Oyunu, çok sayıda sanatsever izledi, alkış tuttu.
Gürsel Fırat uzun süredir “Derviş Oyunu’nu her fırsatta oynuyor, sergiliyor. Meddah oyunlarının bir süreri bu. Bir gün İsmail Dümbüllü’yü simgeleyen sarığı hak edecek. Her oyunda yeni gösterimler sunuyor. Bugünkü (07.12.2021) oyunda da yenilikler sahneledi.
Fırat, her zamanki gibi ilk baştan güldürüler anlatmaya, güldürüler sunmaya başlıyor.
İşte bir güldürü: İki kedi, fare deliğinde sırayla nöbet tutuyorlarmış. İkinci kediye sıra gelmiş. Deliğin ağzında “hav hav, hav hav…” diye seslenmiş. Fare sanmış ki kedi gitmiş, köpek gelmiş, çıkmış dışarı yem olmuş kediye. Birinci kedi hayretle sormuş; “nasıl oldu bu iş?” İkinci kedi, “yabancı dil bilmenin faydaları” demiş. İnsanlar da böyle kurnazlıklar yapmıyorlar mı?
Babasının, anasının didişmelerinden de söz etti. Babası güzel kadınlara bakıyormuş, onlara el ediyormuş. Anası sormuş; “Ne bu senin yaptığın?” Babası, çevirmiş lafı “Yok hanım, ben sana gel diye el ediyorum” demiş.
İyi mi?
Gürsel izleyicilerden de yardım alıyor. Şair-yazar Selda Kaya’ şu şiirini okuyor:
“Gün soluyor dudağımda
Tenimde ufalıyor zamanın kalbi
Bir akşam üstü
Gel sevgini sar ıssızlığıma
Yüz yıl ekmek, gül kokmalı saatim
Tut ellerimden tamamla beni
Yoksa eksik kalır tanrının büyüttüğü aşk.”
Sonra Hüseyin Karakuş, sazıyla geliyor sahneye. Şarkılar, türküler, bozlaklar söylüyor. Mahzuni’nin “Katil katil Amerika” türküsün seslendiriyor:
Giriş; şöyle:
“Bütün insanlık adına
Amerika katil katil
Hukuk yapar kendi teper
Amerika katil katil
Kanun yapar geri teper
Amerika katil katil”
Baş yardımcı Berrin Yüzeroğlu davulla çıktı geldi sahneye, çaldı çeşitli havalar, şiirler okudu. Attilâ İlhan’nın “Mustafa Kemal’im” adlı uzun şiirini davul eşliğinde ezbere seslendirdi.
“MUSTAFA KEMALİM
Dağ başını duman almış
Gümüş dere durmaz ağlar
Gözyaşımdan kana kesmiş gözlerim
Ben ağlarım, çayır ağlar, çimen ağlar
Ağlar ağlar cihan ağlar
Mustafa’m Mustafa Kemal’im”
Gürsel, elinde asa derviş değneği dolaşıyor izleyiciler arasında, konuşuyor, anlatıyor ülke dünya ahvalini, bağırıyor, Hasan Hüseyin’in “Kör olma da gör beni”, “Sen hep Samsun’a mı çıkarsın ay oğul” şiirlerini okuyor.
“bak şu bebelerin güzelliğine
kaşı destan
gözü destan
elleri kan içinde
kör olasın demiyorum
kör olma da
gör beni”
…
“Sen hep Samsun’a mı çıkarsın
ay oğul, ay Kemal’im
hele bir de okullara
çık hele bir
çık hele bir kemal’im
derdim çoktur hangisine yanayım?
hangi bir kurbana ağıt düzeyim”
Uzayıp gidiyor oyun.
Sinema tekniğiyle, olaylar görüntüler yansıtılıyor sahneye.
Bir combur, bir cumbur gidiyor… hayat.
Bitecek gibi değil oyun…
08.12.2021, Adana