Ercan Kont 02. 05. 1942 Adana’da doğmuştu. 23. 12.2019 günü kaybetmiştik. Onu çok severdim. Onun için yazdığım “Ercar Kont’tan Şiir Dinletisi” yazımı, anısına ithaf ediyorum. …
Ercan Kont’u, Adana’ya öğretmen olarak geldiğim yıllarda (1978...) tanımıştım. O bir tiyatrocu, sunucu, şiir okuyucu, işini iyi yapan, sakallı (Sakalsız gezdiği pek görülmemiştir.), ortadan uzun boylu, az kırlaşmış saçlı, gideceği yere serçe gibi sekerek giden, güvenli, güleç yüzlü, Türkçe’yi güzel konuşan, paraya önem vermeyen, Adana sevdalısı bir sanatçı.
Birinde, “Adana’da kalacağım ölünceye kadar, hiçbir şey yapamasam da gübre olacağım” diyordu. “Gübre olacağım” sözünü o denli bilinçli söylüyordu ki, belki çoğu anla(ya)madı bunu. Gübrenin bitkiler için ne anlama geldiğini düşünürseniz, söylenmek isteneni kavrayabilirsiniz!
26.3.06 günü saat 20.30/21.30’da Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatrosu Sahnesi’nde müzik eşliğinde şiir dinletisi verdi. Çok yerde ve zamanda seslendirdiği Karacaoğlan’nın “Sakal” şiirini okudu ilkönce.
Değirmenden geldim beygirim yüklü
Şu kızı görenin del'olur aklı
On beş yaşında da kırk beş belikli
Bir kız bana emmi dedi n'eyleyim
…
Karac'oğlan derki n'olup n'olayım
Akan sularınan ben de geleyim
Sakal seni makkabınan yolayım
Bir kız bana emmi dedi n'eyleyim
Bizi Karacaoğlan sevdasıyla ateşledi.
F.Nafiz Çamlıbel’den “Handuvarları”ını okudu:
“Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı
Bir dakika araba yerinde durakladı
Neden sonra sarsıldı altında demir yaylar
Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar
(...)
Garibim namıma Kerem diyorlar
Aslı’mı el almış harem diyorlar
Hastayım derdime verem diyorlar
Maraşlı Şeyhoğlu Satılmışım ben”
Bedri Rahmi’den “ Karadut’um, Çatal Karam, Çingenem”:
“Karadutum, çatal karam Çingenem
Nar tanem, nur tanem, bir tanem
Ağaç isem dalımsın salkım saçak
Petek isem balımsın, a güüm
Günahımsın, vebalimsin (...)
Behçet Necatigil’den “Gizli Sevda”:
“Hani bir sevgilin vardı
Yedi sekiz sene önce
Dün yolda rasladım
Sevindi beni görünce
Sokakta ayaküstü
Konuştuk ordan burdan
Evlenmiş çocukları olmuş
Bir kız bir oğlan”
(...)
Rıza Polat Akkoyunlu’dan “Bende Kalan Mektuplar”:
“Nokta noktam
Dün bir dostan
Uzun bir mektup aldım
Beni anlatmış sana
Ve sen ona
“Unuttum artık onu” demişsin
(...)
Unutamazsın !
Nokta noktam
Unutamazsın”
(...)
Çünkü insan
Unutmak için
Önce unutulmak gerek …”
Ve Tarancı’dan, Yahya Kemal’den, Gaybi Baba’dan … okudu…
27.03.2006, Adana
.