Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi196
Bugün Toplam1043
Toplam Ziyaret1823733

OKUYAN,"KİMSENİN KUYRUĞUNA TAKILMAYACAĞIZ"

Kemal Okuyan: "Artık Türkiye sosyalist hareketinden: Sığıntı gibi başka güçleri destekleyecekler falan. Bu dönem bitti. Sosyalist Güç Birliği, bu tür bir hatayı sürdürecek bir oluşum değil."

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan canlı yayında Sosyalist Güç Birliği hakkında açıklamalar yaptı.

Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Sol Parti PM Üyesi İsmail Hakkı Tonbul, Türkiye Komünist Hareketi (TKH) MK Üyesi Kurtuluş Kılıçer ve Devrim Hareketi Sözcüsü Erçin Fırat bugün Tele 1'de Zeynel Lüle'nin moderatörü olduğu "Gerçeğin İzinde" programına konuk oldu.

Programda Sosyalist Güç Birliği'nin hedefleri ve gelecek adımları ele alındı. Ayrıca programda cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri, muhalefetin durumu, Türkiye'nin iç ve dış politikalarında meseleler konuşuldu.

Okuyan'ın konuşmalarının bazıları şöyle:

'Türkiye'de gerçek bir alternatif mümkün ve zorunlu'

Birlikte yapabileceğimiz şeylerin başında da şu geliyor: Türkiye'de düzen içi çözümlerin yeterli olmadığını söyleyenlerin yan yana gelerek, Türkiye'de gerçek bir alternatifin mümkün ve zorunlu olduğunu göstererek, burada güçlerimizi birleştirmek.
Bir başka açıdan daha bunu söyleyebilirim: Türkiye'de sol; en geniş anlamıyla solu kullanmıyorum burada, devrimci solu, sosyalist solu veya bu düzenin dışındaki solu kastederek söylüyorum. Siyaset ikliminde her daim bize dönük olarak, eninde sonunda daha büyük bir güce sığınması gereken bir grup olarak yaklaşıldı. Belki bunda bizim de hatalarımızın payı var.
Öte yandan da Sosyalist Güç Birliği'nde güçlerini bir araya getiren siyasi oluşumlar ve buraya destek veren  aydınlar, sendikacılar, bireysel düzeyde destek verenlerin kanaati şudur ki, Türkiye'de sosyalist hareketin kendi göbeğini kestiğini ilan etmesi, bağımsız bir güç olarak kendi tavrını koyması.
Bu zorunluluktan hareket ederek de güçlerimizi birleştirmeyi düşündük. Çünkü şu önemli bir şey: Türkiye'de birden fazla siyasi hareketin bu ortamda yan yana gelip, "Biz başka güçlerin gölgesi üzerimize düşmeden, düzen değişikliği arayışı içerisinde olan ve emekçi halka gerçek bir alternatif sunabiliriz. Biz buradayız" diyebiliriz. Biz bunu gösterdik. Bu kendi başına bir anlam taşıyor.

'Bizim yaşamayı savunmamız lazım, dünyayı savunmamız lazım'

Ama tabii bunun ötesinde bir değeri var. Memleketin hali korkunç durumda. Aslında dünyanın tamamı korkunç durumda. Artık mevcut kurulu düzen ne dünyada ne de Türkiye'de dikiş tutmuyor. Bugün Türkiye'de, şimdi Ağustos'un sonlarına geliyoruz, kimsede bir iyimserlik yok. Ne Türkiye'nin ekonomisine ilişkin, sokaktaki insana baktığımızda insanlar yaşadıklarına neredeyse pişman. Halbuki yaşam ve dünya çok güzel. Bizim yaşamayı savunmamız lazım, dünyayı savunmamız lazım.
Şu anda insanlar yaşamaktan bıkmış durumdalar ya da nasıl yaşayacaklarını bilmiyorlar. Böyle bir Türkiye'de ve dünyada biz diyoruz ki, çözüm var. Gerçekten de çözüm var. Nedir peki o çözüm. Paranın gücünün ve dinin gücünün egemen olduğu dünyadan kurtulsak, aslında insanlık önünü temizler.

