Fransızların Adana’daki kuvvetlerini 20 Aralık 1921 tarihinde başlattıkları geri çekme işlemleri, 4-5 Ocak 1922’de tahliye Komisyonu başkanı Kurmay Albay Şükrü Nailî ile Fransız otoritelerinin de katıldığı askeri bir törenle tamamlamıştır.
5 Ocak 1922 tarihinde yapılan tören esnasında Hükümet Konağına, Ulu Câmi ile Büyüksaat Kulesi arasına Türk Bayrağı çekilerek Adana’nın düşman işgalinden kurtarıldığı tüm dünyaya duyurulmuştur.
5 OCAK’A NASIL GELİNDİ?
Adana ve çevresinde işgalcilere karşı üç ayrı cephede verilen istiklal mücadelesinin başarıyla neticelenmesi ve Sakarya Savaşı’nın da kazanılmasından sonra, Fransa’nın teklifiyle barış görüşmeleri başlamıştır. Barış görüşmelerini yapmak üzere Ankara’ya aslında hiçbir resmi sıfatı olmayan Franklin Bouillon gönderilmişti
Fransız temsilcisi 9 Haziran 1921 tarihinde Ankara’ya gelerek Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal (Tengirşenk) Bey ile Fevzi (Çakmak) Paşa’nın da bulunduğu ve iki hafta süren toplantıda Mustafa Kemal ile görüşmüştür. Görüşmeler sonucunda Güney Cephesi’nde tutunamayacağını anlayan Fransızların isteği üzerine 20 Ekim 1921’de Ankara Antlaşması imzalandı. Bu antlaşmanın 3. ve 8. Maddeleri ile Türkiye-Suriye sınırı belirlenmiş, 9. ve 13. Maddeler ile ise oradan geçen demiryollarına ilişkin işler düzenlenmiştir.
Antlaşmayla İskenderun bölgesi (Hatay) için özel bir yönetim rejiminin kurulması ve orada Türkçenin resmi bir niteliğinin olması şartı getiriliyordu. Antlaşmanın 6. Maddesine göre Misak-ı Milliye gönderme yapılarak azınlık hakları tanınıyor, ayrıca Fransızların Türkiye’de ekonomik ya da kültürel alanda var olan ya da tanınması gerekecek kimi ayrıcalıklar ekli mektupta belirtiliyordu
Adana ve Havalisinin Fransız İşgalinden Kurtuluşu Fransa ile 20 Ekim 1921’de imzalanan Ankara antlaşmasını Türkiye için siyasi bir zafer olarak kabul etmek gerekir. Bu antlaşma ile Türkiye, doğu meselesinden sonra güney meselesini de çözmüş ve böylece Misak-ı Milli amaçlarını kısmen gerçekleştirmiştir.
Millî Hükümetin, Fransa tarafından tanınmasıyla birlikte İngiltere-Fransa arasındaki görüş ayrılıkları da iyice derinleşmiştir. Ayrıca unutulmamalıdır ki; Güney Cephesinde bulunan kuvvetlerin Batı cephesine kaydırılması sonucunda Yunanlılara karşı bu kuvvetlerin kullanılması başarıda kilit bir rol oynamıştır.
Yapılan antlaşma gereğince Fransızlar tarafından boşaltılan Adana bölgesinde Tuğgeneral Muhittin Paşa’nın emrinde kolordu yetkisiyle bir Adana Çevresi Komutanlığı kurulmuştur. Bu komutanlığa Adana Vilayeti, İçel (Silifke), Mersin, Kozan, Maraş, Cebel-i Bereket (Osmaniye), sancakları ile Urfa sancağının batısındaki Halep Vilayetinin Suriye sınırının kuzeyinde kalan kısımları içindeki kuvvetler bağlanmıştır.
