-“Ekmek Defterim”in kurucusu "Ekmek ve ekşi mayanın öyküsünü’’ anlatan Karataş, ekşi maya ile ekmek yapmanın bilgi, ilgi, sabır, şefkat, emek ve hoşgörü istediğini ifade etti.
Haber: Vahit Şahin
Geleneksel ekşi mayalı ekmekler ve ekşi mayalı farklı lezzetleri ‘’Ekmek Defterim’’ adı altında üreten Nesrin Karataş, Ziraat Yüksek Mühendisi aynı zamanda, psikoloji yüksek lisans, fotoğrafçılık ve kameramanlık bölümü mezunu ve 30 yıldır ziraat mühendisi olarak çalışıyor.
Son 10 yıldır Ekmekçi Kadın olarak anılan Nesrin Karataş, "Toprağa, topraktan gelene, ekmeğe saygım tüm yorgunluğuma bedel" dedi.
Kendisiyle Adana Atatürk Parkı içinde Cumartesi günleri kurulan kurucu üyesi olduğu Slow food Adana Çiftçi Pazarı'nda görüştüğümüz Ekmekçi Karataş, "Ekmek, sofralarda buluşmak demek, ekmek bölüşmek demektir. Emeği anlayan, sağlıklı ekmek sunmak için uykusuz kaldığımı, ekşi mayaya sevgimi, saygımı gören, kıymet bilen gönüller gelir hep bu pazara" dedi.
Buğday, ekmek ve ekşi mayanın kısa öyküsün anlatan Karataş, ekşi maya ile ekmek yapmanın bilgi, ilgi, sabır, şefkat, emek ve hoşgörü istediğini ifade etti ve şunları söyledi:
"Milattan önce 12.000'li yıllardaki dünyada bugünkü dünyamızı şekillendirecek neler oluyordu? Milyon yıldır farklı adlandırdığımız çağlardan geçen İnsanlık tarihinin başlangıcı, avcılık, konar-göçer yaşam, alet üretimi konularının öne çıktığı bir zaman dilimi olarak kabul edilen “Paleolitik çağ” bugüne kadarki insan varlığının geçirdiği toplam zamanın %99’undan daha uzun bir dönemi kapsamaktadır. Paleolitik dönem insanları, toplayarak beslendikleri ürünleri üretmeyi bilmedikleri gibi, iklim ve çevre koşullarına göre sürekli hareket halinde avcılık yapıyor, avladıkları hayvanları dönem boyunca yontmasını farklı şekilde yaptıkları taşlarla kesip, parçalıyorlardı. Ateş bulunmuş, işleme aletlerinde belli bir aşamaya gelinmişti. Öncelikle değişen çevre ve iklim şartları sayesinde yavaş yavaş yeni bir çağ’a girilirken, M.Ö.12.000 yıllarından itibaren yerleşik yaşama geçilmeye başlanmıştı. Neolitik Çağ adını verdiğimiz yeni taş çağı devrim niteliğindeydi. Yerleşik hayata geçişte insanoğlunun beslenmesi artık tarım ve hayvancılık üzerine kurulmaya başlanmıştı" dedi.
Tarımın neolitik çağın ilk ve ikinci evrelerinde, dünyanın farklı bölgelerinde ve “Anadolu’ da Göbeklitepe’yi de içine alan Bereketli Hilal adını verdiğimiz geniş bir coğrafyada” birbirinden bağımsız insan grupları tarafından başlatıldığı varsayıldığını ifade eden Karataş, "Bir kısım insan eskiden beri bildiği avcı- toplayıcılığa devam ederken, bir kısmı da yepyeni bir durumu “çiftçiliği” seçmiş, Neolitik Çağ’la birlikte Tarım devriminin ilk adımları atılmıştır. Bir çok araştırma buğdayın, Verimli Hilal olarak adlandırılan ve batıda Mısır’ın üst tarafından başlayıp; Filistin, İsrail, Lübnan, Suriye ve ülkemizin Güneydoğu illerinin de yer aldığı, doğuda İran ve Irak’ı içine alan coğrafyada kültüre alındığını göstermektedir. Buğday tarımı anavatanının Şanlıurfa ve Diyarbakır arasındaki Karacadağ’da başladığı da araştırmalarla ortaya konmuştur. Bir kaç nesil sonra arpa ve buğday çeşitleri kültüre alınmaya başlamıştı. Araştırmalar ilk ekmeklerin M.Ö. 10.000 yıl öteye gittiğini, başlangıçta yumuşak dokulu arpa ile yapıldığını göstermektedir. Mayalı ekmeğin, ilk kez MÖ 1800 yıllarında Eski Mısırlılar tarafından yapılmaya başlandığı ve birçok kaynakta mayanın tesadüfen bulunduğu bilgisi yer almakla birlikte, o dönemde pek çok açıdan dünyada ileri bir seviyeye gelmiş Mısırlıların mayayı tesadüfen bulmuş olması medeniyetlerini hafife almak olabileceğini düşündürmektedir. Zira Mısırlıların ekmeğin zenginleştirilmesinden haberdar oldukları, ekmeğe bal, hurma gibi maddeler kattıkları dahi tespit edilmiştir. Mısırlılar bu bilgilerini önce Akdeniz ülkelerine öğretmişlerdir. Eski Yunanlılar ise, MÖ VIII. yüzyılda ekmeği Mısırlılardan öğrenmişlerdir. Romalılar zamanında ekmekçilik gelişmeye devam etmiş ve büyük ticari fırınlar yapılmıştır. M.Ö. 4000 yıllarında Babillilerin de ekmek yaptıkları bilinmekle birlikte ne tür bir ekmek yaptıkları bilgisine tam olarak sahip değiliz.
Eski devirlerde insanların yiyeceklerini herhangi bir işleme tabi tutmadan tükettikleri bilinmekle birlikte ekmek istisna olarak işlemlerden geçirilerek yapılan bir yiyecekti."