Adanalı Şair ve Yazar Mehmet Demirel Babacanoğlu, düzenlediği imza günü ve söyleşide yeni ve eski kitaplarını sergileyerek okurlarına imzaladı. Babacanoğlu, köyde, Karacaoğlan'ı okuyanın deli olacağını söylediklerini belirterek, bunun üzerine köye gelen çerçilerden Karacaoğlan kitabını aldığını ve okuduğunu ama sonuçta deli olmayıp şair olduğunu ifade etti.
AVCI,"BABACANOĞLU BÜYÜK YAZARDIR"
Artika Sanat Derneği Başkanı Alişer Avcı, söyleşinin açış konuşmasında Mehmet Demirel Babacanoğlu'nu tanıttı. Avcı, "Sayın Mehmet Demirel Babacanoğlu abimiz gazeteci yazardır. Daha bir çok bilmediğiniz özellikleri de vardır. Şiirleri, öyküleriyle, gazete yazıları ve makaleleriyle bir döneme damgasını vurmuş, bir nesli etkilemiş, büyük bir yazar olan abimiz, Düziçi Öğretmen Okulu mezunudur. Babacanoğlu, değerli bir eğitimcimiz, nesiller yetiştirmiş ve aydınlatmış ve yazarlara, şairler ilham kaynağı olmuş bir büyüğümüzdür" dedi.
"KARACAOĞLAN'I OKUYAN DELİ OLUR DEDİLER AMA BEN ŞAİR OLDUM"
Mehmet Demirel Babacanoğlu, kendisinin yaşam öyküsünün oldukça uzun olduğunu belirterek özetle şunları söyledi:
"1944 yılına Karaisalı'nın İncirgediği Köyünde doğdum, sonra bu köyümüz 1990 yılında köylünün isteği ile Mersin'e geçti. Biz 90 yılından beri Mersinli olduk, Tarsuslu olduk. Ama ben konuşmalarımda öyle demiyorum ve hep Adanalı olduğumu söylüyorum. Ama köylüler 'Tarsusluyum' diyorlar. Hani insanlar Avrupa'ya gidiyorlar ve çifte vatandaşlık alıyorlar ya ben de diyorum ki iki il'li olalım. Yani hem Mersinli hem de Adanalı olalım" dedi.
"Bizim oralarda Karacaoğlan ön sıralarda gider, herkes Karacaoğlan'ı bilir, Karacaoğlan'dan şiir okur, türkü okur. Eskiden Karacaoğlan'dan şiir okumayana kız vermezlermiş. Hastaların üzerine de Karacaoğlan türküleri okurlarmış. Biliyorsunuz müziğin insan üzerine etkisi var. Bu yüzden Karacaoğlan türkülerini dinleyen hasta iyileşirmiş. Karacaoğlan'ı okuyan deli olur derlerdi. Bende nasıl deli olunurmuş diye merak ettim. Köye gelen çerçiler kitaplar satardı. Ben de Karacaoğlan kitabı aldım ve bakalım sonuç ne olacak dedim. Sonuç; şair oldum" dedi.
19 kitabının yayınlandığını, bunlardan 8 tanesinin şiir kitabı olduğunu ifade den Babacanoğlu, diğer kitaplarının öykü ve romanlardan oluştuğunu söyledi.
12 Eylül yönetiminin yazar ve şairlere imkan vermediğini söyleyen Babacanoğlu, "O dönemin yönetimi sadece şair ve yazarlara değil tüm ülke üzerinde baskılar kuruyordu. Türkiye Yazarlar Sendikası o zaman yazarlara imza günleri düzenleme kararları aldı. Ben ilk kez İstanbul'da Aziz nesin ile imza günlerinde yer aldım.Bana onun yanında yer vermişlerdi.Onun okur kuyruğu çoktu. Aziz Nesin'i görmek, hem kitabını almak için gelmişlerdi. Masasına 5-6 tükenmez kalem koydu. Hepsini kullandı. Ben de iki kitap imzalayabilmiştim. Sonra Mersin'de ve Adana'da da aynı şeyler oldu. Rıfat Ilgaz, Kerim Korcan, Muzaffer İzgü de gelmişti. İmza günlerinde onlarla da tanıştım" şeklinde konuştu.
Mehmet Demirel Babacanoğlu daha sonra başta kendi yazdığı şiirler olmak üzere Karacaoğlan ve başka şairlerin şiirlerini okudu.
İmza gününde eşi Şengül Babacanoğlu ile Babacanoğlu'nu yalnız bırakmayan dostları ve sanatseverler, Babacanoğlu'nu tek tek kutlayarak anı fotoğrafı çektirdiler.