Sergide sanat severlere bulundu. Sanatçı daha çok, figüratif, peyzaj, soyut, natürmort resimler üretiyor, sıcak renkleri kullanıyor.
Ressamın tablolarından biri ağaç, renklerine göre betimlenmiş; kuşlar yuva yapmışlar, dallarda ötüşüyorlar, insanlar mavi kurdele, nazar boncuğu bağlamışlar… Geleneğe göre çaput bağlanırdı, boncukta bağlanıyormuş demek. Şehitlerin künyelerinin bağlandığını da görmüştüm… Bu eski bir Türk geleneği bu.
Burada da kırmızının allanmış renkleriyle Osmanlı motifleri canlandırılmış. Çok renkli, çok motifli bir halı, önünde seramikten yapılmış çini boyunlu, ibiği uzun çinili bir yapıt-ibrik, özgün rengiyle sunulmuş.
Çok katlı yapılarıyla, çok ışıklı, çok renkli bir kent kesiti alıyor gözlerimizi, bakıyoruz göğüne, görüntüsüne, soğutulmuş, sıcak renklerle örülmüş bir kent parçası. Gidip görmek istiyor insanın canı. Durmuşum bakıyorum kente.
Geleneksel Osmanlı minyatür resimlerinden bir örnek sunuluyor. Yanında ibrik, torba, çay içiyorlar, iki segili olmalı yedi rengin alımlılığı içindeler… Fonda mavinin tonları, kırmızıya bulaşmış, çekicilik kazanmış… yeşil donlu iki güzel…
Atların çekici görüntüsü alıyor. İnsanlar, at sürücüleri, yarışta olmalılar, soyut, somut içerikli bir tablo. Mavi turuncu yeşil gri, havai renkleri içeriyor. Fırça çekişler, çizgiler uyuşuyor birbiriyle…
Bir çocuk, ahşaptan yapılmış oyuncak bir ata binmiş sürüyor tıkıdık tıkıdık…fonda sanrın tonları, at ve çocuğun yüzü ten renginde, giysisi beyazımsı, karışık renkli, gidiyor tırısa…
Kırmızı rengin tonlarıyla betimlenmiş bir çiçek, erselik duruşlar, içi ve taç yaprakların görünüşleri, çiçek araları, ayrıntıları, kendine öz renkleriyle sunulmuş; verilmiş kırmızının yargısı!
02.04.2022, Adana