Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi209
Bugün Toplam865
Toplam Ziyaret1823555

CHP İLE MHP ARASINDA ÇAKICI POLEMİĞİ

MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül,"Asıl rezillik, seviyesizlik, müfterilik şunlardır, PKK'yı terör örgütü olarak görmeyenlerle kader ve güç birliği yapmaktır" dedi.

MHP'Lİ BÜLBÜL'DEN CHP'Lİ ALTAY'A YANIT: MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay'ın, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve partisine yönelik çok ağır, ahlaki seviyeleri son derece aşan ifadelerini ayakları altında çiğnediklerini söyledi.

MHP Grup Başkanvekili Bülbül, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Alaattin Çakıcı'nın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile arasında geçen bir polemik sebebiyle CHP tarafından ağır hakaretlere uğraması üzerine Bahçeli'nin, dün görüş ve düşüncelerini ifade ettiğini anımsattı.

Burada dikkatlerden kaçmayan hususun, bu meseleler üzerinden MHP ve Cumhur İttifakı'nın üzerine gelinme çabası olduğunu kaydeden Bülbül, "Bunun ahlaki hiçbir tarafı yoktur. Alaattin Çakıcı böyle bir mektup yazıp, Sayın Kılıçdaroğlu ile ilgili değerlendirme yaptıysa, bunda eğer hukuka aykırılık, bir hakaret, bir suç unsuru görülüyorsa, bunun için başvuru mercileri bellidir. Bu noktada gerekenler yapılır. Ancak ona karşılık olarak yeniden başka bir hakaret yolunu seçmek ve oradan siyasi bir kurnazlıkla başka işleri kotarmaya çalışmak hiçbir şekilde kabul edilemez." değerlendirmesinde bulundu.

Bülbül, CHP'li Altay'ın basın toplantısındaki MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve partisine yönelik çok ağır, ahlaki seviyeleri son derece aşan ifadelerini ayakları altında çiğnediklerini söyledi.

Çakıcı'nın, üzerine atılı suçlar nedeniyle uzun yıllar cezaevinde kaldığına işaret eden Bülbül, Bahçeli'nin bu noktada hassasiyetlerini dile getirdiğini söyledi.

Bahçeli'nin ifade ettiği hususların, son derece önemli olduğunu vurgulayan Bülbül, "Genel Başkanımız, Sayın Kılıçdaroğlu'nun bir girdabın içerisinde olduğunu, hezeyan ve melanet içerisine düştüğünü ifade etmiştir. Bugüne kadar CHP, genel başkanlara bu şekilde ifadeler kullanılmasına karşı çıkıyorsa, buna bu kadar tepki gösteriyorsa, bu zamana kadar Sayın Genel Başkanımıza, özellikle Türkiye ve Türk düşmanı olan terör örgütleri tarafından birçok defa çok ağır hakaretlerle, saldırılarla muhatap olduğu süreçlerde tek kelime CHP tarafından duymuş değiliz. Samimiyet testi yapılması gerekiyorsa o testte sınıfta kalacak olan mutlaka CHP olacaktır" ifadelerini kullandı.

Bahçeli'nin, CHP'nin değerlendirmelerini rezillik olarak nitelendirdiğini vurgulayan Bülbül, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz bu ifadeleri kullanırken boşuna kullanmıyoruz. Asıl rezillik, seviyesizlik, müfterilik şunlardır, PKK'yı terör örgütü olarak görmeyenlerle kader ve güç birliği yapmaktır. Meydanlarda bebek katili 'Apo'nun heykelini dikeceğim' diyen, Kobani eylemlerinde verdiği talimatla ülkede isyan faaliyeti ortaya çıkmasına sebep olup, 35 ili yakıp yıkan ve ölümlere sebep olan Selahattin Demirtaş için seferber olmaktır. PKK'lı terörist Sakine Cansız'a sahip çıkan, arkasından ona ağıt yakan ve DHKP-C başta olmak üzere bütün aşırı sol terör örgütleriyle, terör odaklarıyla iç içe olan CHP İstanbul İl Başkanı'na sahip çıkmak ve onu desteklemektir. Rezillik, seviyesizlik arıyorsak, PKK'nın Suriye kolu olan PYD ve YPG'yi halk kahramanı yerel güçler olarak görmek ve ona yönelik operasyonlarda, örneğin Zeytin Dalı Operasyonu'nda 'Afrin'in merkezine girilmesin' diyerek, PYD ve PKK'lı teröristlere sahip çıkmaktır, kol kanat germektir, asıl rezillik, seviyesizlik. Ülkeye düşman olan bütün yapılara karşı yürütülen mücadelelerde destan yazan İHA'ları, SİHA'ların Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde masum halkı bombaladığı yönünde iftiraları atmaktır asıl rezillik ve seviyesizlik. Terörist cenazelerine katılıp, tabutlarına omuz vermektir. Şehit savcımız Yavuz Selim Kiraz'ın katillerine, DHKP-C'li teröristlere sahip çıkmak veya sahip çıkanları himaye etmektir asıl rezillik. Türk devletini, hendek operasyonlarında savaş suçu işlemekle suçlayan, PKK'yı terör örgütü olarak kabul etmeyen Tabipler Birliği üst yönetimine sahip çıkmaktır, asıl rezillik ve seviyesizlik."

