Vahit Şahin
Geçen hafta TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bütün devlet bilgileriyle ve belgeleriyle beraber, Mersin Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Adana Seyhan Belediyesi ve Ataşehir Belediyesi dahil olmak üzere bütün belediyelerle ilgili terör örgütlerine neler yapıldığını açıklayacağım" sözleri Seyhan Belediye Meclisinde sert tartışmaların yaşanmasına neden
oldu.
Akif Kemal Akay başkanlığında toplanan Seyhan Belediyesi’nin Aralık ayının ilk toplantısında gündem dışı söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Ali Coşkun, “Geçtiğimiz ay içerisinde İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu’nun kamuoyuyla paylaştığı, bizim de defalarca uyarmamıza rağmen dikkate alınmadığımız, ama yine de üzüntü duyarak
ifade ediyorum ki haklı çıktığımız terörle bağlantı meselesi
Türkiye’nin gündemine oturuyor. Önümüzde günlerde İçişleri Bakanımız daha detaylı şekilde bu konuda bir rapor yayınlayacağını açıkladı. Ve biz de bu detayları kamuoyu ile paylaşacağız. İlk açıklamalar 200’e yakın personelin kanuni mecburiyet olan güvenlik soruşturması yapılmadan, sicil kaydı göz ardı edilerek iştirakler üzerinden işe alınmasıdır. Başkan Yardımcısının PKK, KCK teröristlerinin avukatlığını
yapması, hendek olaylarına destek açıklamaları, adliye koridorlarında PKK, KCK lehine basın açıklamalarına katılması bariz olmasına rağmen, Bakanlık müdahale etmeden geri adım atmayan yönetim bu konuda büyük bir hata yapmıştır ve zan altında kalmıştır. Şimdi yeniden Akif Kemal Akay yönetimine sormak istiyorum. Yine Başkan Yardımcısının yaklaşık 3 yıl
görevi boyunca kullandığı toplam bütçe ne kadar ve nereler harcandı ve ne tür harcamalar yapıldı? Bu noktada malum kişiye bağlı müdürlüklerde yapılan harcama ve kalemleri detaylı şekilde, ivedilikle meclisimize şeffaf şekilde paylaşılmalı ve devletimizin emaneti olan bu paranın nerelerde kullanıldığı açıklığa kavuşturulmalıdır. Söz konusu tutar 3 yıla yakın bir zamanda 150 milyon TL. gibi de bir rakama tekabül eder
ki bu tutar göz ardı edilebilecek ve yok sayılabilecek bir tutar
değildir. Şayet bu kalemler içerisinde terörle bağlantılı tescilli bir kişinin insafına bırakıldıysa bizlerin de milletin temsilcisi olarak bu tutarın nasıl harcandığın konusunda bilgi almak zaruretimiz ortaya çıkmıştır. Konunun sonuna kadar takipçisi olacağımızın bilinmesini istiyorum" dedi.
CHP’li Meclis Üyesi Leyla Karakaş, yerinden söz alarak belediye başkan yardımcısı olarak bir kişi hakkında konuşmaların yapıldığını, dosyanın yargıya intikal ettiğini ve dosya üzerine açıklamaların ve yorum yapılmasının yargıyı etkilemek anlamına geleceğini belirterek, “Sanki sabit bir suç işlenmiş gibi burada konuşmalar yapılıyor. Bunu şiddetle
kınıyorum. Henüz bir suç yok. Yargı en doğru kararı verecektir” dedi.
AKAY'DAN YANIT
Seyhan Belediye Başkanı Akif Kemal Akay da eleştirilere cevap vererek, “Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaş olarak İçişleri Bakanlığı’nın yalan söylediğini söylemek gerçekten acı, bunu söylemiyorum” deyince AK Parti’li Mustafa Tunç yerinden müdahale ederek bir bakana yalan söylüyor denilemeyeceğini belirtti. Akay da, “Zaten böyle bir şeyi söylemek istemiyorum diyorum. Söylemedim.
