Ozan Ceyhun,"Güçlü Türkiye, güçlü KKTC"Güçlü Türkiye, güçlü KKTC Ozan Ceyhun
Türkiye AB Üyeliği Süreci startını aldığında AB ülkelerinde liderler vardı. Vizyonları olan “adam gibi adam” yöneticiler. Schröder ve Blair sadece iki örnek buna. Onlar Türkiye’nin de dahil olduğu bir Avrupa’nın geleceği olduğunun farkındaydılar. Bunu Türkiye için değil, kendi ülkeleri Almanya ya da İngiltere için, Avrupa için isteyecek kadar akıllıydılar. Bugün ise AB ülkelerine bir göz atacak olursak AB’nin ne halde olduğunu da tespit edebiliriz. Almanya’da Schröder’den bayrağı teslim alan Merkel’in bırakın bir Avrupa Politikası’nı doğru dürüst bir Almanya Politikası bile yok. Yeni atadığı İç İşleri Bakanı Friedrich ilk demeç verdiğinde “İslam Dini’nin Avrupa Kıtası’na yabancı olduğu” incisini patlattı. Napolyon’un kompleksleri ve başarısızlıkları ile yarışmakta olan Sarkozy’nin Fransa’sı ortada. Hollanda, Avusturya, Danimarka gibi ülkeler ve liderleri sanki Acun Ilıcalı’nın “kim daha ufuksuz ve vizyonsuz” yarışmasının “çaresiz figurları” gibi “kum havuzunda politika” oynamaktalar. “Bir cente muhtaç” Yunanistan hala “bir ağırlığı kalmışcasına” Türkiye’ye dil uzatmak ile vatandaşlarının karnını doyuramamak arasında bocalamakta. AB’nin “süper” ülkesi Güney Kıbrıs ise “AB Dönem Başkanlığı” konusunda bayağı “feci” bir şekilde “dolduruşa” gelmiş bir vaziyette politika adına “her şeyi” ve en başta Türkiye’nin tüm iyi niyetli çözüm çabalarını sabote etmeyi ana görev olarak benimsemiş bir halde kaptırmış gitmekte. İlk defa “milli olacakları” şu “Dönem Başkanlığı” işinin aslında tam bir “iki ucu boklu değnek” olduğunu tuttuklarında anlayacaklar. İşte bu AB ülkelerinin sözünü ettiğim muhterem liderleri şimdi akıllarınca “Türkiye Politikası” adı altında “nasıl olur da hem Türkiye’yi hem de KKTC’yi köşeye sıkıştırırız” sorusuna cevap ararken aslında “köşeye sıkışmış olanın kendileri olduklarını” fark edemeyecek kadar da “körler”. Bayan Merkel ve beyler farkında değiller ama Libya’daki tüm insanları Türkiye kurtardı. Mısır’da ve Tunus’ta Türkiye ciddiye alınan ülke, AB ise “yok”. Yendiklerini sandıkları “Osmanlı Geleneği” tüm dünyanın hayranlıkla izlemekte olduğu bir konumda. 2002 öncesi alıştıkları Avrupalı liderler karşısında “iki büklüm”olan TC Devlet Adamı’nı karşılarında bulamamak ve kararlı ve de ne istediğini bilen Türkiye temsilcileri ile muhatap olmak bocalatıyor onları. Türkiye’nin sadece bulunduğu coğrafyada güçlü ülke olmaması ve bu gücünü ve de itibarını sürekli arttırması AB’nin vizyonsuz liderlerini rahatsız ederken Schröder tarafından haklı olarak övülmekte. Günümüz Türkiyesi tüm muhatapları için zor bir lokma! Güney Kıbrıs için ise onun da ötesi! İşte Türkiye’nin böylesine güçlü olduğu bir dönem KKTC için bir şans. Ankara ve Lefkoşa uyum içinde Kıbrıslı Türkler’in çıkarlarını en iyi şekilde koruyabilecek konumdalar. Lefkoşa’nın bu şansı iyi değerlendirmesi için elimizden geleni yapmalıyız!
|