Adana’nın sevilen şair ve yazarlarından olan Mehmet Demirel Babacanoğlu çalışmalarını sürdürüyor. Bir birinden özel eserleri okurlarıyla buluşturmaya devam eden Babacanoğlu’nun Hoptirinam Halk Öyküleri kitabı daha önce Osmaniye-Çardak Köyü Halk Bilim Özgür İnsan Festivali´nde değerlendirilip başarı ödülüne layık görülmüştü. Son olarak ise, İstanbul Sanat Magazin İnternet Gazetesi tarafından geleneksel olarak düzenlenen Emeğe Saygı Ödülleri kapsamında yapılan değerlendirmede Babacanoğlu’nun Hoptirinam Halk Öyküleri kitabına Emeğe Saygı Ödülü verildi.
2018 YILINDA OKURLARINA ULAŞTI
2018 yılında okurlarının karşısına çıkan Babacanoğlu’nun Hoptirinam Halk Öyküleri kitabı ile ilgili Mehmet Demirel Babacanoğlu görüştük. Babacanoğlu, kendisini emeğe saygı ödülüne layık görenlere teşekkür etti. Kitaplarını büyük bir emek harcayarak titizlikle yazma gayreti içerisinde olduğunu dile getiren Babacanoğlu, “Bu yıl Hoptirinam halk Öyküleri kitabımı değerlendirip bana ödüle görmüşler. Kitap ı gönderdim yayınladılar. Yapılan seçmelerde ödüle layık gördüler. Öyküleri çok beğendikleri için Ana Dergisi’nde yayınladılar. İstanbul Sanat Magazin İnternet Gazetesi ve Ana Dergisi’ne teşekkür ediyorum. Benim kitabımı seçmelerine çok mutlu oldum” dedi.
KİTABI HAKKINDA BİLGİLER VERDİ
Kitabı hakkında bilgiler veren Şair Yazar Mehmet Demirel Babacanoğlu, geçmişte büyüklerin anlattıkları hikayeleri kitabında derlediğini vurguladı. Babacanoğlu, “Dedelerimiz, ninelerimiz, analarımız ile ocak başında veya ev odalarında bir araya geldiğimizde bizlere öyküler anlatırlardı. Bu öykücülerden biri Ayşe teyzemdi. Çevresinde toplanıp anlattığı öyküleri masalları dinlerdik. Teyzemi 76 yaşında kaybettik. Ayşe teyzemi yad etmek için ondan dinlediğim öyküleri yazılı hale getirdim kitabımda yayınladım. Rahmetli teyzem ister masal olsun, ister fabl, ister öykü, hepsine birden hikaye derdi” diye konuştu.
BİR ANLATIMDA BELLEKTE KALAN HİKAYELER
Kitabında yazdığı ve geçmişte kendilerine anlatılan öykülerin bir anlatımda bellekte kalan ve ders çıkartılan öyküler olduğunu ifade eden Babacanoğlu, “Onun öyküleri belleğimizde. Bu öyküler öyle öykülerdi ki bir anlatımda bellekte kalıyor, ders çıkarıyor insan. Bu hikayelerden çıkarttığımız dersler yaşam yolumuzu aydınlatıyor. Anlatıcılar, dilinin duruşunun, konumunun doğal yapısıyla anlatırdı öyküleri. Müstehcenlik, sansür diye bir şey yoktu onun dilinde. Dinleyenlerde böyle bir şeye takılmazlardı. Bende Teyzem gibi ve diğer anlatıcılar gibi anlatmak isterdim. Ben eğitim görmüş biri olarak, onlar gibi anlatamıyorum. Bu hikayeleri kitabıma yazdım. Çokta ilgi çekici bir kitap oldu” diye konuştu.
