MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu.
Bahçeli şunları söyledi:
"Kılıçdaroğlu geçmiş beyanları ile ters düşmüştür. Kılıçdaroğlu'nun ülke nüfusunun yüzde 54'ünün CHP'li belediyeler tarafından yönetildiğini dillendirmiştir. CHP'li belediyeler özerk bir yönetim değildir. Bu belediyeler gökten zembille inmemiştir. Bu bize göre potansiyel bir ayrımcılığın devlet içinde başka devlet varmış gibi değerlendirme yapmanın bir diğer şeklidir. Kılıçdaroğlu'nun ağzındaki bakla zehirlidir. CHP yönetiminin anlattığı gibi kötümser bir tablo yok. Sorun yok demiyoruz, CHP'nin anlattığı gibi bir tablo yok.
Kılıçdaroğlu, 5 CHP'li belediyenin 13 bin sanatçıya yardım yaptığını da söylemiş. Bu sanatçılar kimlerdir? Sanatçı kisvesine bürünmüş bölücülere Türkiye muhaliflerine belediye bütçeleri peşkeş çekilmiş midir? Birlikte iktidar olmayı hedeflediği dostları arasında PKK'nın, FETÖ'nün, DHKP-C'nin sıralamadaki yeri neresidir? Acaba terörist Demirtaş, Karayılan, Kılıçdaroğlu'nun dostu mudur? Muharrem İnce hâlâ dost kabul edilmekte midir?
'HDP parti marti değildir'
PKK terörü bir amaç değil, bir araçtır. PKK terörünün arkasında Türkiye ile hesabı olanlar var. Türkiye, PKK'nın arkasındaki küresel aktörleri muhataplarının yüzüne vurmuştur. HDP bu oyunda asıl bir faildir. Parti görünümlü bu bölücü odağın kumanda odası zalimlerin kontrolündedir.
HDP'nin PKK'dan, PKK'nın HDP'den farkı yoktur. AYM'nin davayı dün itibariyle kabul etmesi hayırlı bir gelişmedir. Eğer hukuk varsa terörizmin siyaset ayağı hiçbir ad altında açılmamak üzere kapatılmalıdır. Kılıçdaroğlu kimin yanındadır tarafındadır? HDP, Türk demokrasisine biçilmiş kefendir.
Kılıçdaroğlu, 'Demokrasilerde parti kapatmak yanlış' diyor. Kuşkusuz halt ediyor, bölücülüğün avukatlığına utanmadan soyunuyor. HDP parti marti değildir. Adalet ve vicdan terazisi bu rezalete onay veremez. HDP'nin Türk demokrasisine biçilmiş kefen, döşenmiş mayındır. HDP, kapatılmalıdır. Boğaza nazır şatafatlı mekanlarda, sıcak kum üzerinde magazinleşmiş hayatlarının derinliğine sinmiş, demlene demlene demokrasi edebiyatı yapanlara dünya çok güzeldir. Lüks otellerin lobilerinde, 'Bu kadar oy alan parti kapatılır mı' ahkamı kesenlerin yedikleri önlerinde, yemedikleri arkalarındadır. Meseleyi demokrasiyle tercüme etmeye çalışanlar, bir saatliğine de olsa ellerine silahı alıp nöbete girsinler de görelim adamlıklarını, nerede bu eğlence dolu gecelere akan kimliksizler, ne yapıyor bohem hayatının lekeli müdavimleri? Salgınla boğuşurken İzmir Alaçatı'da, Nişantaşı'nda nasıl caka satıyorlarsa, buyursunlar bu vatanın külfetine de bir zahmet katlanmayı denesinler. Ailelerinden birisi teröre kurban gitseydi yine böyle konuşmaya yürekleri el verecek miydi?
'Binada tek bir HDP'li yönetici yoktur'
İzmir HDP binasına yapılan hunhar saldırı ve suikast elbette alçak bir komplo, şiddetli bir provokasyon olarak değerlendirilmelidir. İzmir HDP il binasına yapılan saldırı süreci başka bir noktaya taşımıştır. Saldırganın tek başına hareket etmediği hemen fark edilecektir. Bu katil gerçekte kimdir?
Öyle bir gün seçilmiştir ki binada tek bir HDP'li yönetici yoktur. Hatta planlı bir toplantı da iptal edilmiştir. Tıpkı Ankara gar patlamasında, tıpkı Suruç katliamında olduğu gibi HDP'liler araziye uymuşlar, kayıplara karışmışlardır. Olayın vuku bulduğu gün, ne hikmetse çay servisi yapan şahsın yerine yardım amacıyla kızı binaya gelmiştir.
Cinayete kurban giden Deniz Poyraz'ın masada yarım bıraktığı kağıt bardaktan içtiği çay ile yediği domates ve zeytin kısa süre içinde Türkiye aleyhtarlarının propaganda görseli olarak kullanılmıştır.
Katilin ise bozkurt işareti yapan ve silah tutan halini resmeden fotoğrafları sanki bir yerlerde hazır bekletiliyormuş gibi anında servis edilmiştir. Yani bir taşla daldaki birden fazla kuşun vurulması hedeflenmiştir.
Öldürülen Deniz Poyraz'ın kim olduğunu ben size söyleyeyim, şehirden dağa çıkmak isteyen PKK sempatizanlarını terör kamplarına sevk eden milis işbirlikçisidir. Örgütün hain eylemlerine yardım ve yataklık yapan terörist demektir.
TÜSİAD'a tepki
TÜSİAD son dönemlerde hukuk devleti ile bağdaşmayacak karanlık ilişki ağlarından muzdarip olunduğunu ileri sürmüştür. Türkiye bir hukuk devletidir. TÜSİAD'ın dış telkinlere değil, milletimizin gerçeklerine saygı ve riayeti paradan daha önemli bir şeref meselesidir."