İlkokulda okurken “İki İnatçı keçi”yi anlatan bir masal vardı. Hiç aklımdan çıkmaz. Bu masal, Ezop’un masallarından biriydi.
Ezop MÖ 6.yy’da yaşadığı sanılan ünlü bir masalcıdır. Lafonten onun maslarını yeniden yazmış kendine mal etmiştir.
Bu masallar bizim yazarlarımızdan Orhan Veli, Nazım Hikmet tarafından şiirleştirilerek yeniden yazılmıştır. Dileyen bulup okuyabilir.
Ben yaştakiler, “İki İnatçı Keçi” masalını ilkokul okuma kitabından anımsayacaklardır.
Biz şöyle başlayalım masala.
Bir varmış, bir yokmuş iki inatçı keçi varmış. İkisi de benim dediğim, benim istediğim olacak diye diretirlermiş. Hiç birisi inadından vazgeçmezmiş!
Olacak bu ya; bir gün bu iki inatçı keçi ince uzun dar bir köprüde karşılaşmışlar. İkisinin yan yana geçme olanağı yok. Biri kenarda duracak bekleyecek diğeri geçecek.
Ama ikisi de inançtı. Önce ben geçeceğim, ben geçeceğim diye diretiyorlarmış. İnatlarından bir türlü vazgeçmiyorlarmış.
Önce sen yol ver diyorlarmış birbirlerine. Sen yol ver, ben geçeyim… Öteki sen yol ver ben geçeyim diyormuş… Ben önce geçeceğim, sen önce geçeceksin derken.. ikisi de yürümüşler karşı karşıya.
Tam köprünün ortasına geldiklerinde sürtünmüşler birbirlerine, ikisi birden düşmüşler aşağıya…
İnatçılığın bedelini ağır ödemişler.
15.06.2021, Adana