Yerdik peynirli dürümü, sallardık tırpanı.
Öğlenin sıcağında çıkardı kafanın dumanı.
Harmana getirip sürerdik sapı samanı.
Ama yinede mutluyduk biz o zamanlar.
——————————————
Güneş altında su gibi akardı terimiz.
Yılan derisi gibi gavlardı sıcaktan derimiz.
Akşam yatakta sır sır sızlardı her yerimiz.
Yinede mutlu yaşardık biz o zamanlar.
——————————————
Horoz ötümünde gider akşama dönerdik.
Akşam öğünü için patetesi ateşe gömerdik.
Gözümüz yatakta kalır mum gibi sönerdik.
Yinede mutluyduk biz o zamanlar.
———————————————
Bir yanda bostan, ırgatlık, harmanı, yaylası.
Azzık götürenin elinde helke, sırtında balası.
İmece ile iş yapardı komşusu dayısı halası.
Yorgunduk ama mutluyduk biz o zamanlar.
——————————————
Göğ sabunla çıkarırdık sırtımızın kirini.
Bir yerimiz ağrısa alıp getirirdik birini.
Doktor yerine kullanırdık aspirini gırıpini.
Yinede mutluyduk biz o zamanlar .
———————————————
Kerpiçden taştan olurdu evin duvarı.
Yan odadaki ahıra dıkardık malı davarı.
Su değirmeninde üğütürdük unu zavarı.
Yinede çok mutluyduk biz o zamanlar.
———————————————
Azıcık aşımızla ağrımazdı başımız.
Bir misafirimiz gelse eğilmezdi kaşımız.
Gelene hizmet vardı farketmezdi yaşımız.
Yinede çok mutlu olurduk biz o zamanlar.
————————————
Büyükler katırla odun getirirdi dağdan.
Çocuklar hırsızlık yapardı bahçeden bağdan.
Haberimiz olmazdı günden, aydan, yıldan
Yokluk vardı ama huzurluyduk biz o zamanlar..
(Kaynak: Murtçular Diyarı Karaisalı Facebook Sayfası)