"Eksikten ve yanlıştan münezzeh olan sadece Rabbimizdir. Biz fanilerin elbette hatası ve eksiği olmuştur, olacaktır. Önemli olan istikameti doğru, kalbi ferah, yüreği sağlam, azmi güçlü tutmaktır. Gerisi Allah’ın yazgısı ve milletimizin takdiridir" diyen Erdoğan, "İşte bu anlayışla, 'niyet hayr, akıbet hayr' diyerek, sizlerle birlikte bir kez daha yaptıklarımızın ve yapacaklarımızın muhasebesini milletimize arz etmek istiyoruz. Bu vesileyle, Milliyetçi Hareket Partisine ve Genel Başkan Sayın Devlet Bahçeli’ye, Cumhur İttifakı çatısı altında, büyük ve güçlü Türkiye yolunda bizimle birlikte yürüdükleri için şükranlarımı sunuyorum" ifadesini kullandı.
Erdoğan, "Milletimizin 15 Temmuz gecesi meydanlarda kurduğu Cumhur İttifakını, Milliyetçi Hareket Partisi ile birlikte seçimlerde ve Meclis’te devam ettirerek, mücadelemizin saflarını tahkim ettik ve genişlettik. Hangi partiden olursa olsun, Cumhur İttifakına destek olan her bir kardeşime ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Türkiye’yi önce 2023 hedeflerine, ardından da 2053 vizyonuna inşallah bu ittifakla kavuşturacağız" diye konuştu.
Suriye ve Libya açıklaması
Erdoğan'ın açıklamasından başlıklar şöyle:
Suriye gerçek anlamda Suriyelerin yönettiği bir yer haline gelene kadar da bu gayretlerimizi sürdürecek, Suriye halkının yanında olmaya devam edeceğiz.
Bir başka önemli dış politika açılımımız, Libya’daki meşru hükümetle yaptığımız deniz yetki alanlarına ilişkin anlaşmadır.
Bu anlaşmayla, hem Türkiye’nin, hem de Libya halkının Akdeniz’deki doğal kaynaklar üzerinde varolan haklarını garanti altına aldık.
Ülkemizi ve Libya’yı Akdeniz’de dışlamak için kurulan tezgâhları birer birer bozduk.
Libya’nın meşru hükümetine verdiğimiz destekle, bu ülkeyle ilgili emelleri olan kötü niyetli çevrelerin heveslerini de kursaklarında bıraktık.
Türkiye’nin sağladığı destek sayesinde bugün Libya yeniden geleceğine umutla bakabiliyor, demokratik süreçleri yürütebiliyor.
Önümüzdeki dönemde de Libyalı kardeşlerimizin yanında yer almayı sürdüreceğiz.
Kaynaklarınızı getirin
İş insanlarımıza da, 30 Haziran’a kadar devam eden varlık barışından yararlanarak, yurt dışındaki kaynaklarını ülkemize getirebileceklerini tekrar hatırlatıyorum.
Ülkemize yatırım yapan uluslararası yatırımcılara ise, Türkiye’nin gücüne ve potansiyeline güvenmeleri çağrısında bulunuyorum.
Salgında kongre açıklaması
Ancak, salgın şartlarında, il kongrelerimiz gibi büyük kongremizi de, hem milletimizin, hem de bu salonda bir araya geldiğimiz sizlerin sağlığını düşünerek gerçekleştirmek durumundayız.
Yeni Anayasa açıklaması
Türkiye’nin bugün, yeni bir Anayasa için, hiç olmadığı kadar hazır olduğuna inanıyoruz.
Bu çerçevede, Cumhurbaşkanlığı bünyesinde, AK Parti Genel Merkezinde, akademi dünyasında, çeşitli sivil toplum kuruluşları nezdinde yürüyen, hepsini de yakından takip ettiğimiz çalışmalar var.
Aynı şekilde diğer partilerin ve ilgili kuruluşların da benzer hazırlıkları olduğunu biliyoruz.
Bunlar, önce ilkeler, sonra somut metinler düzeyinde belirli bir olgunluğa geldiğinde bir araya getirilecek ve milletimizin gözü önünde tartışmaya açılacaktır.
