Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi138
Bugün Toplam834
Toplam Ziyaret1825480

AKTİVİST AV.ATAL, “KAPLUMBAĞA KÖMÜR SEVMEZ “

“Benim türüm en fazla Sugözü kumsalına yumurta bırakıyor. Ben de bir yavru olarak engin denizlere kavuştuktan sonra yeterli olgunluğa geldiğimde, yumurtadan çıktığım Sugözü’ne dönmek isteyeceğim”



 
Çevreci Aktivist Av.İsmail Hakkı Atal, Yumurtalık Sugözü sahilinde yaşamaya çalışan kaplumbağaların ağzından bir yazı kaleme alarak, “Kaplumbağa kömür sevmez” dedi.

Atal’ın yaptığı açıklama şöyle:

“Bugün burada  Adana’nın Yumurtalık ilçesi Sugözü sahilinde yaşam bulan yeşil deniz kaplumbağalarını temsilen bu açıklamayı yapıyorum.  Hunutlu termik santrali, buradan 70  km uzaklıkta, yapılmaya devam ediyor. Burası, Akdeniz’de ve Türkiye’de deniz kaplumbağaları için önemli bir yuvalama alanı.   Projenin başından beri, bu yeni santralin gerek insan sağlığına gerekse doğaya ve biyolojik çeşitliliğe vereceği zararlar için mücadelemizi sürdürüyoruz.   Bugün de, yine bir hak arayışı için buradayız.Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, projenin Nihai Çevre ve Etki Değerlendirme Raporu’nu 2014 yılında kabul etmişti. Ancak daha sonra, bu raporda öngörülen baca sistemi, enerji şirketi EMBA tarafından “çevreci teknoloji” vurgusuyla soğutma kulesi olarak değiştirildi.  Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın uygun bulduğu ve planlarda olmayan bu değişikliğin, santral inşaatı devam ederken yapılmış olması ve dolayısıyla  hukuka aykırı   hareket edildiğini savunuyor; yeni bir ÇED sürecinin işletilmesini ve bu rapor  hazırlanana kadar inşaatın durdurulmasını talep ediyoruz. Çünkü Bakanlığa “çevresel etkileri azaltacağı” belirtilmesine  karşın  özellikle hava kirliliği ve dolayısıyla insan sağlığına olumsuz sonuçlar doğuracağını biliyoruz.   

Bunları kısaca açıklamak isterim; 

Öncelikle, baca teknolojisinin değişmesi ile kirlilik yoğunluğunun azalacağı belirtilse de bunun daha az hava kirliliği oluşacağı anlamına gelmiyor.  Çünkü yeni tasarımda baca, soğutma kulesinin içine alınıyor. Burada, kirlilik su buharı ile karışacak, hacminin artmasıyla kirliliğin daha yukarı ve daha uzağa taşınmasına neden olacaktır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da baca gazı soğutma kulesinden çıkacak baca gazının hacminin, bacadan çıkan gazın hacminin yaklaşık 10 katı olacağını, daha yüksek noktada atmosfere verileceğini belirtmiştir.

İkinci olarak, santralin yakacağı kömürden çıkan kirlilik baca tasarımı öncesinde ve sonrasında değişmez. Dolayısıyla, baca teknolojisinin değişmesinin kirliliği gidermede herhangi bir fonksiyonu yoktur. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, ilgili cevabında, baca teknolojisinin değişmesi ile zararlı emisyonların miktarında ciddi düşüşler olacağını söylemiş ancak ne kadar bir azalma olacağını kesin olarak belirtmemiştir.

Ve son olarak soğutma kulesi, sağlık açısından en kötü hava kirleticisi olan PM2,5 oluşumunu artıracaktır. Soğutma kulesinden salım, yüksek nem ve sıcaklık nedeniyle ikincil PM2.5’in daha hızlı oluşumuna neden olacaktır.          

Değerli Adanalı dostlarım,,

Bu şehir, yıllardır yoğun hava kirliliği ile mücadele ediyor. İskenderun Körfezi’nde mevcutta iki adet kömürlü termik santral bulunuyor ve EMBA  Hunutlu, 3. santral olarak yapılıyor. İşletmeye geçtiğinde yaklaşık 30  yıl çalışması planlanıyor  ve diğer santrallerin kirliliğiyle birleştiği takdirde kümülatif etkisi ölümcül olacağı bilimsel olarak kesindir.      

            Adana’da, 2,5 MİLYON insan yaşıyor. Sağlık ve Çevre Birliği HEAL’in araştırmasına göre Adana’da, 2019 yılında 30 yaş üstü her 5 ölümden 1’i hava kirliliğine bağlı  olarak gerçekleşti.. Ayrıca, Hunutlu santralinin yapıldığı Yumurtalık ilçesindeki kanser vakaları 2009-2014 arasında 11 kat , kanser türleri ise yüzde 275 arttı.. Projenin ÇED Raporu hazırlanırken farklı noktalarda ölçüm yapıldı. Hava kirliliğinin en az olduğu yaz aylarında yapılan ölçümler bile sınır değerlerin üzerindeydi! Ve EMBA  Hunutlu santrali, insan yaşamına rağmen yapılıyor!

Son olarak biraz da kendimden bahsetmek istiyorum. Literatürde adım Chelonia Midas, yani yeşil deniz kaplumbağasıyım. Yüzyıllardır Akdeniz’i, Adana’nın kumsallarını yuva bildim. Benim türüm en fazla Sugözü kumsalına yumurta bırakıyor. Ben de bir yavru olarak engin denizlere kavuştuktan sonra yeterli olgunluğa geldiğimde, yumurtadan çıktığım Sugözü’ne dönmek isteyeceğim.  Varlığım, insan tarihinden çok öncesine dayanıyor ama insan faaliyetleri yüzünden neslim  “tehlike altında ”. Türümün korunması için Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi, Bern Sözleşmesi gibi uluslararası sözleşmelere, Türkiye de taraf. Hunutlu projesi, bu sözleşmeleri ihlal ediyor. Sugözü Kumsalı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan Deniz Kaplumbağalarının Korunmasına İlişkin 2009-10 sayılı Genelge’ye göre, korunması gereken önemli bir deniz kaplumbağası yuvalama alanı. Hunutlu projesi, bu genelgeye aykırı ilerliyor.

Paris Anlaşması’na taraf olan Türkiye’de, karar vericilerin, yeni bir kömür santrali açmak yerine Hunutlu santralinin yapımını acilen durdurması için destek vermeli. Bu sadece kendi türüm için değil, insanlığın da geleceği adına yapılması gereken bir tercih olmalıdır.

En büyük dileğim, denizden tekrar sahile çıktığımda, bu kararın verilmiş olduğunu ve doğanın çeşitliliğine sahip çıkıldığını görmektir.

Çünkü kaplumbağa kömür sevmez!

Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim. “

217 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
AlışSatış
Dolar34.440034.5781
Euro35.959736.1038