Bülbül, 15 Temmuz hain darbe girişiminin "kontrollü darbe" olduğunu ifade etmenin, FETÖ'ye sahip çıkar duruma gelmenin, 15 Temmuz sonrasında Adana mitinginde FETÖ'cü sözde gazeteci ve yazarların teker teker isimlerinin Kılıçdaroğlu tarafından anons edilerek, sahip çıkılmasının asıl rezillik olduğunu ifade etti.

MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül şöyle devam etti:

"10 Kasım'da, Anıtkabir'de Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önünde saygı ile eğilip arkasından terörist Seyit Rıza'nın heykelinin önünde Tunceli'de saygı duruşunda bulunmaktır, asıl rezillik ve seviyesizlik. Yine bebek katilinin posterleriyle, Atatürk posterlerinin yan yana geldiği mitinglerde, kol kola ve omuz omuza teröristler ve terör sevicilerle beraber olmaktır, seviyesizlik ve rezillik. Ermenistan işgal ettiği topraklardan çıkarılmaya çalışıldığı Karabağ harekatında daha ilk saatlerinde Türkiye'den askeri yardım gittiğini kaygıyla izlediğini ifade etmektir, asıl rezillik ve seviyesizlik. Bu ve buna benzer birçok meseleyi arka arkaya sıralayabileceğimiz birçok rezilliğe, seviyesizliğe ne yazık ki bugünkü CHP yönetimi sırasıyla teker teker imza atmaktadır. Bu siyasi duruşlarından vazgeçmemektedirler."

CHP ve yönetiminin bugün itibarıyla bir milli güvenlik sorunu haline geldiğini öne süren Bülbül, "Özellikle en son gelişmeler çerçevesinde Türkiye'nin, cumhuriyetimizin kurucu değerlerini ve anayasamızın değiştirilemez maddelerini tamamen yok edecek derecede terör ve terör örgütünün gündemine teslim olan bir anayasa görüşmeleri sürecine dahil olduğunun ortaya çıktığı bir dönemde, CHP'nin bugün MHP'ye ve Genel Başkanımıza ortaya koyduğu ifadeler bühtandır, bunlar asla kabul edilemezdir."

Bülbül, MHP'nin her zaman Türk milletinin, Türk devletinin, hukukun ve demokrasinin yanında yer aldığını, attıkları her adımın, yaptıkları her işin demokrasiye, hukuka, ahlaka uygun olarak gerçekleştiğini belirtti.

MHP'nin attığı adımların şeffaf olduğunu kaydeden Bülbül, "Karanlık kapılar ardında, gizli anlaşmalarla, Türkiye'nin ve Türk milletinin kaderini yerle bir etmekle, bunlar için çaba sarf edenlerle beraber olanlar elbet bir gün milletimizden de hak ettiği tokadı yiyeceklerdir." dedi.

CHP'nin gayri milli bir siyaset yürüttüğünü belirten Bülbül, "Milletimize kan ağlatan, acılara sebep olan, on binlerce insanımızın mağduriyetine, ölümüne sebep olan yapılarla beraber olmayı kendisine mübah görenler, haklı görenler, kalkıp bugün MHP'ye laf söyleyemezler." diyerek, sözlerini tamamladı.


CHP'Lİ ALTAY NE DEMİŞTİ?
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay,Siyasetin kirlendiğini beelirterek, "Devlet Bahçeli'nin savunduğu aşağılık mektubun sahibinin, yıllar önce Sayın Devlet Bahçeli ile ilgili söylediklerini burada tekrarlamaya benim terbiyem müsaade etmez." ifadesini kullandı.