Bir başka ifadeyle, yeni Anayasa, açık ve şeffaf bir sürecin ürünü olarak hazırlanacaktır.
Yeni Anayasa çalışmalarında bu safhaya önümüzdeki yılın ilk diliminde ulaşmayı hedefliyoruz.
Mümkün olan en geniş mutabakatla ortaya çıkacak yeni Anayasa metni de, mutlaka milletin onayına sunulacaktır.
Buradan, siyasi partiler başta olmak üzere, yeni Anayasa konusunda sorumluluk üstlenecek herkese çağrıda bulunuyorum.
Gelin; ideolojik, zümrevi ve kişisel tüm bagajlarımızı, duvarlarımızı, şerhlerimizi bir kenara bırakarak, Türkiye’yi en az bir asır boyunca taşıyacak lafza ve ruha sahip yeni bir Anayasaya kavuşturalım.
Biz buna varız ve hazırız.
Yeni Anayasa sürecinin ülkemize ve milletimize şimdiden hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Hiç evlenmeyenlerin sayısı artıyor
Televizyon ve internetin yaygınlaşmasıyla, insanımızı çekirdek aileden bireye doğru yönlendiren bir kültür iklimi etrafımızı kuşatmaya başladı.
Gözü ve gönlü kapalı bir taklitçiliğin kadim medeniyet birikimimizin yerini alarak, kendi değerlerimiz içinde yenilikçiliğin önünü kesmesi tehlikesini en somut olarak ailede görüyoruz.
Öyle ki, evlilik yaşları zaten 30’lara dayanan gençlerimiz arasında hiç evlenmeyenlerin sayısı da artıyor.
Bir veya en fazla iki çocuklu aile yapısı giderek yaygınlaşıyor.
Ebeveynlerin her ikisinin de çalıştığı ailelerde, şayet yakında ikamet eden bir aile büyüğü yoksa, çocuklar evdeki veya kreşteki bakıcılar tarafından yetiştiriliyor.
Sadece ve sadece aile içinde kazanılabilecek değerlerin, ücreti mukabili alınan hizmetler yoluyla ikame edilemeyeceği açıktır.
İstanbul Sözleşmesi açıklaması
Her kim, bizim, bırakınız kadınlara karşı olmayı, kadınların haklarının korunması noktasında en küçük bir ihmalimiz, eksiğimiz olduğunu öne sürüyorsa, bilin ki yalan söylüyordur, iftira atıyordur.
İstanbul Sözleşmesini de bu amaçla yürürlüğe sokmuştuk.
Ancak, sözleşmede geçen kimi ifadelerin, inancımıza ve kültürümüze saldırı, varlığımızın ve geleceğimizin teminatı olan aile müessesini kökünden yıkma aracı haline dönüştürülmeye çalışıldığını gördük.
Elbette her ülke kendi meşrebine göre insanları arasındaki münasebetleri düzenleyebilir.
Ama hiç kimsenin bize, insanımızı hangi cinsiyet sınıflarına ayıracağımızı, bunların arasındaki ilişkileri nasıl belirleyeceğimizi dayatma hakkı yoktur.
İnancımıza göre sapkınlık işareti olan hususların, İstanbul Sözleşmesinin arkasına sığınılarak sürekli gündemimize getirilmesine ve baskı aracına dönüştürülmesine izin veremezdik.
İnancımıza, kültürümüze, meşrebimize aykırı bu tür tartışmaları tamamen sona erdirmek için, sözleşmeden geri çekilme kararı aldık.
Bu kararımıza verilen tepkilere baktığımızda, asırlarca kadını insandan bile saymayan, bugün de dünyada kadına yönelik şiddetin, cinayetin, adaletsizliklerin en çok yaşandığı ülkeleri en başta görüyoruz.
Kadını metalaştırma ve sömürme konusunda zirve yapanların, kadın haklarını savunma kisvesi altında bize yönelttikleri eleştirileri, acı bir tebessümle takip ediyoruz.
Türkiye, tıpkı erkek gibi eşrefi mahlûkat olan kadının onurunu koruma, haklarını geliştirme, güvenliğini sağlama konusunda kimseden nasihat almaya ihtiyacı olmayan bir ülkedir."
AK Parti'nin yeni parti yönetimi belli oldu