Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi193
Bugün Toplam1133
Toplam Ziyaret1823823

Cumhuriyetçiler bir araya geliyor

DSP Genel Başkanı Masum Türker,  DSP’nin BCP ile seçim öncesinde ‘demokratik birliktelik’ konusunda uzlaştığını bildirdi ve  Cumhuriyet’ten yana olan partileri DSP ile ‘güç birliği’ yapmaya çağırdı.

         Türker, DSP Genel Merkezi’nde, BCP ile ‘seçim işbirliği’ konusunda uzlaşmaya varılması nedeniyle, BCP Genel Sekreteri Ruşen Süsler ve BCP Genel Başkan Yardımcısı Turan Güneş’le birlikte basın toplantısı düzenledi. 12 Haziran’da yapılacak seçimlerle ilgili ‘güç birliği’ çalışmalarının ilk meyvesinin BCP ile işbirliği olduğunu kaydeden Türker, “AKP’nin yıkım politikasına karşılık Cumhuriyet’ten yana olan tüm partilere Cumhuriyet’e sahip çıkmak için çağrıda bulunuyoruz. Çağrımızın ne kadar önemli olduğu, geçen hafta Libya konusunda yaşananlarla bir kez daha ortaya çıktı.Türkiye adına üzüntü verici olaylar yaşandı. Parlamento’da, DSP ve DTP dışında kalan partiler, bir haçlı hareketi olan Libya ile ilgili tezkereye onay verdiler. DSP, ülkemize yönelik kötü niyetlere karşı ayakta dimdik durabilen, tavır koyabilen tek parti olmuştur” dedi.

         DSP lideri, BCP ile güç birliği konusunda mutabakata varıldığını, BCP Genel Başkanı Mümtaz Soysal’ın, eşinin aniden rahatsızlanması nedeniyle önceden planlanmasına rağmen bu toplantıya katılamadığını kaydetti.

GÜNEŞ: “BENCİLLİĞİN SIRASI DEĞİL”

BCP Genel Başkan Yardımcısı Turan Güneş, DSP lideri Masum Türker’in daveti üzerine, DSP ile BCP’nin hazırladığı ortak açıklama metnini okudu. Güneş, şunları söyledi:

“Bizler, Cumhuriyetçi partiler olarak 12 Haziran 2011 seçimlerinde birlikte çalışmayı kararlaştırdık. Bu birliktelik, Cumhuriyetçi bütün partilere yönelik bir çağrının konusuydu. Ancak, bütün çabalarımıza karşın böylesine kapsamlı bir birliktelik sağlanamadı. Biz bugün ikili bir birliktelik örneği vererek bunun pekala başarılabileceğini göstermek, seçime girmeyen BCP’nin değerli bir grup üyesi partilerinden ayrılarak Demokratik Sol Parti saflarında seçime girmesi süreciyle bunu sağlamak düşüncesindeyiz. Seçim kampanyasında  BCP’nin gücü DSP’nin kampanyasına eklenmiş olacak. Böyle bir modelin cumhuriyetçi bütün muhalefet partilerince denenmesi istemiş olmakla birlikte, şimdiki durumda da asıl amacın şimdiki iktidara karşı bütün cumhuriyetçi güçlerin bir araya gelmesi ve emeklerin değişik biçimlerle hep aynı hedefe, yani mevcut iktidarın değiştirilmesi hedefine yönelmesi gerektiğini bir kez daha yinelemek istiyoruz. Çünkü cumhuriyeti bekleyen büyük tehlike karşısında dağınıklığın ve bencilliğin sırası değildir. Birbirlerini baraj altına düşürmemek koşuluyla, Meclis’e girecek cumhuriyetçi parti sayısını artırmak cumhuriyet karşıtlarının ezici bir blok oluşturmalarını önlemenin tek çaresidir.

