Mavi gözlü altın saçlı bir çocuk doğdu. Yaşamamızın yazgısı değişti. Tüm olumluluklar dünyaya kondu. Cumhuriyet kuruldu. Özgürlüğü tattık. Kutlu olsun, Atatürk Cumhuriyet, Cumhuriyetin yüzüncü yılı, Cumhuriyet Bayramı.
Bizler yaşadıkça o yaşayacak. Damarlarımızda canlı kalacak. Sevineceğiz, neşeleneceğiz, mutluluk sürecek; bitmeyecek sonsuza dek. Onun çizdiği yolu izleyecek, onun çizdiği yolda yürüyeceğiz, onun ilkelerini işliyeceğiz.
“Efendiler” diyecek, “halkım” diyecek “yavrularım” diyecek, söylevler verecek, tüm gücüyle haykıracak, gürleyecek düşmanın içine korku düşecek, kaçacak bölük bölük, yaşatılmayacak düşman.
Atatürk seslenecek, biz bağıracağız kötülüklerin, aymazlıkların üstüne. Ondan bize birer parça kalacak; koskocaman; yurdumun her köşesinden birer Atatürk doğacak, çıkacak…kesilecek aymaz sesler. Sonsuza dek yaşayacak cumhuriyet
Bir dede, birçok dede anlattı: Yurdumuzu pay etmiş Fransızlar, İngilizler, Yunanlılar, İtalyanlar… Paşalarınızın tümü öldürüldü demişler, asker namına kimse kalmadı demişler. Teslim aldık tüm memleketi demişler. Kara söylence yaymışlar. Kara kara bulutlar toplanmış dedenin, dedelerin üstünde. Düşünmüş dede, dedeler Ne yapsak, ne etsek?... Danışsak goca analara, onların fikrini alsak…
Dünya Savaşı’ndan yenik çıktık, birliğimiz dağıldı. Padişah ses çıkarmadı düşmanlara… Düşmanlar toprağımızı ekmeye, evlerimizi kullanmaya, kadınlarımızı kirletmeye, gençlerimizi köle gibi çalıştırmaya… başladılar. Bayraklarını çektiler resmi dairelere, belli yerlere. Türkçe konuşmayı yasakladılar… Parça parça ayırdılar, Türk, Kurt, Arap, Çerkez, Laz… diye.
Arayış içinde dede, dedeler, nineler toplantılar düzenlediler, birlikler kurmaya çalıştılar… silaha sarıldılar.
Bu sıra bir ses çalınıyor kulaklarına… Atatürk’ün sesi, özgürlüğün, kurtuluşun sesi… Düşmanlar “Türklerin bir paşası ölmedi, yaşıyor” diyorlarmış. Korkuyorlarmış ondan, yürekleri ağızlarına geliyormuş, kaçacak delik arıyorlarmış… Ammaaaaa belli etmiyorlarmış! Dede, dedeler, nineler durur mu? Hemen haberler yağdırmışlar yurda, halka…
“Atatürk ölmedi. Büyük paşamız ölmedi.” Mutluluk türküsü uyanmış dedelerin, ninelerin yüreğinde, halkın yüreğinde.…
Zafer zafer diye çarpmış yürekleri.
Tüm dedeler, nineler ayağa kalkmışlar… Oğluyla, kızıyla, eşiyle torunuyla… Demirciler silah yapmışlar, marangozlar kundak… Nineler barut yapmışlar... Silahlanmışlar…sopayla, tahrayla, kazmayla, bıçakla, kamayla, çakar almaz tüfekle…yürümüşler düşmanın üstüne.
Atatürk önde; Adana’da, Urfa’da, Maraş’ta, Gaziantep’te, Antalya’da, Afyon’da, Dumlupınar’da, Sakarya’da, Koca Tepe’de, İzmir’de… Düşman şaşırmış, nereden ne geldiğini anlayamamış… Tutunamamışlar işgal yerlerinde… indirmişler bayraklarını resmi yerlerden, resmi dairelerden…kaldırmışlar yasakları… kaçmaya başlamışlar.
Karada, havada, denizde boğulmuşlar… Duramaz olmuşlar…
Kurtulmuş yurdumuz.
Cumhuriyeti kurmuşuz, Atatürk başımızda. Devrimleri yapmışız. Yazı devrimi, şapka devrimi, ölçüler devrimi, hukuk devrimi, kadınlara seçme seçilme devrimi, giyim devrimi…
GELMİŞİZ CUMHURİYETİN YÜZÜNCÜ YILINA. MUTLU OLSUN, KUTLU OLSUN YAŞASIN CUMHURİYET, CUMHURİYETİN YÜZÜNCÜ YILI, CUMHURİYET BAYRAMI.
29.10.2023, ADANA