Alparslan Türkeş'in "Ülkücüden mafya, mafyadan ülkücü olmaz" sözüne işaret eden Altay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bahçeli, dün zehir zemberek bir açıklamada bulunmuş. Müfterilik, seviyesizlik ve rezillik ithamlarıyla bir açıklamada bulunmuş. Asıl müfterilik şudur; mafya suç örgütü liderinin, bir siyasi parti genel başkanına yönelik aşağılık hakaretini sahiplenmek tam da müfteriliktir. Asıl seviyesiz arıyorsa Sayın Bahçeli, ana muhalefet partisi liderini, ölümle tehdit eden bir çete liderini, 'Benim dava arkadaşım' diyebilmek hakikaten seviyesizliktir, çukurdur. Çukur siyasetidir, çukur zihniyetidir. Ülkenin ana muhalefet liderine ölüm tehdidi yapılıyor, hükümetin küçük ortağı, 'Bu, benim dava arkadaşım' demek suretiyle, savcılara bir ayar mı vermeye çalışıyor, örtülü olarak savcılara istikamet mi tayin ediyor, çok merak ediyoruz. Rezillik; kendisine geçmişte hakaret ve tehditte bulunan çete liderini 'ülke ve millet sevdalısı bir ülkücü' diye tanımlamaktır. Çete liderini sahiplenmek, Türkiye'deki gerçek ülkücülere, gerçek vatan ve millet sevdalılarına yapılabilecek en ağır hakarettir, saygısızlıktır. Bu mektubu sahiplenmek, Cumhur İttifakı'na oy veren tüm seçmenler için bir züldür. Bu aşağılık mektupta kendisine methiyeler düzülen Cumhur İttifakı'nın küçük ortağı Devlet Bahçeli'ye yaslanılarak bu mektubun yazıldığının da tescillenmesidir."

Şimdi gözlerin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın suskunluğunu ne zaman bozacağında olduğunu kaydeden Altay, mektupta Erdoğan ve Bahçeli'ye methiyeler dizildiği için onlardan açıklama beklediklerini söyledi.

Altay, devletin "üç maymun" modunda olduğunu ileri sürerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'ün, devlet olmanın gereğini yerine getirmesi gerektiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, CHP'nin Kıbrıs ile ilgili durumunu sorgulayamayacağını savunan Altay, "Sen, 2004'te Annan Planı'ndaki tavrını bir millete izah et. Annan Planı'nda Rauf Denktaş'a rağmen Erdoğan'ın tavrı bellidir. Ayrıca Erdoğan şunu bilmelidir ki; Fazıl Küçük, Rauf Denktaş, Necmettin Erbakan, Bülent Ecevit olmadan Kıbrıs davası olmaz, olamaz. Maraş'ın plajlarını açmak marifet değil." diye konuştu.

Davet meselesinin çarpıtıldığını savunan Altay, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na davetin bir gün önce gönderilmesinin bile kabul edilemez olduğunu ifade etti.

Altay, gazetecilerin, MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin, "Kılıçdaroğlu’nun terörist Demirtaş’a hürmet ve hayranlığı bellidir" açıklamasını sorması üzerine, "Abdullah Öcalan'ın mektubundan medet uman Cumhur İttifakı, Abdullah Öcalan'ın da kardeşini televizyona çıkarmıştı." dedi.

Bahçeli'nin terörist başı Abdullah Öcalan'ın mektubuna ilişkin açıklamasını hatırlatan Altay, "Abdullah Öcalan'dan medet uman bir siyasetçiden alacağımız terör dersi, milliyetçilik dersi olamaz. Selahattin Demirtaş'ı biz, terörist olarak görmüyoruz." ifadelerini kullandı.

AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan'ın Alaattin Çakıcı'nın sosyal medyadaki paylaşımı ile ilgili savcılığın gerekli soruşturmayı başlattığı yönündeki açıklamasının sorulduğu Altay, "Cumhuriyet savcıları, AK Parti yöneticilerine bilgi vererek çalışıyorlar. Bir kere bu, çok ayıp bir şey. Bu bile yargının, yürütmenin vesayetine nasıl boğulduğunu ve sokulduğunun açık bir göstergesidir. Ben soruşturmayı görmeden inanmam. Şöyle bir şey ile karşılaşırsak şaşırmayın; Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na 'Alaattin Çakıcı'yı niye bu kadar sinirlendirdin' diye bir soruşturma da açılmış olabilir. Bugün bu zatın dokunulmazlığı, TBMM'nin sayın üyelerinin dokunulmazlığından daha güçlüdür." değerlendirmesinde bulundu.

190 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
AlışSatış
Dolar34.413134.5510
Euro36.357136.5028