Biraz önce bir ifade vardı. 200 kişinin soruşturması yapılmadı diye. İçişleri Bakanının kendi imzasıyla bize yollanan yazıda girecek kişilere herhangi bir güvenlik soruşturması yapılmayacağı şeklindedir. O sürede işe alınan kişilerin
güvenlik soruşturması yapılmadı. Daha sonra İçişleri Bakanlığının isteği üzerine o kişilerin soruşturması tek tek yapıldı. Burada görevli olan bir kişinin yakınının terörle bağlantılı olduğu, dağ kadrosunda olduğu ifade edildi. O kişinin yine İçişleri Bakanının imzasıyla bize gönderilen temiz raporu var. Temiz raporu olan bir kişiyi biz işe başlattık. Kişinin dışında yakınının başka şeyleri varmış. Bunu bizim bilmemiz mümkün mü? Kaldı ki hukukta suçun şahsiliği diye bir kavram var. Bir şey daha var, onu ilk kez burada söylüyorum. İçişleri Bakanını
yalanlamak istemediğim için açıklamadım. İçişleri Bakanı herkesin olduğu kadara benim de İçişleri Bakanım. Üç ayrı yerde inceleme yapılmış, yapılan inceleme sonrasında 4 tane silah bulunmuş. Başkan yardımcının yerinde toplu iğne bulunmamış, elimizde temiz raporu var.
Belediyenin diğer alanında araştırma yapılmış, hiçbir şey
bulunmadığına dair polisin raporu var. Ama 4 tane silah bulundu diyor. Nerde bulunmuş? Benim belediyemde bir dernekten bahsediliyor, adını hayatımda duymadığım bir dernek”
Eski Başkan Yardımcısı Funda Buyruk konusuna da değinen Akay, “Emniyet araştırma ve soruşturma yapmış. 3 tane ayrı ayrı kurumdan müfettiş gelmiş. Arkadaşımızın soruşturması devam ediyor. Daha mahkemeye çıkarılmamış, daha dava açılmamış. Hukukta masumiyet karinesi diye bir
kavram var. Suç sabitleninceye kadar kişi hakkında konuşulamaz. Şimdi böyle bir yerde oturuyorsunuz siz bir bakan olarak açıklama yapıyorsunuz” dedi.
Başka bir örgüte mensup olan iki kişinin suçu sabit olunca işten çıkarıldığını söyleyen Başkan Akay, “Ama bunların işten çıkarıldığını söylemiyor, çalışamaya devam ediyor diyor. Seyhan Belediyesi aleyhine algı oluşturulmaktadır. Siyaseten bir algı yapılabilirsiniz, ama söylediğiniz gerçekmiş gibi bunu kabul ettiremezsiniz. Kaldı ki Seyhan Belediyesinin mensubu ya da meclis üyesi olarak, olmayan bir şeyi söylemek hakkına kimse sahip değildir. Bir kurumun başına, kendi imzanızla kişinin herhangi bir sicil kaydı olmadığına dair belge
veriyorsunuz, sonra diyorsunuz ki yakınları dağda. Hangisinin yakının dağda olduğunu bilme şansımız var? Emniyet mensubu değiliz. Madem biliyordunuz da o dönemde bu kişiye bir satır şey söylemediniz? Suçun şahsiliği diye bir şey vardır. Kardeşi suçlu ise o kişiyi de suçlayamazsınız. Yapılan açıklamaların tamamı hukuk kurallarına aykırı olarak yapılmıştır” dedi.
Akay son olarak “Ben sadece İçişleri Bakanının konuşmalarındaki çelişkileri anlatmak istedim” diye sözlerini tamamladı.
Yapılan diğer konuşmalarından sonra gündem maddelerine geçildi. 2 teklif ilgili komisyonlara havale edilirken, komisyondan gelen bir karar da oy çokluğu ile kabul edildi.
Seyhan Belediyesi Aralık ayı çalışmalarına devam edecek.