Asker arkadaşım, Kenan Kutay’ın yaşamdan ayrıldığı haberini, Sn. Gazeteci Yazar Düzgün Coşkun’un telefonda paylaştığı (27.02.2021) yazısından öğrenince acıştı yüreğim. Ailesine, sevenlerine baş sağlığı dilerim.
Onunla 1967’de askerdik Sivas Temeltepe’de, Kabakyazı’da. Bizi okur yazar olmayanlarla karıştırdılar. Bazı ast üstler iyi davrandılar. Aynı havayı soluduk, aynı suyu içtik, aynı karavanaya kaşık salladık.
Eylül sonunda ad çektik, Ben Amasya Okuma Yazma Okulu’na düştüm. Hak hukukumuz belirmişti, helal ediyorum, cennet diliyorum…
Coşkun’unun yazısını izniyle olduğu gibi ekliyorum yazıma. Teşekkür ediyorum.
“Düzgün Coşkun / KENAN KUTAY’I KAYBETTİK . Kenan Kutay, matematik öğretmeni idi. Anadolu'nun değişik kentlerinde binlerce öğrenciye matematiği sevdirdi. Oldukça sakin, sessiz ancak başarılı bir kişiydi. Ders verirken spora olan tutkusundan hiç vaz geçmedi.
Emekli olduktan sonra kendisini spora verdi. Çok kritik yorumlara imza attı. Sporun her alanı ile ilgili yazı dizisi yazdı. Çalıştığı gazeteler özellikle pazartesi günleri Kenan Hoca'ya tam sayfa ayırırdı. Bazen sitem ederdi, "yer darlığı çekiyorum"derdi.
Bu güçlü kalemle önce Toros, daha sonra Egemen gazetesinde yolumuz kesişti. Hiçbir insan hakkında olumsuz tek kelime ettiğine tanık olmadım. Sessizce gelir, işini bitirir yine sessiz şekilde çıkıp giderdi. Sessiz konuştuğu için bazı meslektaşlarım, sabahları kapıdan içeri girerken, "Günaydın" akşam çıkarken de "Çıkıyorum, iyi akşamlar" dediğini duymazdı.
"Kenan Hoca çıktı mı"? diye soran olurdu.
Bir gün telefon etti dedi ki "Düzgün Hocam, spor sayfanız çok zayıf, eğer arzu ederseniz çalışmak isterim. Sen gazetenin genel yayın yönetmenisin. Hakan Bey'le (Denizli) konuşur musun" dedi. Hakan Denizli, "Sen ne dersin, bence sakınca yok. Gelsin, Kenan Hoca'ya "hayır" demek haksızlık olur".deyince hemen telefon ederek durumu aktardım, çok memnun olduğunu ifade etti.
Ve ertesi sabah Kenan Hoca ile yolumuz bikez daha kesişti. Kısa sürede ses getiren haberlere imza attı, köşe yazdı. Ciddi bir okur kitlesi vardı. Ancak tek sıkıntısı şuydu: "Düzgün Hocam, bir sayfa yetersiz bunu iki sayfaya çıkaramaz mıyız"? derdi.
Oysa gazete 12 sayfa olarak çıkıyordu. Bu isteğini elden olmayan sebeplerle yerine getiremedik. Ancak gün geldi ikimiz de gazeteden ayrıldık. Fakat hukukumuz hep devam etti. Kısa süre önce rahatsızlanarak özel bir hastanede tedavi altına alındığını duydum. Sonra ÇGC Başkanı Sayın Cafer Esendemir ziyaretine gidip fotoğrafını sosyal medya üzerinden paylaştığını görünce sevinmiştim, hastalığı atlatacağına dair umut ışığı belirmişti. Ama yanılmışız meğer. Bu akşam saatlerinde hayata gözlerini yumduğu haberi ile sarıldım. Dürüst, samimi, güçlü bir kalemdi. Adana spor camiası güçlü bir kalemi, yerel medya dürüst, ilkeli, sakin bir çınarı kaybetti. Kenan Hoca için spor yazarları çok şey söyleyecek, anılarıyla ilgili anekdotlardan bahsedecek, hem insani yönü hem yaratıcı yönü ile ilgili yazılar yazacaktı...
Kenan Hoca, seni unutmak olası değil. Ben senden hiç incinmedim. Senin de hiç kimseyi incittiğine tanık olmadım. Yeri gelince bizlere öğretmenlik yaptın. Sohbet ederken gözlerimizin içine gülümseyen bakışını asla unutmak mümkün değil. En sinirli anında gülmeyi, tebessüm etmeyi ihmal etmezdin, bazen küserdin ama kısa sürerdi dargınlığın. "Haber uzun, yer dar" derdin. Küsmen bu yüzdendi. Allah'tan dileğim ahrette yer darlığı çekmezsin.
Şimdi bizleri de sevenleri de özellikle spor camiasını da çok üzdün.
Hakkını helal et değerli insan, varsa hakkım anne sütü gibi helal olsun. Yarın ebediyete uğurlanacaksın. Son görevimi yerine getiremeyeceğim, cenazene omuz veremeyeceğim için beni affet.
Güle güle Kenan Hoca.
Uğurlar olsun.
Işıklar içinde uyu.
Babacan tavrını gazeteci dostların asla ve kata unutmayacaktır.
Üzgünüm hem de çok!
Kıymetli eşinize evlatlarınıza, spor camiasına ve Adana medyasına sabır ve başsağlığı diliyorum.
27.02.2021, Adana