir sorunu asla dile getirmiyoruz. Çözümümüz eleştirilebilir ama sorunu ve çözümü dile getirmişiz. Bu en çok iktidar partisine yarar. Çünkü iktidar farklı bir partinin çözümlerini de öğrenecek. Sadece iktidar değil, geniş bir kitle de eksiğimizi tamamlayabilirler.
- Biz önerilerimizi sunuyoruz ve sunmaya devam edeceğiz. Biz bu vatan ve bayrağın altında yaşıyorsak kimseyi ötekileştirmeye hakkımız yoktur. Bu talebi gittiğiniz her yerde dile getireceksiniz.
- 18 yıldır memleketi yöneteceksiniz, 10 milyonun üzerinde işsizimiz var. İşsizlik bütün kötülüklerin anasıdır. Bunu not edin, gittiğiniz her yerde söyleyeceksiniz.
- 18 yıldır adaleti bu hale kim getirdi? Oy veren vatandaşların oturup düşünmesi lazım. Atamaları yapan ben değilim onlar. Beğenmediği kararı veren hakimi süren onlar. Partinin il başkanlığından avukatı alıp hakim yapan onlar.
- Daha acı olan şu: Adaleti isteyenler de hapiste. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir tablo yok. Biz yaşıyoruz böyle bir tabloyu.
- Dedik ki israf yapmayın haramdır. Bol para harcayan kişiye vatandaş enayi gözüyle bakar. Bu kadar parayı harcıyorsanız orada sizin alın teriniz yoktur.
- Biz onlara söyledik bunları yapmayın diye. Yüzlerce örnek verdik ama yapmaya devam ettiler. Her taraftan borç alırsanız gırtlağınıza yapışırlar dedik. 83 milyon Londra’daki bir avuç tefeciye çalışıyor. Borç alan emir alır. Osmanlı’nın çöküşünde böyleydi.
- 18 yılda sadece yurt dışında tefecilere ödediğimiz para 178 milyar dolar. 178 milyar dolarla ikinci bir Türkiye inşa edersiniz. Bu para sadece faiz, ana para değil. Bir günde 48 milyon 703 bin dolar faiz ödüyorlar.
- Gelin bir siyasi ahlak kanunu çıkaralım, kabul etmediler.
- Vatandaşların TBMM’ye güveni yüzde 1,2. Çok acı bir tablo. Eğer rüşvet alan adamı milletvekili yaparsan, bakan yaparsan, yolsuzluklar alır başını giderse bu meclis bu konuma gelir.
- Damattan Hazine ve Maliye Bakanı, rüşvetçiden büyükelçi yaparsan siyasete güven olmaz.
- Dış politikada iflas ettik çünkü Dışişleri işlemiyor.
- Bir pandemi süreci yaşadık, bu süreçten nasıl çıkarız diye nelerin yapılması gerektiğini madde madde saydık, büyük bir kısmını yapmadılar. İş yeri kapananlara siz iş yerinizi kapatın, size kısa çalışma ödeneği, 1168 lira vereceğiz. Diyelim ki 10 bin lira kazanıyor, hayır 1168 lira vereceğiz diyor. 3.5 milyon insan günde şu an da 39 lirayla geçinmek zorunda.
- Vicdanı olan ülke yöneticilerine çağrıda bulunuyorum. 1168 lirayı bari asgari ücrete çıkarın.
- Siyaset öç alınacak kin duyulacak bir alan değildir. Yanlış yapıyorsa söyleyeceksin. Ama batsınlar demedik. Çünkü batan devlet. İktidara yol gösterdik bunlar bildiklerini okudular.
- Ekonomik krizin başlangıcı, 13 Ağustos 2018. MYK üyeleri ve ekonomi kurmaylarıyla birlikte oturup tartıştık. Ve 13 madde halinde krizden nasıl aşılacağını açıkladık. Maddelerin birincisi sorun var, sorunları yaşayanlar var. Bir çağır bu insanları sor, biz buradan nasıl çıkabiliriz diye. İkincisi dolarla ihaleden vazgeç. Ya biz niye dolarla ihale yapıyoruz. Bir de çözümsüzlük durumunda adres olarak Londra’daki mahkemeyi gösteriyorlar. Biz bunları söyledik ama yapmadılar, kendi bildiklerini okudular. Sonuçta bu noktaya geldik.
- 2019’da buhrandan çıkış toplantısı düzenledik. Kimseyi eleştirmedim, çözüm önerilerini sıraladım. Dedim ki bu önerilerle ilgili yasa değişikliği gerekiyorsa her türlü katkıyı vermeye hazırız dedim, kabul etmediler.
- 18 yılın sonunda iki katmanlı bir topluma geldik. Biri lale devrini yaşayanlar, diğeri ekmek kavgasında olanlar.
- Son 7 ayda 79 milyar lira para basıldı. Nereye verdi bu parayı? Beşli çeteye verdi. Vatandaşa sana bin lira veriyorum kes sesini dediler. Parayı alanlar koşa koşa dolar aldı. Çiftçi, esnaf, işsiz perişan.
- Biz sıradan bir parti değiliz. Gelir, geçer bir parti değiliz. Temelinde Kuva-yi Milliye olan bir gelenekten geliyoruz. Bu ağır buhranı aşmak zorundayız. Türkiye yönetilmiyor, savruluyor. Türkiye’yi kim yönetiyor? Hep beraber freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı ilerliyoruz. Ama salondakiler uçakta. Sayın Erdoğan’a bir çağrım var. Hala bu milleti seviyorsan ilk yapacağın iş o sosyete damadın görevine son vermektir. Onu savunma. Bu sosyete damadın ekonomiden, fakir fukaradan anladığın yok. Al kardeşim bunu görevden. Bu işi bilen dünya kadar insan var.
- Bu sömürü düzenini kuran damattan kurtulabilirse ikinci üçüncü adımları da atabilir ama atamaz. Çünkü başka kimseye güvenemez. Kaygıyla kuşkuyla ülke yönetemezsiniz.
- 37. kurultayımızda kabul ettiğimiz ikinci yüzyıla çağrı beyannamesi ülkenin yeniden inşa beyannamesidir.
- Güçlü bir demokratik parlamenter sistemle biz bunu yapacağız. Malı götüren değil hesap soran siyaset anlayışıyla. Cumhuriyetin 100. yılında cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandıracağız.
- İktidar 18 yılda ülkeyi bu hale getirdi, biz 5 yılda Türkiye'yi bölgenin yükselen yıldızı haline getireceğiz. Bunu her yerde anlatın."