Sazının sesini duydum uzaktan
Eledim elekten, süzdüm süzekten
Nasıl kurtulurum ben bu tuzaktan?
Yüzyıllarca Sünni, Kızılbaş diye
Sunmuşlar ağuyu bize aş diye!
Biz, Türk oğlu Türk’üz; soyumuz belli,
Üçok’ta, Bozok’ta boyumuz belli,
Ongunumuz belli, payımız belli...
Yüzyıllarca Sünni, Kızılbaş diye
Sunmuşlar ağuyu bize aş diye!
Oğuz torunları, bir büyük soyuz,
Sünni ve Kızılbaş... Yirmi dört boyuz,
Hacı Bektaş neyse, işte biz oyuz...
Yüzyıllarca Sünni, Kızılbaş diye
Sunmuşlar ağuyu bize aş diye!
Soy, sop nedir diye buyuranlar ey!
Hain çaşıtları kayıranlar ey!
Sırrımı düşmana duyuranlar ey!
Böldün beni Sünni, Kızılbaş diye
İçirdin ağuyu bana aş diye!
Uğursuz baykuşun sedasına yuf!
Kardeş kanı içen midesine yuf!
Sahte hocasına, dedesine yuf!
Utanmadan, Sünni, Kızılbaş diye
Sunmuşlar ağuyu bize aş diye!
Kurdu koyun edip güttüler uyan!
Tüylerini yolup dittiler uyan!
Balçığa, batağa ittiler; uyan!...
Sana Sünni, bana Kızılbaş diye,
Sundular ağuyu güzel aş diye!
Kardaşı kardaşa hor baktıran kim?
Gözleri karartıp zor baktıran kim?
Karanlıkta koyup kör baktıran kim?
Sana Sünni, bana Kızılbaş diye
Kim sundu ağuyu güzel aş diye!
Bölmek hainlerin ilk işleridir,
Parçalayıp yutmak son düşleridir
Bozkurtlar, Yesevi dervişleridir...
Ayırmazlar Sünni, Kızılbaş diye
Sunmazlar düşmana gel paylaş diye!
Tanrım! Bir kıvılcım düşür kanıma
Artık birlik nuru doğsun tanıma,
Beter bu ayrılık, yetti canıma...
Ayırmadan Sünni, Kızılbaş diye
Kucaklaştır bizi öz kardaş diye!
Niyazi Yıldırım GENÇOSMANOĞLU