Yollarda gezerken, yürürken hiç dikkat ettiniz mi? Çöp kutularına atılmış, poşetler içinde avlu demirine, duvarlara asılmış ekmekler görmüşsünüzdür.
İş yerlerinde, evlerde, lokantalarda, fırınlarda, sofralardan artan ekmekler çöpe dökülüyor. Ya da en insafından bir poşete konup, bir kenara bırakılıyor, ya da bir yerlere asılıyor…
Böylece tonlarca ekmeğin heba olduğu yazılıyor basında. Bu konuyla ilgilenecek kimseler yok mu? Kim bilir belki var! O da bütün kamuya yansımadığı için kamu etkilenmiyor!
Bir ekmek nasıl meydana gelir, hiç düşündünüz mü? Bunları, çiftçilere, çiftçi çocuklarına, savaşları, kıtlıkları yaşamış insanlara sorunuz! Nazım Hikmet bir şiirinde “Memetçik Memet, Memetçik Memet beygir fışkısında yok merhamet” diyor. Aç kalmış askerlerin beygir fışkısından arpa topladığı anlatılıyor bu dizelerde…
Sosyal tarihimizi niye unutuyoruz?
Bakınız ekmeğin serüveni romanlık öyküdür. Tarlayı sürüp hazır edeceksin, tohumu atacaksın, bitecek, başak verecek, biçeceksin, harman edeceksin, süreceksin, savuracaksın, saman bir tarafa, buğday bir tarafa düşecek, çuvallayıp götüreceksin eve; yıkayacaksın, kurutacaksın, hayvanlarla, kağnı, traktör gibi araçlarla değirmene götüreceksin, öğüteceksin, un olacak, eve getireceksin, evin hanımları yoğuracak, beze yapacak, açacak, sacın üstüne atacak, pişirecek, ekmek olacak…yeyeceksin.
Şimdi, makineler, fabrikalar var diyenleri duyar gibi oluyorum. Evet ama, makineler, fabrikalar da bu aşamalardan geçtiler… Yaşı altmış-yetmişi geçmiş olanlara sorunuz, size anlatsın ekmeğin serüvenlerini. Ya da dedelerinden, ninelerinden dinledikleri açlıkları aktarsınlar size. Bir gün aç kalarak siz de bir deneme yapınız bu konuda.
Bizim ülkemizin baş gıdası ekmektir. Başka, kimi ülkelerin patates, pirinç…
Biz ekmekten vazgeçemeyiz. Ekmeksiz doymaz karnımız bizim. Ekmek yemeyin, şişmanlatır, şu olur, bu olur diyenler az değil. Hangi ekmek yenmeyecek onu bir anlatsalar ya? Besleyici nüvesi, kepeği alınmış ekmek, artık ekmek olmaktan, posa durumuna gelmiştir. Yenmeyecek olan bu ekmektir. Ekmek yemeyin diyenler bunları anlatıyor mu? Anlatmıyorlarsa, öğrenme çaba size kalmış!
Ne yapmalı o zaman?
Birey olarak olsun, devletçe olarak olsun önlem almalıyız. Artık ekmek üretmekten kaçınmalıyız. Varsa onları en olumlu biçimde değerlendirmeliyiz. Çöpe bir ekmek kırıntısı bile atmanın doğru olmadığını hem kendimize, hem çocuklarımıza anlatmalıyız. Çöpe giden tonlarca ekmeğimizi kurtarmanın çaresine bakmalıyız hep birden… Ben zenginim ister atar ister yerim diyenler varsa, bu da hiç hoş bir şey değil.
Haydi hep birlikte başlayalım işe.
02.12.2020, Adana