"Aşıda patente hayır demek için sen de imzala"adlı bir kampanya başlatan TKP, konuyla ilişkin yapılan açıklaması şöyle:
"Covid-19 tüm dünyaya yayılmış ve geniş bir coğrafyada etkisini gösteren pandemik bir hastalık. Bu hastalığın önlenmesi ve yayılımının durdurulması için çeşitli aşılar geliştirildi. Fakat tüm dünya üzerinde Covid-19 salgınına karşı aşılamanın hızla yaygınlaştırılması ve
insanların aşıya ulaşımının kolaylaştırılması gerekirken, ilaç tekellerinin daha fazla kâr elde etme hırsı nedeniyle aşı üretimi patent yasakları ile engelleniyor.
Sağlık sistemi piyasa kuralları ile yönetildiği için salgının aşısı bulunmuş olsa da hala her gün binlerce insan hayatını kaybediyor.
Aşıların formülleri ve üretim teknolojileri, aşıyı geliştiren şirketlerin elinde saklı tutuluyor.
Gelinen nokta açıkça gösteriyor ki; ilaç tekelleri için aşı dağıtımı ve patenti bir sağlık sorunu değil ekonomik bir sorun. Hal böyle olunca bugün dünya nüfusunun sadece yüzde 2,16’sı, her iki dozu da vurularak aşılanmış durumda.
Türkiye’de bu tablo daha da içler acısı.
AŞIDA PATENT SAÇMALIĞI:PATRONLARIN HUKUKU MU İNSANLARIN HAYATI MI?
Türkiye’de Son Durum:
Geçtiğimiz yıl bu zamanlar Covid-19 aşısının ne zaman bulunacağı tartışılırken, bugün aşı bulunmasına rağmen hala sıranın bize gelip gelmeyeceğini konuşuyoruz.
3 Mayıs 2021 verilerine göre Türkiye aşı tablosunda 1. doz aşı uygulanan kişi sayısı 13.989.600 iken 2. doz aşı uygulanan kişi sayısı 9.412.577.
Uzmanlara göre, Türkiye’de toplum bağışıklığının kazanılması için en az 60 milyon kişinin aşı olması gerekiyor. Türkiye’de yaygın aşılamanın başladığı 11 Ocak’tan bugüne dek ise günde ortalama 200 bin kişi aşılanmış durumda.
Mevcut hız olan günde ortalama 200 bin aşı ile devam edilmesi durumunda ise 60 milyon kişinin her iki dozu da alarak aşılanması, 2022 yılı sonunu bulacak gibi görünüyor. Türkiye’de aşılama tablosu bu durumdayken, aşının tedariği konusunda Cumhurbaşkanı ve Sağlık
Bakanı’nın birbirini tutmayan açıklamalar yapması durumun vehametini bir kez daha gözler önüne serdi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca yaptığı açıklamada, “önümüzdeki iki ay aşı tedariğinde sıkıntı yaşayacağız” derken AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye’de yeterince aşı bulunduğunu iddia etti.
Hem Bilim İnsanı Hem Tüccar Olunmaz!
Sorun Patent Değil Üretim Diyenler Yalan Söylüyor! Son günlerde bazı kesimlerin iddialarına göre aşının eşitsiz dağılımındaki asıl önemli neden patent değil bir üretim sorunu olduğu. Bu tezi savunan kişilerin ortak dayanak noktası ise Covid-19 aşısının patenti paylaşılsa bile üretim sıkıntısı çekileceğini ve aşılamanın beklenen hızda gerçekleşmeyeceği yönünde. Bu büyük bir yalan. Çünkü ilaç tekelleri aşı üretiminde patentlerin sunduğu kârlardan vazgeçmek istemiyor ve zenginliklerine zenginlik katmak için aşıların formüllerini ve üretim teknolojilerini paylaşmıyorlar.
Aşıda Patente Hayır!
Türkiye Komünist Partisi,İmza Kampanyası başlatarak, "Dünyada “tarihin en büyük aşılama kampanyası” olarak sunulan aşılama çalışmalarında dünya nüfusunun sadece yüzde 2,16’sı tam olarak aşılanmış durumda. Aşının dağıtım ağı ise bilimsel verilerle değil yine kapitalizmin kurallarıyla belirleniyor.
Aşılar üzerindeki patentler ve bu patentlerin paylaşılmaması, ilaç tekellerinin daha fazla kazanmasını sağlıyor, kazanmanın ötesinde zenginleştiriyor. Aynı nedenle aşıların üretim ve tedariğinde sorunlar görülüyor. Aşı üretimi yetersiz kalıyor. Zengin ülkeler yoksul ülkelere göre 25 kat daha hızlı aşılanıyor… Bazı ülkelerde tek doz aşı dahi uygulanmış değil. İlaç tekellerinin kâr hırsı göz göre göre milyonlarca insanın ölümüne neden oluyor.
