Bir TV kanalında konuşan AKp genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş,
"Seçim barajı düşürülecek mi?" sorusuna ise Kurtulmuş, "Bu bir ihtiyaç. Çalışılabilir, konuşulabilir. Henüz bununla ilgili bir çalışma yapılmadı. Bu olgunlaştırılır. Zaten pratikte var olan bu husus bir şekilde yasal hale getirilebilir. Böyle bir ihtiyacın farkındayız. Ama nihayetinde burada belli bir konu olgunlaşıp kamuoyuna aktarılacak noktaya gelmeden bunu kamuoyunda konuşmamız olmaz." dedi.
Üniversitelere rektör atanmasında sisteminin değişmesi gerekip gerekmediğine ilişkin Kurtulmuş, rektörlerin Cumhurbaşkanı tarafından atanmasının daha doğru, üniversite içerisindeki ihtilafları ortadan kaldıracak bir mekanizma olduğunu düşündüğünü dile getirdi.
Kurtulmuş, "üniversite kendi seçimini yapsa burada bir sıkıntı mı doğar?" sorusu üzerine, şunları kaydetti:
"Geçmiş dönemlerde seçim ama tam belirleyici bir seçim olmamasına rağmen en çok oyu alanın rektör olmasının garanti olmamasına rağmen seçimlerde çok büyük ihtilafların olduğu ve belki uzun yıllar aynı bölüm içerisindeki çekişmelerin sona ermediğini biliyoruz. Her şey konuşulabilir, demokrasinin gücü budur. Ama şu andaki sistem bu şekildedir. Bütün üniversitelerde rektör atamaları böyle yapılıyor. Diyelim ki bir sürü üniversitede rektör atamaları Cumhurbaşkanımız tarafından aynı usulle yapılıyor ama birkaç üniversitemizde aynı usulde yapılan rektör atamalarından duyulan rahatsızlık üzerinden bir politik tartışma yaratılmaya çalışılması doğru değildir."
"İttifaklar masa başında kurulmaz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, HÜDA-PAR ve Saadet Partisi gibi partilere yaptığı ziyaretler hatırlatılarak, "Cumhur İttifakı genişliyor mu?" sorusu yöneltilen Kurtulmuş, şu değerlendirmede bulundu:
"Yeni sistem yüzde 50+1 gerektiriyor. Siyasetin bir taraftan dilini daha makul bir düzeye çekebilme becerisini ortaya koymak gerekirken, diğer taraftan da önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimi, genel seçim var. Buralarda da bir takım ittifak arayışları söz konusu. Biz şuna inanıyoruz; ittifaklar masa başında kurulmaz. Cumhur İttifakı'nı AK Parti ve MHP yöneticileri bir araya gelerek kurmadı. 15 Temmuz gecesinde milletimiz sokaklarda, tanklara, toplara hatta uçaklara karşı göğsünü siper etti, milli bekamızı sağlamak için büyük mücadele verdi. Şehitler, gaziler verdi. 15 Temmuz gecesinin sabahından itibaren aslında Cumhur İttifakı'nın tohumları atılmaya başlandı. AK Parti ve MHP bütünleşip tek bir parti olmadı. Bazı önceliklerinin farklı olduğu iki partiden bahsediyoruz. Ama nerede ittifak ettiğimizi biliyoruz. Türkiye'nin terörle mücadelesinde, milli bekası konusundaki hassasiyetlerde, Doğu Akdeniz, Kapalı Maraş'ın açılması, Libya Hükümetiyle uzlaşma, Kuzey Suriye'de ve Irak'ın kuzeyindeki terör odaklarına karşı ortak mücadelede, Azerbaycan'ın Ermenistan'a karşı mücadelesinde yek vücut durmak gibi ortak alanlarda iş birliği yapıyoruz. Türkiye'nin emperyalizme, teröre karşı mücadelesinde Türkiye'yi bölüp parçalamak isteyenlere karşı, Türkiye'yi daha ileriye götürmek, güçlü ve büyük Türkiye ideali etrafında bir ilke ittifakı olarak görmek lazım. Bu ilkeler etrafında birleşmesi mümkün olan partilerin, siyasi grupların birbirleriyle yakın temasının doğal olduğu kanaatindeyim. Bu anlamda tabii ki genişleyebilir. Bunun Türkiye'nin önünü açacağını, Türkiye'yi yeniden güçlü-büyük Türkiye ideali etrafında daha da kuvvetli hale getireceğine inanıyoruz. Ama bu masa başı bir takım çalışmalar değil, bu partilere gönül veren kitlelerin daha yakın pozisyona gelmesidir."
Bu ziyaretlerin erken seçim sinyali olmadığının altını çizen Kurtulmuş, Türkiye'de seçimin 2023'te yapılacağını vurguladı.
Kurtulmuş, kendilerinin bu avantajları varken, karşı taraftaki ittifakın en büyük dezavantajının ise karşıtlık üzerinde birleşmeleri olduğunu ifade etti.
"Temel mesele partilerin terörle yakın bir mesafe içerisinde durmamasıdır"
MHP'nin, HDP'nin kapatılmasını istediği hatırlatılarak, "kapatılmalı mı?" sorusu yöneltilen Kurtulmuş, bu konuda görüşlerini söylediklerini belirterek, şöyle konuştu:
"Esas olan gerçekten terörle arasına HDP'nin bir mesafe koyması, terörün bütün alanlarının kapatılması. Şu anda terörle mücadelede ciddi şekilde başarı sağlıyoruz, tamamıyla terörün ortadan kaldırılmasının şart olduğunu düşünüyoruz. Bu anlamda MHP ve diğer birçok siyasi partiyle ortaklığımızın olduğunu görüyoruz. Burada temel mesele parlamento içerisindeki partilerin terörle yan yana yakın bir mesafe içerisinde durmamasıdır. Bunun bir şekilde temin edilmesi lazım. Terör meselesi son terörist kalmayıncaya kadardan ziyade terörü ortaya çıkaran bütün şartlar ortadan kalkana kadar bu mücadeleyi sürdürmek zorundayız."
Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, faizin enflasyonun sebebi mi sonucu mu olduğuna ilişkin ise "İktisadi bakımdan baktığınızda faizin en çok artırdığı şey nedir? Fiyatlara doğrudan doğruya yansıyor. Talep enflasyonu ortaya çıkartıyor. Böyle baktığınızda tabii ki yüksek faizlerle üretim yapan firmaların bu faize ödedikleri bedeli kimden çıkartacak? Tüketiciden çıkartacak. Bunun için bunu doğrudan doğruya fiyatlara yansıtıyor. Faizin neticesi olarak da karşımıza enflasyon çıkmış oluyor. Eğer faizler yüksek olmasa üretici de bunu ürettiği mallara ve hizmetlere yansıtmayacak. Cumhurbaşkanımızın da dikkat çekmek istediği nokta tutulması gereken taraf enflasyon tarafı değil, tabii ki orayı da dengeleyeceğiz, enflasyonun yükselmemesi için her türlü imkanı sağlayacağız ama bu imkanlardan birisi de faizin dengede tutulmasıdır." değerlendirmesinde bulundu.