Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi21
Bugün Toplam256
Toplam Ziyaret1831664

ADANA’DA ULUSLARARASI SERGİ

Korart Galeri ve Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim-İş Eğitimi Anabilim Dalı işbirliğiyle açılışı yapılan uluslararası sergide Türkiye, Letonya, Hindistan, Moldova, İran, Amerika Birleşik devletleri, Tunus ve Norveç’ten 23 sanatçı yer aldı




Vahit Şahin

Korart Galeri ve Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim-İş Eğitimi Anabilim Dalı işbirliğiyle açılışı yapılan uluslararası sergide Türkiye, Letonya, Hindistan, Moldova, İran, Amerika Birleşik devletleri, Tunus ve Norveç’ten 23 sanatçıya ait 33 eser yer alıyor.

Uzun bir pandemi sürecinden sonra Korart galeride açılan sergide eserler, çok sayıda izleyiciyle buluştu.

Sergi hakkında yapılan açıklamada şunlar kaydedildi:

“Sergideki her bir eser, farklı bir kavramsal tartışma gerektiriyor. Sergide sanatçı ifadelerinin olmaması, eser açıklamalarının olmaması kendi tartışmamızı yapmamız, kendi hikâyemizi kurmamız için yapılmış bilinçli bir seçim. Sergide farklı plastik dillere, temalara, tekniklere ve yaklaşımlara sahip sanatçıların eserleri yer alıyor.

Mark Rothko Sanat Merkezinin küratörü MārisČačka’nın tipo baskı ve boyama tekniklerinin karıştırılmasıyla oluşturduğu tuval üzerine resmi, sanatçının iki medyayı bilinçli olarak karıştırdığı ve izleyiciyi yaratım süreci üzerinde 'düşünmeye' davet ettiği, bireysel bir sanatsal üslubu gösteriyor.

Polonya, Wroclaw Üniversitesi profesörlerinden MarekKulig’in‘Sacrophagum, Completorium’ adı nedeniyle sarkofacilere gönderme yapan üç boyutlu eseri kelimenin tam anlamıyla unutulmuş yerleri, harap duvarları veya tarihi literatürü akla getirir. Tarihsel geçmişle ilgili çağrışımlar, bizi belirli bir yerin veya nesnenin tarihini incelemeye teşvik eder. Eserin kum tabakası gibi yüzey dokusu; onu süpürmek, temizlemek, kazmaya ve keşfetmeye başlamak için bizi kışkırtıyor.İzleyicinin içgüdülerini uyandırıyor ve bu da sertleştirilmiş kaplamanın altına gizlenmiş ardışık katmanların keşfetmeye kışkırtıyor. MarekKulig’in eseri bizi kendi anılarımızı keşfetmeye, zamanda geriye gitmeye ve geçmişin sırlarına ulaşmaya zorluyor.

Wroclaw Üniversitesi doktorantlarındanAlicjaPruchniewicz; tuvalin geleneksel biçimini zorlayan, ince bir degredasyonla renk alanları oluşturan minimalist çalışmaları son derece modern bir yaklaşımı yansıtıyor. Dört parça tuvalden oluşan eseri; doygun renkleri, geometrik ve organik şekilleri keşfeden soyut resimlerden ilham aldığını düşündürüyor. AlicjaPruchniewicz ilhamını büyük ölçüde yakın çevresinden ve çağdaş toplumun sıradan, gündelik yönlerinden de alıyor gibi görünüyor. Süreç ve teknikler söz konusu olduğunda, Pruchniewicz'in tuvaller oluşturmak için kendine özgü bir yöntemi olduğu açıktır.

Amerikalı sanatçı JoAnnMorning’intuval üzerine akrilik tekniğindeki üç resmi; Paul Klee, AugustMacke başta olmak üzere çok sayıda avangard sanatçıya ilham kaynağı olan Tunus’tan temaları içeriyor. Morning’in resimleri mavi ve beyazı bir araya getirerek Hammamet’e,SidiBou Said’e tutkusunu yansıtırken, Akdeniz’in öte yakasına serin bir çağrı yapıyor.

