Bugün, bana armağan edilen özel/güzel tablolarından söz edeceğim. 1984’ten beri resim sergileri üzerine yazılar yazıyorum. Adana’da kimler resim/fotoğraf sergisi açmış belgeliğimde yazıları bulunmaktadır…Onlardan Mehmet Çekenoğlu, Ekrem Güvel, Şerife Ballı, Seval Meray bana resimlerini armağan ettiler… Bunların arasına kızım Estin Demirel Fırat’ın resmi de bulunmaktadır. Şimdi kendisi İstanbul’da, resimler yapan bir torunum var ondan…
*Ressam Mehmet Çekenoğlu’nun suluboya tablosu oldukça dikkat çekiyor. Yirmi yıl kadar önce armağan edilmişti bana. Durur evimin bir köşesinde. Bir ırmak ya da çay kıyısını betimleyen önemli bir görüntü. Bir ağaç gövdesi, dalları, yapraklarıyla uzanıyor göğe. Yanından nehir geçiyor coşkuyla. Çevresi oldukça yeşil bitkiler, otlarla kaplanmış. Gökyüzündeki ak bulutlara değer gibi. Çizgiler, fırça vuruşlar yerli yerinde.
*Ekrem Güvel, özgün sanatçı bir arkadaşımızdı. Onu erken kaybettik. 13.12.1998’de imzalamış resmini bana. Bir kış görüntüsü betimi bu. Ağaçlar arasına sığınmış birkaç barakamsı evler, çatıları kiremitli, bacaları dumanlı… Önünde sohbet eden iki insan… Dertlerini konuşuyorlar kim bilir? Soğuk renklerle betimlenmiş. Klasik köylerimizden biri.
*Şerife Ballı, Adana Ressamlar Derneği’nin sekreterliğini yürütüyor… Çok çaba harcayan, çok çalışan, kahve rengin tonlarından vazgeç(e)meyen bir ressam. Masum yüzlü bir kız portresi, 13.12.2018’de imzalamış bana, karşıya bir noktaya bakıyor gibi duruyor. Araştıran, soran, sorgulayan bir duruş. Sanki Monalisa’dan örnek alınmış. Temiz saf bir yüz. Saçlar yana taranmış tebessüm ediyor. Kahverengin tonlarıyla, fonda havai renklerle betimlenmiş… Başı üstünde dışarıya açılan pencere. Önünde gül bahçesi. Özgürlüğü niteliyor.
*Seval Meray Atatürk portresi 11.03.2019’da imzalamış bana. Meray bu yönde çok yol kat eden bir ressam. Atatürk resimleri çiziyor, canlandırıyor. Götürüyor bizi ona, tanıyın, bilin Atatürk’ü diyor! Unutulmazlığı betimliyor. Atatürk, bakıyor bize. Ne yaptığımızı, neler yaptığımızı sorguluyor, gibi! Biz ona borçluyuz taaa derinden. Yayılmacı (emperyal) güçleri kovdu yurdumuzdan. Bize özgün bir yönetim biçimini verdi. Onun ilkeleri ilkelerimiz oldu. Yaşayacak sonsuza dek...
*Estin Demirel Fırat ilkokulda okurken resim ödülleri almıştı. Ortaokula başladığında ne oldu bilmiyorum? Resim yapmayı bıraktı. Herhalde resim öğretmenin bir yanlışı oldu! Elimizde iki tablosu bulunmaktadır. Bunlardan biri turuncu rengin egemenliğini taşımaktadır. Baktığınızda sonsuzluk izlenimini görüyorsunuz… Üç ağaç duruyor yalın, sırayla…Ağaçların kolları sarıyor sanki dünyayı. Yapraksız yalın bir ağaç… Baktıkça gözlerinizi ayıramıyorsunuz. İkinci tablosu ise kuğulu bir göl tablosu. Kuğular bir çay ya da bir gölde yüzüyor sanki… Kıyısında otlar, barakalar, bitkiler tamamlıyor tabloyu. Sonsuzluk burada da kendini ele veriyor…
07.12.2020, Adana