Ülkemizde de yeterli aşı tedarik edilemediği için aşılama hızı oldukça düştü, salgın kontrol altına alınabilecekken kontrolden çıktı...
Sağlık sistemi daha fazla piyasa kurallarıyla yönetilemez, aşı üretimi patentlerin sunduğu kârlardan vazgeçmek istemeyen ilaç tekellerine bırakılamaz. Aşıların formülleri ve üretim teknolojileri tüm ülkelerle paylaşılmalı, üretilmeleri patent yasakları
ile engellenmemeli, aksine bu aşıların üretimi için gerekli ise teknolojik iyileştirmeler hızla desteklenmelidir. İnsanlık için aşı ücretsiz olarak üretilmeli ve yaygın ve eşit bir şekilde uygulanmalıdır.
Covid-19 salgını nedeniyle yaşanan ölümler artıyor. Ölüm sayılarının artmasının aşı tedariğinin sağlanamaması ilgisi var. Dünyada çok sayıda aşı bulunmuş olmasına rağmen dünya nüfusunun büyük çoğunluğu aşılanamıyor.Bu aşılardan birisi alman firma. BioNTech’e ait Firmanın CEO’su
Uğur Şahin patent konusunda sorulan soruya “öyle basit bir konu değil diye” cevap verdi. Uğur şahin “Bizim yapabileceğimiz üretim kapasitesini artırmaktır. Sorun lisans vermekle bitmiyor. Çünkü aşı üretimi 20 yıllık bir tecrübeye dayanıyor” diyerek konunun üretim kapasitesi ile ilgili olduğunu iddia etti.
Tüccarlık, para kazanma hırsı bilim insanı olma niteliklerini ortadan kaldıyormuş demek ki. Uğur Şahin bir tüccar olarak
meseleyi değerlendiriyor. Böyle olunca milyonlarca insanın nasıl aşıya ulaşacağı ise önemsizleşiyor.
BİLİM VE AYDINLANMA AKADEMİSİNDEN AÇIKLAMA:
Bilim emekçileri aşı tekellerine ve patentli dünyaya mahkûm mu?
Bilim ve Aydınlanma Akademisi patent tartışmayla ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada konunun kişiler üzerinden tartışılmasının doğru olmadığı, sağlık sisteminin kapitalizmde kaçınılmaz olarak “kâr” odaklı organize edildiği, salgın felaketinde bu durumun daha görünür olduğu ve yüzbinlerce insanın hayatına mal olduğu aktarılarak “ne patent, ne aşı tekelleri, ne sermaye sınıfı dünyanın kaderi değildir” denildi.
Birçok ülkenin aşı üretememesinin nedeni; aşı ve ilaç tekelleri Her gün yüzlerce insan aşı temin edilemediği ve eşit şekilde dağıtılamadığı için hayatını kaybediyor. Bunun nedeni, büyük aşı şirketlerinin yüksek karlar elde etmesi için aşıda patent uygulamasının yürürlükte olması. Bilim ve Aydınlanma Akademisi Yürütme Kurulu patent tartışmalarıyla ilgili bir açıklama yayınladı. Açıklama
ile ilgili Bilim ve Aydınlanma Akademisi Yürütme Kurulu Sekreteri Prof. Dr. Erhan Nalçacı şunları kaydetti:
"Son dönemde özellikle sosyal medyada yayılan aşıda patent tartışmalarının arttığını fark ettik. Tartışmalar bir yerden sonra patenti savunmaya ve aşı üretmeyen ülkeleri toptan suçlamaya kadar gitti. Bunun için Bilim ve Aydınlanma Akademisi olarak tartışmaya katılan bilim emekçisi arkadaşlarımıza dostça bir müdahalede bulunmak istedik. Nasıl emekçi halkımızın düşünmesini engellemek için Evrim Kuramını saklamaya çalışıyorlarsa, bizler bilim emekçilerinin de toplumsal olaylar üzerinde düşünmesini engellemeye çalışıyorlar. Bunu yapmanın en bilinen yolu; sermaye sınıfının iktidarı kavramını ve emperyalizm teorisini el çabukluğu ile halının altına süpürmektir. Liberalizm bunu üniversitelerde ve her yerde deniyor. Oysa patent, bilginin ve teknolojik yeniliğin mülkiyeti meselesi ahlaki veya psikolojik bir sorun değildir. Dünyanın birçok ülkesinin aşı üretememesinin nedeni; aşı ve ilaç tekelleri, onların emperyalist politikalar güden devletleri ve yerli sermaye sınıflarını işbirlikçileri haline getirmelidir. Umarım bildiri patent konusunun daha doğru bir şekilde tartışılmasına yardımcı olur.(Kaynak:Boyun Eğme)