Letonyalı sanatçı BaibaPriedīte’nin suluboya tekniğindeki resmi izleyiciye, hayal gücünün iç kaynağına, derinlerde bir yolculuk yapması için basit ve özgün bir fırsat veriyor. Renk bulutlarının ve form sislerinin arkasında ne göreceğimizi veya kiminle karşılaşacağımız hayal gücümüze bağlı.

Çukurova Üniversitesi profesörlerinden Nimet Keser’in ‘Kilikya’da Bahçeler’ adlı soyut resmi sanatçının boyaya, renge, ışığa duyduğu tutkuyu, yaşam enerjisini gösterirken neredeyse izleyiciye sinestetik bir deneyim yaşatıyor. Resim; bizi Kilikya’nın renkleri arasında dolaştırırken taze kokular, sakinleştirici ezgiler, huzur veren fısıltılar duymamızı sağlıyor.

Trakya Üniversitesi öğretim üyelerinden Mustafa Haykır’ın‘Ama Onlar Noktürn’ adlı resmi görmeye alışkın olmadığımız bir portredir: Bir şempanzenin portresidir. Sergi salonuna girişte izleyiciyi karşılayan şempanze, hafif sağa çevirdiği başıyla diğer eserlere, belki de kendimize dönüp bakmamızı söylüyor. Sanatçının kullandığı renklerle bu bakışı birleştirince bize taşınan keder, insanın ‘kendinden olmayana’ ‘ötekine’ bir daha bakması gerektiğini düşündürüyor. Resimdeki şempanzenin yerine ‘kendi ötekimiz’ her kimse, onu koyup bir daha düşünmeye çağırıyor.

Norveçli seramik sanatçısı HanneHoukum’un ‘Three Blue Brothers’ adlı seramikleri, nesnenin işlevini fesheden bir yaklaşımın ürünleridir. Bu üç mavi kardeş içine çiçekler koyacağımız vazolar, ince zanaatçılık örnekleri değil; son derece samimi, keyifli ve narin vazo heykelleridir.

Çukurova Üniversitesi profesörlerinden BirnurEraldemir’in alçak bir platform üzerinde sergilenen ‘Adı Yok’ adlı ahşap yontusu, eğilip bakmamızı gerektiriyor. Eğildiğimizde tek bir gözle gözgöze geliyoruz. Herkes o göze bir kere bakmalı.

Çukurova Üniversitesi profesörlerinden Suat Karaaslan’ın ‘Oturan Figür’ adlı eseri, organik ve geometrik yaklaşımı bir araya getiren özelliğiyleinsanın/insanlığın kendini keskin sınırların içine hapsetme olgusunu düşündürüyor.

Moldova Güzel Sanatlar ve Müzik Akademisi profesörlerinden IarinaSavitkaia-Baraghin’in ‘A Woman in the Men World’ adlı eseri; bir yanıyla impasto ve renkle inşa edilmiş bir masal fragmanıyken diğer bir yanıyla neşeli bir feminist eleştiridir. 

Mersin Üniversitesi profesörlerin Arzu Uysal’ın geleneksel ve çağdaş yaklaşımları birleştirdiği tuvalleri materyal olarak iplik ve boyayı, teknik olarak dijital baskı ve nakışı kullanarak oluşturduğu soyut kompozisyonlar son derece yalın ve kararlı görünüyor.”

Ayrıca sergide Ali Doğan, AvijitMukerjee, Cem Demir, Emrah Uysal, Filiz Yıldız, Meltem Gökmen, Mustafa Çapar, Mükremin Şahiner, Özgür Aktaş, ParyMalekzadeh ve RebeccaMann’in eserleri de yer alıyor. 

Sergi, 15 Ekim 2021 tarihine kadar Korart Galeri’de izlenebilir.

 

253 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
AlışSatış
Dolar34.652334.7912
Euro36.423936.5699