         Bu önleme sağlanamazsa, yeniden iktidara gelecek olan şimdiki iktidar partisinin seçim sonrasında anayasa değişikleriyle başkanlık sistemini getirerek ülkeyi sonu karanlık bir rejime sürüklemesi kolaylaşmış olur. O bakımdan tehlike büyüktür ve seçim kampanyasından başlayarak cumhuriyetçi güçlerin bir arada tutulması her zamankinden daha çok önem kazanmıştır. Bu bağlamda, bu birlikteliğin ülkemiz ve partiler açısından hayırlı olmasını diliyorum. Başarılı olacağına inanıyoruz.”

         DSP Genel Başkanı Masum Türker, güç birliği oluşturma çalışmalarının sürdüğünü ve ileride bunların tamamının açıklanacağını kaydetti ve Türkiye Anayasası’nın ‘Cumhuriyet’ kelimesi dışında tümden değiştirilmek istendiği bir dönemde bu birliğin önemli olduğunu vurguladı.

Bir dönem ‘Bu ülkede özgürlükler fazladır, Anayasa değiştirilsin’ diyenlerin şimdi ‘Özgür Anayasa istiyoruz’ diyerek başkenti, resmi dili, bayrağı, İstiklal Marşı’nı bile değiştirmeyi istediğini anlatan Türker,  bu tutumu ‘densizlik’ olarak niteledi.

AMAÇ CUMHURİYET’İ KORUMAKSA BİZİMLE OLUN

Türker, Türkiye’yi bölmek isteyenlerle işbirliği yapanların durdurulması gerektiğini söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu tür insanlara ‘ dur’ diyecek kesim halktır. Sermaye gücü olmadan, yalnız içindeki güçle egemenlere karşı dik durabilecek olan halktır. O nedenle parti ayrımı yapmaksızın buradan Halkın Yükselişi Partisi’ne, Genç Parti’ye, İşçi Partisi’ne, Yurt Partisi’ne, Saadet Partisi’ne, Demokrat Parti’ye, Bağımsız Türkiye Partisi’ne çağrıda bulunuyorum ve diyorum ki ‘Gelin Cumhuriyet’ten yana iseniz bizimle güç birliği yapın. Emperyalizme alkış tutan, emperyalistlerle haçlı seferlerini aklamaya çalışanlara karşı Parlamento’da Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşlarının haklarını koruyan, bulunduğu coğrafyada lafta değil, özde liderlik yapan bir Türkiye için birlikte bulunalım. Amaç, Cumhuriyet’i korumaksa, bizimle olun.” 

HEDEF YÜZDE 17 OY

         Öte yandan Türker, gazetecilerin yönelttiği soruları da yanıtladı. Türker, DSP’nin ‘demokratik birliktelik’ ile hedeflediği oy oranının sorulması üzerine de yüzde 17 oy hedeflendiğini bildirdi.

         İdam cezasının yeniden getirilmesi konusunda imza kampanyası başlatıldığının anımsatılması ve DSP’nin bu konudaki yaklaşımının sorulması üzerine Türker, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam edildiği günden bu yana DSP’nin idam cezasına karşı olduğunu ve bu konudaki görüşünü koruduğunu açıkladı.

         DSP ile BCP’nin ortaklaşa hazırladığı ‘Türkiye İçin Güç Birliği Çağrısı’ metni de basın mensuplarına dağıtıldı. Metin şöyle:

         TÜRKİYE İÇİN GÜÇ BİRLİĞİ ÇAĞRISI

         “Bizler,

Millete birlik, vatana bütünlük, halka özgürlük ve refah getirerek  bağımsız, demokratik, laik sosyal bir hukuk devleti olan Cumhuriyetimize yeniden dirlik kazandırmak  için güçlerimizi birleştiriyoruz.

         Değerli Yurttaşlarımız,

         Küresel güçlerin buyruğunda milli devletimizi yıkmak isteyen AKP iktidarıdır.

         Önümüzde iki yol var:

          Ya AKP iktidarı, kökleşmiş Cumhuriyetimizi aşama aşama yıkmayı sürdürecek, ya da bizler, Cumhuriyetimizi koruyacak ve bu tehlikeden kurtaracağız!

         Temel sorunumuz, dıştan gelen reçeteler ve komutlar yerine, milli egemenlik doğrultusunda çalışarak Türkiye’yi Türkiye’den  yönetmektir.

