İYİ Parti TBMM Grup Başkanı, Bursa Milletvekili İsmail Tatlıoğlu, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Meclis Genel Kurulunun verilen aranın ardından açılacağını anımsattı.
İYİ Parti olarak 27. Yasama Dönemi'nde 250 kanun teklifi, 437 araştırma önergesi, 3 bin 408 soru önergesi verdiklerini, soru önergelerinden sadece 2 bin 33'ünün yanıtlandığını anlatan Tatlıoğlu, birçok bakanlığın, sorularının yarısına dahi cevap verme zahmetinde bulunmadığını savundu.
Tatlıoğlu, partili cumhurbaşkanlığı sisteminin, yasamanın işleyişini düşürdüğü gibi yürütmeyi de denetlenemez konuma sürüklediğini öne sürdü.
Türkiye'nin, 20 yıl öncesinde bırakmayı planladığı ve ciddi mesafe aldığı kamu borçlanma gereğinde, 20 yılın da gerisine düştüğünü savunan Tatlıoğlu, işsizliğin tabana yayıldığını, enflasyonun orta ve dar gelirli vatandaşın yaşam standardını aşağı çektiğini, gelir dağılımındaki bozukluğun derinleştiğini, asgari ücretin ortalama ücret halini aldığını söyledi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in bir yıl önce başlattığı esnaf gezilerine devam ettiğini anlatan Tatlıoğlu, Türkiye'nin gerçek sorunlarını dinleme, siyasete aktarma görevlerinin sürdüğünü ifade etti.
Tatlıoğlu, Türkiye'nin gerçek sorunlarının ekonomi, işsizlik, işyeri kapanmaları, yüksek maliyetler, devlet tarafından sahiplenilmeyen KOBİ'ler ve geçim sıkıntısı olduğunu dile getirdi.
Kapanan şirket sayısının, Aralık 2020'de, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 43 arttığına dikkati çeken Tatlıoğlu, 2020'de kapanan şirket sayısının yüzde 16,5 artışla 15 bin 366 olduğunu kaydetti.
Tatlıoğlu, esnafın, vatandaşın durumunun anlaşılması için sahaya çıkılması gerektiğini söyleyerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı, Akşener'in çarşamba günü Sakarya'da yapacağı esnaf ziyaretine davet etti.
Bütün sarayların aynı; eleştiriye kör, sağır olduğunu ifade eden Tatlıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Saraydaki azınlık her zaman, her ülkede mutludur. Saraydan çıkmadan, milletle bütünleşmeden ne sorunlar görülür ne de çözüm üretilir. Türk insanı koronavirüsün etkisiyle 2020'yi kaybetmiştir. Ama korana dışında 2019'u da kaybetmiştik. 2021'den umutsuz olmamak için yürütmenin bizlerin sesini duyması ve buna kulak vermesi, Türkiye'yi 2021'de siyasal iklimin değişmesi için bir seçime götürmesi, Türkiye'nin bir seçime girmesi artık şarttır. Bu sürecin daha fazla uzaması Türkiye'nin aleyhinedir. Türkiye'nin potansiyeli, güçlü Türkiye için uygundur. Türkiye'nin fotoğrafı bu değildir. Ekonomi olarak çok daha yukarılarda bir Türkiye, demokratik özgürlük alanları genişlemiş, yargının ve liyakatin yerleşmiş olduğu, yükselen bir Türkiye mümkündür. Bunun için siyasal iklimin değişmesi gerekir. İnşallah siyasal iklimin değiştiği yeni bir enerjiyle, yeni bir siyasal iktidarla Türkiye, 21. yüzyılın yarışan ülkelerinden birisi haline gelecektir."