Ankara Antlaşması’nın 5. Maddesine göre 5 Aralık 1921 tarihinde Fransızların tahliye ettiği bölgede, işgal sırasında işlenmiş bütün suçların affedileceği karşılıklı bir genel af yasası çıkarılmıştır. TBMM Reisi Mustafa Kemal Paşa da Büyük Millet Meclisi tarafından af kanununun kabulü sonrasında, Adana’nın tekrar Anavatana geçmesi üzerine, Adanalılara yönelik bir beyanname hazırlamıştır
Ankara Antlaşmasının imzalanmasından sonra yapılan Tahliye Protokolü gereğince Fransızlar 4 Kasım 1921 tarihinden itibaren Kilikya’yı boşaltmaya başlamışlardı. Adana’nın teslim alınmasına üç dört gün kala, işgaller sırasında Adana’nın dışına çıkan Türkler, Pozantı’da toplanmaya başladılar. Ayrıca Adana’yı teslim alacak olan sivil Türk yöneticileri de Pozantı’da bekliyorlardı. Adana ve havalisi komutanı Muhittin Paşa ile Dâhiliye Müsteşarı Hamit Bey, 24 Kasım 1921’de Adana’ya geldiler. Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adına İbrahim Kethüda, Belediye Başkanı Mehmet Fuat ve Yeni Adana Gazetesi Sahibi Ahmet Remzi’nin de dâhil olduğu heyet, 30 Kasım’da Adana’ya geldiler ve 1 Aralık 1921’de Adana’nın yönetimini Türk Devleti adına teslim aldılar.
1 Aralık 1921 Çarşamba günü Hükümet meydanını hınca hınç dolduran Türklerin sevinç gösterileri eşliğinde Fransız bayrağı indirilerek yerine törenle Türk Bayrağı çekildi. Bütün okullarda yönetimi ise Türk memurları devralmışlardı. Mustafa Kemal’in Adanalılara gönderdiği; “ağırbaşlı olunması ve görevlilerin üstüne düşen görevleri yerine getirmeleri” hususunu içeren mesajı Adanalılar tarafından harfiyen yerine getirilmiştir.
Yapılan plana göre 20 Aralık 1921 günü Türk Ordusu Adana’ya girecekti. Askeri ve mülki erkânın hazır bulunduğu Türk askerini karşılama töreninde Tüm Adanalılar da hazır bulunmuş; tören esnasında tarif edilemeyecek derecede coşku ve sevinç yaşanmıştı. Ayrıca tören esnasında kurbanlar kesilerek, tekbir ve dualarla karşılanan Türk ordusu şehre girdiğinde Türk bayrağı da Kolordu binasına çekilmiştir
Fransızların Adana ve civarını boşaltacakları haberinin yayılmasıyla birlikte Kuvayi Milliye karşısında faaliyetlerde bulunan Hıristiyanların önemli bir kısmı 1 Aralık 1921-4 Ocak 1922 tarihleri arasında bölgeyi terk ettiler.
Tahliye Komisyonu kararına göre Fransızlar, Adana ve havalisindeki yerleşim yerlerinden Yenice’yi 19 Aralık 1921’de, Adana’yı 20 Aralık’ta, Tarsus ve Hacıtalip’i 27 Aralık’ta ve Mersin’i ise 4 Ocak’ta tamamen tahliye etmiş olacaklardı. Ayrıca Memure 18 Aralık, Misis 23 Aralık, Ceyhan ve Kozan bölgesi 24 Aralık, Osmaniye 29 Aralık 1921’de; Toprakkale ve Erzin 4 Ocak 1922’de tahliye olunacak ve işgal tamamen sona erdirilecekti. Ayrıca tahliye protokolü gereğince 25 Aralık’ta Gaziantep, 31 Aralık 1921’de ise Dörtyol boşaltılacaktı.
Fransızların Adana’daki kuvvetlerini 20 Aralık 1921 tarihinde başlattıkları geri çekme işlemleri, 4-5 Ocak 1922’de tahliye Komisyonu başkanı Kurmay Albay Şükrü Nailî ile Fransız otoritelerinin de katıldığı askeri bir törenle tamamlamıştır.
5 Ocak 1922 tarihinde yapılan bu tören esnasında Hükümet Konağına, Ulu Câmi ile Büyüksaat Kulesi arasına Türk Bayrağı çekilerek Adana’nın düşman işgalinden kurtarıldığı tüm dünyaya duyurulmuştur.