         Sorunlarımız çok;

         Yoksul, işsiz ve yalnız insan sayımız artıyor, milli gelirimiz adil paylaşılmıyor.

         Genel ve yerel yönetimlerde yolsuzluk giderek artıyor, fakat denetlenmiyor.

         Milletimizin bütün gücünü tam bağımsızlık ve gerçek demokrasi için birleştirmek zorundayız.

         Milli ve insancıl değerlerimize,  maddi ve manevi özelliklerimize saygılı bir Meclis ve onun güvenine sahip bir hükümet kurmalıyız.

         Cumhuriyet’in vazgeçilmez niteliklerini değiştirme niyetleri mutlaka önlenmelidir.

         Onurlu İstiklal Savaşımız’la, bu devleti kuranların ve en başta Mustafa Kemal Atatürk’ün aziz hatırasını, intikam peşinde koşarcasına lekeleme girişimlerinden vazgeçilmelidir.

         Özgür ve suçsuz her meslekten yurttaşımız, sabaha doğru evlerinden alınıp polis araçlarıyla götürülüp sorgulanmakta, telefonlar  dinlenmekte, iletişim izlenmektedir.

         Adalet Bakanı, Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun  başında kalarak esip gürlüyor. Cumhurbaşkanı ise, Hükümet yanlısı bürokratları özellikle Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçmekte.

         Yurttaşın siyaset alanı güvencesiz duruma gelmiş, yasama ve yürütme organları koydukları kurallarla devletin güçlerine egemen olmuştur.

         Sendikalar, meslek örgütleri, sivil toplum kuruluşları sindirilip etkisiz duruma getirilmiştir.

         Her türlü baskı, yazılı ve görsel basındaki iktidar yoğunluğu, yüksek seçim barajı, seçim ittifakının engellenmesi, denetimsiz parasal harcamalar seçimde ve temsilde adaleti silip süpürmüştür.

         Sayın Yurttaşlarımız,

         Olağanüstü bir dönemden geçmekteyiz. Olağanüstü bir duruma karşı sergileyeceğimiz duruşumuz da olağanüstü yöntemlerle olmalıdır

         Çözüm, Cumhuriyetçilerin güç birliğidir!

         Siyasal partileri, sendikaları, kitle örgütlerini, sivil toplum kuruluşlarını,  işçileri, esnafı ,memurları, emekçileri ve emeklileri Türkiye için bir siyasal güç birliğine çağırıyoruz.

         Artık sorun kişisel değil! Ciddi bir rejim sorunu söz konusudur. Seçim engelini antidemokratik ve haksız koşullarla aşacak bir başbakanın kuracağı başkanlık sistemi sayesinde bütünüyle devletin başına geçmesi engellenmelidir.

         1923 Cumhuriyeti’nin bu çağda da sürdürülebilir çoğulcu bir demokrasiye sahip olması için, kişisel beklentilerimizi aşıp, bu güç birliğinin anayasal ve pratik bir çözümle gerçekleşmesi için bir araya gelmemiz gerekiyor.

         Siyasal partilerden, dalga dalga sendikalara, meslek örgütlerine. sivil toplum kuruluşlarına yayılması gereken ve hedefi genel seçimden bir cumhuriyetçi iktidar çıkarmak olan bu güç birliği girişimi elbet bencillikten ve küçük hesaplardan uzak büyük bir özveri, açıklık, içtenlik, dayanışma ve disiplin isteyecektir. Güç birliğinin gerçekleştirilme tarzı, kuralları ve yöntemleri en kısa zamanda oluşturulacak bir eşgüdüm komitesince belirlenecektir.”

         SOYSAL’LA YEMEK

         Toplantıdan sonra, DSP Genel Başkanı Masum Türker, BCP Genel Başkanı Mümtaz Soysal’la birlikte, Tenis Kulübü’nde yemek yedi. Yemeğe, DSP ve BCP yöneticileri de eşlik etti.



808 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
AlışSatış
Dolar34.425434.5633
Euro36.250536.3957