TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde tarafsız cumhurbaşkanı olmadığını ifade ederek, "Siyasi parti genel başkanı olabilir, olmayabilir, bir mecburiyet yok ama bir siyasi parti üyesiyse, bir siyasi partinin genel başkanıysa, yetkilisiyse şüphesiz taraflı birisidir. Anayasa buna engel değil." dedi.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, 24 TV'de "Esra Elönü ile Arafta Sorular" programına katılarak canlı yayında soruları yanıtladı.
Çocukluğundan itibaren kararsız kalmadığını, zor da olsa karar verdiğini ifade eden TBMM Başkanı Şentop, "Arafta kalmam, arafta kalamam. O çok rahatsız eder beni. Mutlaka bir karar veririm." diye konuştu.
Okula başlayana kadar babasının, kendisi üzerinde etkili olduğunu anlatan Meclis Başkanı Şentop, hafız olan babasının, araştırmacı ve hukuka ilgi duyan kişiliğe sahip olduğunu söyledi.
Mustafa Şentop, okuduğu imam hatip lisesinde öğretmeni olan ve daha sonra birlikte milletvekilliği yaptığı Bedrettin Yıldırım'ın da cesaretli, kararlı, idealist ve mücadeleci kişiliğiyle kendisini çok etkilediğini belirtti.
Liseye giriş sınavlarında gösterdiği başarı nedeniyle İstanbul'daki askeri okulların da aralarında yer aldığı bazı okullara davet edildiğini, bu evrakları sakladığını ifade eden Şentop, kendisinin de babası gibi ailesinden uzak kalmamak için Tekirdağ'da lise eğitimi aldığını dile getirdi.
Meclis Başkanı Şentop, "İmam hatipliler 'ayrıcalıklılar' diye yorumlanıyor. Siz akademik hayatınızda yolculuğa çıktığınızda ayrıcalıklı mı hissetiniz kendinizi? Ayrımcılığa mı maruz kaldınız?" sorusu üzerine, imam hatipli olmanın daha sonraki yıllarda bazı zararlarını gördüğünü ancak bundan rahatsız olmadığını ve okuduğu okulla iftihar ettiğini vurguladı.
Sayısal alanda başarılı olduğunu ifade eden Şentop, önceden üniversiteye giriş yapılan ikinci basamak sınavı dışında, girdiği bütün sınavlarda matematik sorularının tümünü doğru yaptığını kaydetti.
Mustafa Şentop, hukuk fakültesinde okumak istediğini, kız kardeşinin imam hatipte okuduğu dönemde başörtüsü ile ilgili sıkıntılar yaşandığını söyledi.
Merhum başbakanlardan Necmettin Erbakan'ı takip ettiklerini anlatan Şentop, "Dedem de babam da Milli Nizam Partisinden itibaren o hareketin içerisinde yer almıştır. Babam, Refah Partisi'nin Tekirdağ'daki kurucusuydu. Bu o dönemlerden itibaren yaşanan bu mücadeleler, bir hukukçu olarak, belki başlangıçta bir avukat olarak, takip anlamında bir çocukluk niyeti olabilir. Ama zaman geçtikçe yaptığım okumalar, benim bu kararımın ne kadar doğru olduğunu gösterdi." diye konuştu.
Şentop, üniversite sınavından ilk yıl başarılı bir sonuç alınca ailesinin de yönlendirmesiyle Boğaziçi Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesinde bir bölüm kazandığını ancak daha sonra yeniden girdiği sınavla İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne geçtiğini belirtti.
Mustafa Şentop, Boğaziçi Üniversitesindeki rektörlük atamasına tepkilerin sorulması üzerine, fikir ve kanaat hürriyeti bağlamında, kişilerin, beğeni veya eleştirilerini asayişi bozmayacak, eğitim öğretim faaliyetlerini engellemeyecek ve hakarete varmayacak şekilde dile getirebileceklerini vurguladı.
Rektör seçimiyle ilgili YÖK Kanunu'nda yapılan değişikliğin, OHAL KHK'siyle değil olağan dönem KHK'siyle yapıldığına dikkati çeken Şentop, bu KHK'lerin, Meclis'in onayına sunulduğunu ve görüşüldüğünü kaydetti.
