ALTINORAN YENİ SANAT SEZONUNU AÇTI

Vahit Şahin 

 Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği, yeni sanat sezonunu Fotoğraf Sanatçısı Timurtaş Onan’ın “Terkedilmiş/Abondoned” adlı sergisi ile açtı. 

  Açılış öncesi sanatçı Seren tarafından gitarla konser verdi. Açılışta konuşan Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği Başkanı S. Haluk Uygur, ülke olarak zor günler geçirildiğini belirterek,” Ama bu zor günleri atlatmanın yolunun da sanat olduğunu biliyoruz. Sanat dediğiniz şey bir düşünme sistematiğidir. Bunu kullanmadığınız müddetçe hiçbir şeyi çözemezsiniz. Serginin “terk edilmiş” olarak açılması bir tesadüf değil, çünkü başta sanat olmak üzere tüm değerleri bu terk edilmişliği sonuna kadar yaşıyor. Bilmiyorum sizi, ben kendimi terk edilmiş olarak hissediyorum. Bakın orda ne yazıyor, “Bu tezgâhı operatör harici hiç kimse çalıştıramaz”. Ama biz operatörü, bilgi alanını terk etmişiz. Diğer kalanlar ise çalışmıyor. Ben her fotoğrafa baktığımda içerden dışarıya bakışı, sanki kendi içimden görüyor gibi görüyorum. Bu sadece tersanenin terk edilmesi değil, bir kez daha bakın” dedi.

  “Aşımızı olmalıyız, mesafemizi korumalıyız ama eski yaşamımızı terk etmemeliyiz” diyen Uygur, “Sanatı, sosyal yaşantımızı, insan ilişkilerimiz terk ettiğimiz zaman işte bu tersane gibi oluruz. Aşı karşıtlığı terk edilmişliği sağlayacaktır bize. Kapıdan dışarıyı görebiliriz. Bu nedenle direniyoruz, bu nedenle Altınoran’ı hayata geçirmeye çalışıyoruz” dedi.

  Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği Başkanı Uygur şöyle devam etti:

  “Her musibetin bir hayrı var derler. İşte korona bizi Asana dışına taşıdı.2 yıl boyunca devam ettiğimiz online çalışmalarımıza devam edeceğiz. Artık bu dönemden sonra bir terslik olmazsa ayda bir sergi, ayda bir gezi, mümkün Sinematek’i hayata geçirmeye çalışacağız. Ayda bir kez de herkese açık online bir misafirimiz olacağız. Online veya yüz yüze seminerlerimiz gelişen dünyanın ötesini görerek devam edecek. Artık 80 yıllarından beri süren eğitimler bitti. Artık fotoğraf makinesin anlatmaya gerek, insanlar cep telefonu ile çekiyorlar. Artık biz yaşamı, düşünme sistematiğini anlatmak zorundayız. İlk eğitimiz ise “Fotoğraf ve sinema okur-yazarlığı” olacak. Burada gösterge bilimsel bakış açısı olacaktır. Arkasından “Fotoğrafa Başlarken” diye bir eğitim yapacağız.”

  Daha sonra Fotoğraf Sanatçısı Timurtaş Onan, sergilediği 20 adet eseri hakkında açıklamalarda bulundu. Onan, İstanbul’un önemli endüstriyel, tarihi ve kültürel değere sahip tersaneler bölgesinin dönüşümün mega etkileri öncesi suskun halini “Terk edilmiş / Abandoned” sergisinde çarpıcı bir dille anlattı.

  Onan şunları kaydetti:

  “Bu ıssızlık da bir güzellik var, bu duyulmamış ıssız yerler formlar ve dokular insanı çeldiren bir şeyler barındırıyor. Fotoğraflar, izleyiciyi düşünmeye ve büyülenmeye, huşu ve merak içine çekerek hayal gücü ve fantazilerini uyarmaya ve böylece içsel dünyalarına ayna tutmaya davet ediyor. Haliç’in göz bebeği tersaneler bölgesinin; dönüşüm arifesinde, sahip olduğu kimliğin ve tarihsel mirasının korunacağı ümidini taşıyorum." 

Terk Edilmiş / Abandoned Sergisi Hakkında

 Dönüp arkamıza  baktığımızda, dünya farklı görünecektir. 

İstanbul’un önemli endüstriyel, tarihi ve kültürel değere sahip tersaneler bölgesini; dönüşümün mega etkileri öncesi suskun halini “Terk edilmiş / Abandoned” sergisinde çarpıcı bir dille anlatıyor. 

Fotoğrafçı Timurtaş Onan, bu yerlerde taptaze bir ilham bulmuş kendine. Terk Edilmiş, daha önceki çalışmalarının hem devamı hem de onlara bir veda niteliğinde... İstanbul'da mekanlar ve insanlar üzerine önceki çalışmalarıyla tanınan sanatçı  “Terk Edilmiş”te, o eşsiz atmosferi çok az bilinen bir yeri keşfe çıkmış. Eskiden beri form ve ışığa önem veren bir fotoğrafçı olarak “Terk Edilmiş”te Onan, bu hassasiyetini ön plana çıkarmış. Daima kendine özgü yerlerin ruhunu yakalama yeteneği olan  fotoğrafçı bu kez “Terk Edilmiş” ile tersanelerin mirasının belirsizliği ve yaşamışlık izlerinin eşliğinde keşfe çıkmış. 

Derlemedeki anlatımlar çağrışımlarıyla bizi bu yer hakkında meraklandırırken, görüntüler form, çizgiler ve ışık  haline bürünmüş  bir meditasyondan daha fazlasını sunuyor. Fotoğraflar bizi gölgenin biçimle, ışığın yüzey ve açılarla olan etkileşimi üzerinde düşündürüyor. Tüm bunlar, görüntülere gerçekliği bilinen yerlere ve eşyalara dayanmayan türde kompozisyonlar ve soyutluk kazandırıyor. Bu fotoğraflar, sanatçının sevdiği heykel ve soyut resim gibi diğer sanat formlarının yakın akrabaları. 

Sanatçı, bu yerlerde bakış açısını ve anlatım ustalığını sergiliyor. Bu ıssızlık da bir güzellik var, bu duyulmamış ıssız yerler formlar ve dokular insanı çeldiren bir şeyler barındırıyor. Fotoğraflar, izleyiciyi düşünmeye ve büyülenmeye, huşu ve merak içine çekerek hayal gücü ve fantazilerini uyarmaya ve böylece içsel dünyalarına ayna tutmaya davet ediyor.