Ölüm, neylersin herkesin başında. Kim bilir ne zaman kaç yaşında. Hangi saat dakikada oldu olacak…
İpte sallanan bir ölü. Bir türlü razı olamıyor gönlüm, bu türlü ölüme. Haydi bunlara boş ver…bunlar uzak ihtimal…
İki büyük şairden esintiler…(*)
Ne var ki ölüm kol geziyor dünyada. Her canlı ölecek. Bile bile ölecek...
Geçtiğimiz günlerde Kenan Işık geçti gitti dünyamızdan.
Komada on yıl bekletti bir yakını, bir umut, uyanır döner diye.
Dönmedi, yasa boğdu sevenlerini…
Ardından sinema, tiyatro oyuncusu Genco Erkal gitti. Büyük sanatçı. Onu Adana’da Şehir Tiyşatrosu’nda Nazım Hikmet’in şiirlerini okurken tanımıştım. Sonra arkadaşlarım O’nun At filmini getirdiler Adana’ya, 12 Eylül el koydu…
Ölüm başka nasıl anlatılır?
Bir arkadaşım vardı, Yaşar Durak, namı diğer Durakoğlu şair yazardı, Çele dergisini, Meltem dergisini yönetiyordu. Akşam Sefası izlencesini de yönetti. Ama Teröristler Ankara Güven Park patlatmasında yaşamdan ayırdılar..
Bu sanatçıların ölüm acısını yaşarken,
Senarist, tiyatrocu, sinema yönetmeni oyuncu, gazeteci, spor yazarı Aydemir Akbaş da gitti. 25 Şubat 1936 İst. Doğumluydu, 17.Ağustos 2024’ de İst. Yaşamdan ayrıldı.
1964’de Atıf Yılmaz’ın yönettiği Keşanlı Ali Destanı filmiyle sinemaya atıldı. 7 Kocalı Hürmüz, Yeşilçam filmlerinde; Gülriz Sururi, Engin Cezzar tiyatrosunda oynadı.
127 filmde rol aldı…
Daha niceleri, nice sevdiklerim, dünyayı bırakıp gittiler. Bakınız gazetelere, tevelere, cep telefonlarına ölüm haberlerinden geçilmiyor.
Ne zaman telefonuma baksam, bir tanıdığım, bir sevdiğimin ölüm haberini görüyorum. Bana diyorlar üzülme! Nasıl üzülmeyim. Daha dün onunla konuşmuş, çay kahve içmiştik. Bugün yok; geçip gitmiş hiç kimseye haber vermeden…
Tanrı rahmet etsin, sevenlerine baş sağlığı dilerim demekten başka elimizden bir şey gelmiyor.
…
(*) Cahit Sıtkı Tarancı, Nazım Hikmet
19.08.2024, Çamlıyayla