'Bir alternatif var, kurtuluş mümkün'

Aslında her şeyi belirleyen de o paranın gücü dediğimiz şey. Emperyalizm aslında onun ürünü. Türkiye’de yaşadığımız eşitsizlikler, adaletsizlikler bunun ürünü. Sosyalist Güç Birliği, bu temel ilkeden hareket ediyor. Aslında dünyadaki meseleler, Türkiye’de sorunlar çok da karmaşık değil. Bugünkü sistemden kaynaklı. Bu sistemi de ne ifade ediyor? Paranın gücü, paranın egemenliği ya da parayı elinde tutanların, zenginliği elinde tutanların egemenliği.  
Şimdi o açıdan demek ki, bağımsız güç olması sosyalistlerin. Öte yandan da bir alternatif var. Kurtuluş mümkün Türkiye’de. Bunu söyleyen bir güç birliği bu.  
Bir de tabii, 20 yıldır bu ülkeyi karartan bir iktidara karşı en etkili mücadeleyi vermek için birleşmiş bir güç birliği bu. Ben bu açıdan, çok önemli ve değerli bir iş yaptığımızı düşünüyorum. Ama asıl kısmı bundan sonrası. Bu işin toplumsallaşması, geniş halk kitlelerine ulaşması... Bunun için büyük bir görev ve sorumluluk düşüyor üzerimize. 

'Yetmez ama evet’çilere bakış


Burada bir güçlük var, o güçlük de şu: Bizim bu metinde işaret ettiğimiz çözümle seçimde ortaya çıkacak sıkışma arasında çözmemiz gereken bir problem var. Çünkü bizim işaret ettiğimiz şey, bir seçimle değişebilecek ya da çözülecek bir mesele değil. Örgütlü halkın mücadelesiyle ve gerçekten de kolaycılıktan uzak, gerçek çözümün sokakta, fabrikada, okulda, mahallelerde örgütlü bir halkın mücadelesiyle yükseldiği bir şeye işaret ediyoruz. Bu tabii ki çok kolay değil. Öte yandan da seçim de önemli. 
Bizim bu seçimde Türkiye toplumunda biriken AKP öfkesiyle duygudaşlık geliştirmemiz gerekiyor. Çünkü onun bir parçası biziz. Türkiye’de AKP karşısında ikirciksiz davranan bir kuvvetiz. Başkaları gibi “Aldatıldık” falan demedik.  

'Sığıntı gibi başkalarını desteklemeyeceğiz, o dönem bitti'

(Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ikinci tura gidilmesi halinde tutum) Bir değerlendirme sürecindeyiz. Bu süreçte, tekrar ediyorum, yapmayacağımız şeyler ortada. Kimsenin kuyruğuna takılmayız. Bu anlamda, alışılmış anlamıyla destek vermeyiz. Daha açık ve net söyleyelim. Erdoğan’a yardımcı olacak hiçbir şey yapmaz burası. Bu kadar basit. 
Oyları bölecek misiniz, falan... Burada da bir şey söylemek istiyorum. Parlamento seçimlerinde de hep karşılaştığımız bir şey “oyları bölmeyin” söylemi. Şunu unutuyorlar; çoğulculuk diyorlar, demokrasi diyorlar. Seçime gidiyorsanız, oyları böleceksiniz. Siyasi mücadele, siyaset denilen şey farklılıklarımızı var. “Farklılıklarını söyleyin ama seçimlere geldiğinde aman şurayı destekleyin” tavrı Türkiye’nin bu noktaya gelmesinin bir nedenidir. Çünkü solu kötürümleştirdi, solu iddiasız hale getirdi. Solu başkalarının gölgesine girmeye mahkûm etti.
Erdoğan’a yardımcı olmayacağız, bu büyük bir sözdür. Laf olsun diye söylemiyoruz. Şunu da beklemesinler artık Türkiye sosyalist hareketinden: Sığıntı gibi başka güçleri destekleyecekler falan. Bu dönem bitti. Sosyalist Güç Birliği, bu tür bir hatayı sürdürecek bir oluşum değil. 
(Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda aday gösterilecek mi?) Bunu değerlendiriyoruz. Erdoğan’ın aday olup olmayacağı belli mi? Türkiye burası. Dün Şam’da namaz kılacaktı. 

TKP ve 2023 Yeniden

Biz, Türkiye Komünist Partisi olarak örneğin “2023 Yeniden” diye bir sloganla hareket ediyoruz. Belki seçimlere de öyle gireceğiz. 100 yıl önce bu coğrafyada önemli bir şey yapıldı. Şimdi yeniden bir şey yapmamız gerekiyor ama önemli bir felsefeyle. 100 yıl öncesinin koşulları yok. Bugün Türkiye artık bir sanayi toplumu, gelişmiş bir kapitalist ülke.
Az gelişmiş falan deniyor ama bayağı gelişmiş bir kapitalist sınıf var Türkiye’de. O sınıfın artık Türkiye’ye çektirdikleri yeter. Gerçekten yeter. Dolayısıyla bu ülkeden çaldıklarını geri alacağız. Onlarla aynı gemide falan değiliz. Onların gemisi batacak, bu halkın gemisi yüzecek. (Kaynak:Sol Haber)

 

88 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
AlışSatış
Dolar34.413134.5510
Euro36.357136.5028