Sabahattin Ali 1907 Gümülcine doğumlu. 1948’de Kırklareli’nde öldürüldü. Balıkesir Muallim Mektebi’nde okudu. Almanya’ya gönderildi. 3 roman, 5 öykü, 5 şiir kitabı yazdı. Şiirlerinden dolayı hapis yattı. Sinop Cezaevi’nde yattığı koğuşu gördüm. Duvarları şiirleriyle süslüydü.
Romanlarında, öykülerinde daha çok kendini yansıtmaktadır.İçimizdeki Şeytan romanının kişileri Ömer, Nihat, Bedri, Macide, Prof Hikmet, İsmet Şerif, Emine… Roman 267 sayfa, 1. Basımı 1940’ta Remzi Kitabevi’nce, 2020 basımı ise İş Bankası yayınınca yapılır.
Sabahattin Ali yansıması en çok Ömer rolündeki kişide görülmektedir. Ömer, İstanbul’da salaş bir pansiyonda yaşayan, memurluk yapan, sürekli para sıkıntısı çeken, içi aşk dolu, Anadolu’dan gelen düşünen, düş kuran biridir.
Balıkesir’den, uzaktan akrabası olan Macide konservatuvardan müzik dersleri almakta, Emine adında bir yakının evinde kalmaktadır.
Bir gün Ömer, arkadaşı Nihat’la gezerken Macide’yi görür. Hemen gider konuşur, uzaktan akraba oldukları anlaşılır. Eminönü’ne doğru yürürler...
Ömer’in kafasının içi karmakarışıktır. Binbir türlü düşünce geçer içinden. Macide’ye aşık olduğunu anlar, söyler. Hoş karşılar Macide. İkinci karşılaşmalarında Macide okula gitmez. Boğaz’da bir sandal gezisi yaparlar, aşk yaşarlar. Bu aşk sürdürülemeyen bir aşktır. Sonu iyi gelmez…
Eve geç gelmeye başlar Macide; evdekiler sorguya çekerler. Macide ise bu sorgulamaya dayanamaz, içine sindiremez. Bavulunu hazırlar dışarı çıkar. Ömer böyle şeyin olacağını sezinlemiş gibi, evin yakınında dolaşmaktadır. Macide’yi görür, hemen koşar, kapıdan alır, doğru pansiyonda kaldığı salaş odasına götürür. Evlenirler… Pansiyon sahibesi Madam, onları daha büyükçe bir adaya yerleştirir.
Ömer, bir iş yerinde memur olarak çalışmaktadır. Aldığı maaş yetmez. Sürekli para sıkıntısı çekmektedir. Elinde para geçtiğinde, onun hemen harcayıveren bir yapısı vardır. Arkadaşlarından, hatta pansiyon sahibinden bile para ister. Bir karşılaşmalarında Prof Hikmet’ten para alır.
Böyle para almak Ömer’in psikolojisini bozmaktadır. Eşine bir şey alamamanın sıkıntısını yaşar büsbütün.Bir mağazaya girer, oradan ince-saydam bir çorap çalar ama, eşine götüremez, bir çöp kutusuna atar.
Bir gün de arkadaşlarının daveti üzerine Taksim’de saza giderler, parasını Prof Hikmet öder. Eve geldiklerinde evde Bedri’yi görür. Bedri memlekette ve burada Macide’nin müzik öğretmenidir. Ömer’in canı sıkılır, Bedri’yi kovar. Bu yüzden eşiyle tartışılar. Ömer dışarı çıkar can sıkıntısıyla. Az sonra Bedri’nin ablası gelir, “Utanmıyor musunuz, Bedri’yi soyup soğana çevirmeye” der. Macide etkilenir, baygınlık geçirir. Pansiyon sahibesi Madam’ın girişimiyle ayıktırılır.
Bir gün de müsamereye gidilir. Ömer yorgundur. Prof Hikmet’in verdiği parayla araba tutar gider. Orada buluşurlar. Yazar İsmet Şerif’in “Yara” adlı romanı, Emin kamil’in şiiri eleştirilir. “Bu gibi yazar şairler kendilerini büyük yazar, büyük şair sanıyorlar” denir.
Sonra, Beyoğlu’nda sazdan saza, pavyondan pavyonu gidilir. Ömer artık eşinden uzaklaşmaktadır. Ona yakın durmaz. Ümit diye bir kızla kırıştırmaktadır. Maci’de görür Ömer’den ayrılmaya karar verir. Ömer’e bu kararı bildiren bir mektup yazar. Bu sıralarda, Bedri Bey gelir, Ömer’in tutuklandığını söyler, mektubu veremez.
Macide, Bedri’yle Ömer’i ziyarete gidereler. Ömer Macide’yle görüşmek istemez. O gün tahliye olur. Ara sokaklara dalar gider. Bedri’yle kalır Macide…
…
*Sabahattin Ali, İçimizdeki Şeytan, İş Bankası Yayınları 2020, ist.
19.12.2020, Adana