İyi Parti Adana Milletvekili Metanet Çulhaoğlu çiğ süt fiyat sorunu hakkında yazılı bir basın açıklaması yaptı.
Çulhaoğlu şunları ifade etti:
“Tarım Bakanlığı geçen sene ekim ayında akıllara zarar bir işlem yaptı ve Ulusal Süt Konseyi Toplantısını süt üreticileri ve üretici temsilcilerini pasifize ederek sadece sanayici ve market temsilcileri ile toplantı yaptı ve elbirliği ile süt fiyatını belirlediler. Yani üretici olmadan üreticinin fiyatı belirlediler.
Üreticimize haber verilmeden yapılan bu toplantı sonrası çiğ süt fiyatını Büyük alıcıların ve Cumhurbaşkanlığı Tarım Komitesinin isteği ile 2 lira seksen kuruş olarak açıkladılar. Bununla bitmiyor tabii. Bu fiyat bile üreticimizin eline geçmedi. Çünkü üreticimize verilmesi gereken bu 2 lira seksen kuruşun toplama, soğutma, temizlik ve işçilik maliyet gideri altında 20 kuruşu kesildi. Bu haksızlığı bu sütunlardan o zamanlar sizlerle paylaşmıştım.
Ak Parti iktidarı yanlışlarına devam etmekte, bunda da ısrar etmektedir. İktidar kuraklığı ve tahıl piyasalarını doğru dürüst yönetmediği, öngörüsüz ve çapsız yaptığı işlemler sonucu korkarım necip milletimiz çiğ sütü 5-6 liraya, kırmızı etin karkasını 50 liraya almak zorunda kalacak. Durum maalesef hızla buraya doğru gidiyor.
Yüzde 60-70 oranında bakım ve besleme gideri olan hayvancılıkta her hafta yem fiyatlarına çuval başına 5 lira zam geliyor. Süt yeminin çuvalı 160 liraya, besi yeminin çuvalıysa 150 liraya dayandı. Yani hem süt hayvancılığı hem de besi hayvancılığı yapan insanlarımız zor durumdadır.
Besicilerimiz, Kurban Bayramı’nı ve oluşacak piyasayı beklerken; süt üreticileri de kendilerinin de çağrıldığı toplantıdan sonra, çiğ süt fiyatının açıklanmasını bekliyorlardı.
İktidar yaptığı yanlışlara devam etti ve. Cumhurbaşkanlığı Tarım Komitesinin isteği ile Çiğ sütün fiyatını 40 kuruş artırarak 3 lira yirmi kuruş olarak açıkladı. İyi parti olarak biz defalarca iktidarı uyardık. Sakın ha sakın çiğ sütün fiyatını A Kalite için 4 liranın altında açıklamayın. Bunun altında bir fiyat verirseniz ya piyasalar sizi dinlemez ya da süt ineklerine yazık olur kesime giderler.
Sonrasında zaten kontrol edemediğiniz iş iyice kontrolünüzden çıkar. Sanayiciler dahil herkes zarar eder. Bu işin çözüm yolu belli demiştik.
Süt üreticisini koruyacak, süt üretimini de artıracaksınız. Bu kadar basitti aslında. Çiftçiden, üreticiden kaçan Tarım Bakanı bunları bilmemekte, Cumhurbaşkanlığı Tarım Komitesinin her dediğini doğrusuna yanlışına bakmadan kabul edip uygulamaya devam etmektedir.
O nedenle;
*Çok geç kalınmış değildir. Derhal Et ve Süt Kurumu’nu sahaya sürün. Piyasada işlem gören ve sanayiye giden günlük 25-30 bin ton çiğ sütün en az 5-6 bin tonunu Et ve Süt Kurumu üzerinden, yine en az 4 liraya satın alın. Bunu yaparken de günlük 500 litre ve altında süt üretenlere öncelik verin.
*Önce, Süt Birliklerine ve Kooperatiflere alıcı olun. Küçük süt toplayıcılarını organize edin, onların sütlerine de alıcı olun.
*Günlük 500 litreden fazla üretim yapanlar için de prim hariç 4 lira fiyat, üzerinde yapacakları satışlara da, 20 kuruş prim uygulayın.
*Aldığınız çiğ sütün yarısını süt tozu için büyük sanayiciye verin.
*Kalan yarısını ise 10 ton ve altında üretim kapasitesine sahip süt işleyen işletmelere verin.
*Ürünleri, kamu kurum ve kuruluşlarının market, kantin vb. satış noktalarından satışa sunun.
*Talep fazlasını, sosyal yardımlar kapsamında, milletimizle buluşturun.
*Bütün bunlar sonucunda emin olun ki kamusal bir zarar doğmayacaktır.
*Ancak yine de, süreci yönetmeyi beceremezseniz ve zarar oluşursa bu zararı karşılamaktan çekinmeyin. Çünkü bu sayede hem küçük süt işletme sanayisini korumuş olacaksınız, hem de inekleri kesime gitmekten kurtaracaksınız.
Halkından ve üretimden kopmuş, hiçbir üretici birliğini dinlemeden ithalata dayalı bir tüketim ekonomisini benimseyen Ak Partinin milletimize vereceği bir şey kalmamıştır.
Bu nedenle bu idare sisteminden milletimizin kurtulması için iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş demokratik parlamenter sistem mutlaka tesis edilmelidir.”