Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Meclis'te grubu bulunan 4 siyasi partiye, "Birbirinizle kayıkçı kavgası yapmayı bırakın dördünüz aynı anda gidin, dilekçenizi verin ve bu terör örgütünün partisinden, Gazi Meclisi de Türkiye'yi de Türk milletini de kurtarın" çağrısında bulundu.
Destici, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, "Terör örgütünün faaliyetlerine, doğrudan ya da dolaylı katkısı olan herkesin elinde, masum vatandaşlarımızın, öğretmenlerimizin, bebeklerimizin kanı var. Hala 'diyalog' ihanetinde takılıp kalmış olanlara tek bir soru soracağım: PKK terör örgütünün, terör örgütü mensuplarının, bu topraklarda, hırsızlıktan cinayete, uyuşturucu ticaretinden tecavüze, haraç almaktan çocuk istismarına, casusluktan sınav sahtekarlığına, işlemediği tek bir suç var mıdır? Teröristlere hala 'insan' muamelesi yapmaya çalışanlar, önce bu sorulara cevap versinler, yüzleri kızarmazsa sonra konuşsunlar." diye konuştu.
PKK terör örgütünün, Irak'ın Gara bölgesinde, 13 silahsız vatandaşı şehit ettiğini hatırlatan Destici, "Onların, asker, sivil, silahlı ya da silahsız olmaları artık hiçbir anlam taşımıyor. Gara'da şehit edilen 13 silahsız vatandaşımız için kullanacağımız tek sıfat onlar bizim şehitlerimiz, kardeşlerimizdir." ifadelerini kullandı.
Tek bir terörist kalmayıncaya kadar bu mücadelenin devam etmesi gerektiğini vurgulayan Destici, "Bu alçakça cinayetlerin karşısında ne yapılması gerekiyorsa onlar yapılana kadar, hesabın tümü kapatılana kadar, bu mücadelenin bitmesine ya da ara verilmesine asla izin vermemeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.
Bunun bir milat olması gerektiğini dile getiren Destici, "Bu işi ancak PKK'nın tamamen kökünün kazınması temizler. Nerede bir PKK'lı varsa, PKK destekçisi, iltisaklısı varsa hepsinin kökü kazınana kadar bu mücadele sürmelidir. Çünkü bunların ne Mecliste ne de Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin herhangi bir toprak parçası üzerinde yeri de yurdu da olmamalıdır. Eğer buna müsaade edilirse o zaman gerçek anlamda bir terörle ya da PKK'yla mücadeleden bahsedilemez." dedi.
TBMM'de PKK'yı savunan milletvekilleri olduğunu ifade eden Destici, "Gara hadisesinde de maalesef bunu kınamadılar. Tam tersine farklı şeyler söyleyerek, milletin kafasını bulandırmaya çalışıyorlar. Dünya kamuoyuna da olayı farklı şekilde lanse ettirmeye çalışıyorlar. Artık bunlar Meclis'te olmamalıdırlar. BBP'nin gösterdiği tavrı, bütün siyasi partilerimiz ve milletvekillerimiz göstermelidirler." diye konuştu.
Meclis'te grubu bulunan 4 siyasi partiye çağrıda bulunan Destici, "HDP derhal kapatılmalıdır. Bunun için yol bellidir. Siyasi Partiler Yasası'nın 100. maddesi açıktır. Birbirinizle kayıkçı kavgası yapmayı bırakın dördünüz aynı anda gidin, dilekçenizi verin ve bu terör örgütünün partisinden, Gazi Meclisi de Türkiye'yi de Türk milletini de kurtarın." dedi.
Sadece HDP'nin kapatılmasının yetmeyeceğini, bütün milletvekillerinin vekilliklerinin düşürülmesi gerektiğini savunan Destici, HDP'li belediyelerin tamamına kayyum atanması önerisinde bulundu.
Destici, idam cezasının kanunlara girip uygulanması konusunda da milletin sesi olmaya devam edeceklerini belirterek Meclis'in üzerine düşen bir konunun da bu olduğunu söyledi.
Türkiye'nin artık askeri operasyonlarını önleyecek, tutacak hiçbir bahane ya da anlaşmanın kalmadığını dile getiren Destici, "Bu katliamla birlikte hepsi çöpe gitmiştir. Türkiye, Barış Pınarı Harekatı'ndaki ilk planladığı aşamaya dönmeli. Suriye ile Türkiye sınırındaki uzunluğu 480 kilometre, derinliği 40 kilometre olmak üzere bu alanı tamamen PKK/PYD/YPG unsurlarından temizlemelidir." yorumunu yaptı.
KAYIKÇI KAVGASI NEDİR?
Kayıkçı kavgası, fikir tartışmasının aslında göstermelik olduğunu anlatmak için kullanılan bir deyiştir.
Bir sonu olmayan ama izleyenleri heyecanlandıran ancak seyir zevki yüksek anlamsız bir mücadeledir.
İzleyen herkes kavgaya tutuşanlardan hangisi kazanacak diye boş yere bekler dururlar.
Kayıkçı kavgasının halk arasındaki hikayesi de şöyledir.
Eskiden İstanbul’da Eminönü - Karaköy arasında yolcu taşıyan kayıkçılar, müşteri beklerken kendi aralarında kavgaya tutuşurlarmış.
Durup dururken çıkan kavgada sesler yükselir, kürekler havaya kalkar, sağa sola savrulurmuş.
Kavga çıkınca etraflarında toplanan halktan bazılarının kafasına kürekler iner, ama kürekler ne hikmet ise kavga eden kürekçilerin hiçbirinin başına değmezmiş.
Kayık yapısı gereği suyun içinde bir sağa bir sola sallanır dururmuş.
Gerçek anlamda kavga etmek mümkün olmazmış.
Kayıkçılar da suya düşmemek için kavga ettiği kişiyi kuvvetlice itelemez, kibar kibar dürterlermiş, kayıkçılar çok sinirli bir görüntü vermelerine rağmen komik bir görüntü ortaya koyarlarmış.
Bu kavga daha sonra denizden karaya taşınmış ve yankesiciler, cami önünde kayıkçı kavgası benzeri düzmece kavgalar ile halkı çevrelerine toplayıp soymayı adet edinmişler.
Kavga varmış gibi bir görüntü olmasına rağmen kayıkçıların sonunda herhangi bir zarar görmediği ancak denizde olduğunda izleyenlerin ara ara kafasına kürek yediği, denizden karaya taşındığında da halk kavgayı izlerken yankesiciler tarafından soyulduğuyla kaldığı bir faaliyetmiş kayıkçı kavgası.