Namrun (Çamlıyayla), Torosların Akdenize bakan güneyi yamacında yer almaktadır. Tarsus’a 60, Mersin’e 100, Adana’ya 120 km uzaklıkta. Yollar iyi. Bir bölümü yapım halinde. Merkez Çarşı, Sebil, Çayır Ekinliği, Atdağı kesimlerinden oluşmakta. Adından da belli ormanlıktır.
Kalacak oteller, pansiyonlar vardır. Yaylacıların çoğunun evi bulunmaktadır. Akdeniz bitkileri yetişmektedir. İklim, yazın serin, kışın kar yağışlıdır. Yazlık için çok uygun. Beş altı ay kalınabilir. Kışın, yaklaşık Nüfus 20 bin, yazın yüz bine ulaşır. Alış veriş keseye uygundur.
Namrun Kalesi, Sinap Kalesi, Papazın Bahçesi, Ergene, Zevzek Tepesi (…) gezilebilir. Konut için bir dönümlük arsaya ruhsat verilmektedir. Satışa hazır evler bulunmaktadır. Daha geniş bilgi için Belediye yetkililerine baş vurulabir.
Namrun’un tarihi geçmişine bakalım:
Nerse Lampratisi veya Lambron’lu Nerses Tarsus-Çukurova- Ermeni Baş Piskoposu Lambron 1553-Tarsus 1198 Nerse IV’ün yeğeni, Asiller ailesindendi. 1176’da Tarsus Baş Piskoposu oldu. 1179’da Ulusal Klah Sinoduna katıldı. 1196 Tarsus Konsilinde Ortdoks Kilisesiyle birleşmeyi öğütledi. Başarı sağlayamayınca Roma Kilisesi’yle birleşmeye karar verdi. Bu birleşme 1198’de Roma Kilisesi öncülüğünde toplanan 12 Ermeni Piskoposunun Roma tarafından ileri sürülen şartları kabul etmesiyle gerçekleşti.
Nerses aynı yıl öldü.
Nerses Namrun (Çamlıyayla) Kilisesi’nde doğdu. Ortaçağın en güçlü yazarlarındandır.
Namrun (Çamlıyayla) Kalesi Klikya’da en ünlü kalelerindendir. Tarsus Prensi Abelgharib, 1170’de Namrun’u, kendi gibi Büyük Ermenistan’dan gelen arkadaşı Oşin’e verdi. Oşin’in torunları, burada ayrı bir prenslik kurarak uzun zaman Sis’teki (Kozan) Ropen Kral sülalesiyle düşman yaşadılar.