"Öğrenciler rektör seçebilir mi?" sorusuna Şentop, "Türkiye'de hiç olmamış. Diğer ülkelerde mutlaka bir örnek bulunabilir. Ama öğrencilerin seçmesi değil de ancak şöyle bir şey belki; öğrencilerin temsilcilerinin, bir öğrenci birliği temsilcisinin de dahil olabileceği, yönetim kademelerinde bulunmalarına yönelik düzenlemeler zaman zaman yapıldı, olabilir. Ama böyle bir sistem yok." yanıtını verdi.
TBMM başkanlarının bir siyasi partiye mensup olduklarına işaret eden Şentop, siyasi parti faaliyetlerine katılamadıklarını söyledi.
Meclis Başkanı Şentop, TBMM başkanlarının oy kullanamadıklarını, yönettikleri oturumlarda görüş açıklayamadıklarını, günlük siyasi tartışmalara teamüller gereği katılmadıklarını ancak ülkeyle ilgili veya uluslararası konularda tartışmalarda fikir beyan ettiklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde cumhurbaşkanının "tarafsız" olması gerektiği yönündeki söylemlere değinen Şentop, Türkiye'nin yeni sisteminin aslında "başkanlık sistemi" olduğunu ifade etti.
Bu sistemle parlamenter sistemdeki "cumhurbaşkanı" kavramlarının sadece adaş olduklarını; yetki ve görevlerinin farklı olduğunu vurgulayan Şentop, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ndeki cumhurbaşkanının, parlamenter sistemdeki cumhurbaşkanı, başbakan ve kabinedeki bakanların yetkilerinin tümüne sahip olduğunu dile getirdi.
TBMM Başkanı Şentop, Cumhurbaşkanının, görevine başlarken Anayasa'daki yemini ettiğini anımsatarak, "O yeminde bir tarafsızlık ifadesi geçiyor. Bu ifadeye dayanarak tamamen paradigması bambaşka bir sistemi, sadece yemindeki bir kelimeye dayanarak kurgulamaya çalışmak, diğer bütün Anayasa maddelerini, hükümlerini görmezlikten gelmektir." diye konuştu.
Cumhurbaşkanının ettiği yeminde tarafsızlıkla ilgili bir ifadenin geçtiğini ancak parlamenter sistem döneminde var olan "Cumhurbaşkanı seçilenin, partisiyle ilişiği kesilir." ifadesinin, yemin metninden çıkartıldığını anlatan Şentop, cumhurbaşkanının parti üyesi olabileceğinin Anayasa'da öngörüldüğünü, kabul edildiğini ve genel başkan olabileceğine dair bir engelin Anayasa'ya konulmadığını söyledi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde tarafsız cumhurbaşkanı olmadığını belirten Şentop, şöyle devam etti:
"Cumhurbaşkanı taraflıdır, siyasi parti üyesidir. Siyasi parti genel başkanı olabilir, olmayabilir, bir mecburiyet yok ama bir siyasi parti üyesiyse, bir siyasi partinin genel başkanıysa, yetkilisiyse şüphesiz taraflı birisidir. Anayasa buna engel değil. Oradaki tarafsızlıkla ilgili yemin, hukuki işlem anlamında bir tarafsızlıktır. Anayasa'nın birçok hükmünü dikkate aldığımız taktirde, siyasi anlamda bir tarafsızlık olarak yorumlanamaz. Anayasa'nın diğer hükümleri, böyle bir yorumu yapmayı imkansız hale getiriyor."
Şentop, Türkiye'de 83 milyonun siyaset yaptığını dile getirerek, siyaseti bir iş olarak yapanların, faaliyet ve çalışma alanı olarak seçenlerin üslubunda, ifadelerinde ve ortaya koyduğu içeriklerde biraz daha farklı olması gerektiğini söyledi. Şentop, siyasetçilerin meseleleri içerikli ve daha farklı bir üslupla ifade etmeleri gerektiğini söyledi.
Bir süredir üslup sorunu olduğuna dikkati çeken Şentop, "Bu karşılıklıdır sonuç itibarıyla. Böyle bir tercihte bulunursanız mutlaka size de aynı düzeyde bunları söyleyecek olanlar olur. Siz de onlara o şekilde cevap verirsiniz. Bu böyle devam eder. Olan tabii siyasete, demokrasiye ve genel olarak milletimizin siyasete bakışına olur. Bu konuda dikkatli olmalıyız. Bir sözü söylemenin, bir şeyi ifade etmenin, belki on değil yüzlerce yolu vardır. Bunlar arasında en etkili, nezih olanı tercih etmek lazım." dedi.