İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nın iddianamesinde, İmamoğlu'nun o dönem Yüksek Seçim Kurulu Başkanı olan Sadi Güven ve 10 üyeye yönelik “kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen zincirleme şekilde hakaret” suçunu işlediği gerekçesiyle 1 yıl 3 ay 15 günden 4 yıl 1 aya kadar hapis ile cezalandırılması talep ediliyor.
İddianame, Anadolu Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi; ancak henüz yargılama tarihi belli olmadı.
İmamoğlu’nun Strazburg’da kayyum eleştirisi yapması fitili ateşledi
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun YSK üyelerini hedef aldığı sözler, aslında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile yürüttüğü bir polemik sırasında gündeme gelmişti.
İstanbul’da seçimi iki kez kazandıktan sonra 30 Ekim’de Fransa’nın Strazburg kentinde düzenlenen Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nde konuşan Ekrem İmamoğlu, iktidarın ilk seçimi manipüle ettiğini söylemişti.
İBB Başkanı, ‘‘31 Mart gecesinin kazananı biz olduk, İstanbullular oldu. Devletin haber ajansı olan Anadolu Ajansı seçim sonuçlarını manipüle etmek istedi. Biz buna halkımızla izin vermedik. Bütün seçim sandıklarından ıslak imzalı tutanakları alabilecek bir yapı kurmuş olduğumuz için, elimizde veri olduğu için mücadeleyi hiçbir an bırakmadık. 31 Mart’ta oylara, sandıklara ve demokrasiye sahip çıktık. Günlerce sandıkların başında nöbet bekledik. İktidar manipülasyonla kazanamadığı seçimi, seçimleri yönetmekle yetkili olan Yüksek Seçim Kurulu’nun kararıyla iptal ettirerek kazanmak istedi. Ama iktidarın tüm gücüne rağmen yurttaşlarımızın güçlü iradesi, 23 Haziran gecesi bir kez daha ve çok daha gür bir sesle demokrasiden yana oldu” ifadelerini kullanmıştı.
Soylu: ‘‘Avrupa Parlamentosu’na Türkiye’yi şikayet eden ahmağa sesleniyorum, yazıklar olsun’’
İmamoğlu’nun iktidara yönelik eleştirel yaklaşımı yalnızca İstanbul seçimleriyle ilgili değildi.
İBB Başkanı aynı konuşmada HDP’nin kazandığı belediyelere kayyum atanmasını da ‘‘Kayyum konusundaki uygulamaya karşıyım. Nokta. Bu kadar net. Dolayısıyla bir suç delili olmadan müdahale edilen süreçlerden Türkiye’de daha önce de canı yanan insanlar oldu ve bunun bedeli ağır oldu. Biz, bunu şiddetle reddediyoruz’’ sözleriyle eleştirince İçişleri Bakanı’ndan karşılık gelmişti.
Süleyman Soylu, ‘‘Avrupa Parlamentosu’na gidip Türkiye’yi şikayet eden ahmağa sesleniyorum. Yazıklar olsun bu milletin sana verdiğine, kursağından geçenlere yazıklar olsun, bu milletin sana okuttuğu okula yazıklar olsun. Bu milletin sana verdiği emeğe yazıklar olsun. Birileri eline silah alacak, 9 aylık çocuklarımızı, 11 aylık bebeklerimizi şehit edecek, orada Kürt, Arap ve Türk kardeşlerimizin dükkanını açmasını engelleyecek, çocukların üniversiteye gitmesini engelleyecek, bunu o belediyenin belediye başkanları yapacak, sen de Avrupa Birliği Parlamentosu'na gideceksin veya oradaki belediye toplantısına gideceksin, Türkiye'yi şikayet edeceksin. Yazıklar olsun’’ sözleriyle tepki göstermişti.
İmamoğlu'nun Soylu’ya yanıtı davayla sonuçlandı
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı hakkında iddianame düzenlenmesine neden olan ifadeyi İmamoğlu, Soylu’nun kendisi hakkındaki sözlerine yanıt verirken kullandı.
İmamoğlu, 4 Kasım 2019’da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kendisi hakkındaki sözlerini soran gazetecilere, ‘‘Ben bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye. Seviyesine inmeyeceğim bir alan bu. 31 Mart'ta seçimi iptal edenler, dünyada, Avrupa'da, onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında, o olan şeylere, biten şeylere baktığımızda, tam da işte 31 Mart'ta seçimi iptal edenler ahmaktır. Önce ona bir odaklansın. Ama çok tabi benim inmeyeceğim seviyede. Yine ben onu devlet adamlığı yapmaya davet ediyorum ama yeter! Bıktım artık’’ şeklinde konuşmuştu.(Kaynak:VOA)