Bilal Özkaya'nın muhteşem yazısı
Türkiye son on yılda hızla değişim geçiriyor. Daha önce kemikleşmiş olan alışkanlıklarımızdan vazgeçiyoruz. Demokrasi, insan hakları, özgürlükler ve ekonomi noktasında taşlar yavaş yavaş yerine oturuyor. Geçmişte dünyada veya ülkemizde meydana gelen ufak bir olay dahi ekonomimizde deprem meydana getiriyordu.
Aslında bilindiği üzere dünyada ekonomik krizler siyasal çıkmazlardan meydana geliyor. Siyaset kilitleniyor buna bağlı olarakta ekonomi çıkmaza giriyor. Bizde de bakıldığında doğal olarak nedenler aynı ancak bazı zamanlarda sanki intihar edercesine siyaseti kilitleyip bunun sonucunda darbeler yaşayarak ekonomiyi çıkmaza sokmuşuzdur.
Artık ülkemizde bunları yaşamıyoruz. Yemin krizi ve benzeri olaylardan ekonomimiz hemen etkilenmiyor. Avrupa ülkeleri ve Amerika ekonomik sıkıntılarla boğuşurken geçen gün açıklanan rakamlara göre Türkiye de geçtiğimiz yılın Mart-Nisan-Mayıs dönemine göre 2,1 puan düşen işsizlik oranı yüzde 9,9 a geriledi. 2010 un Haziran ayında 5,4 milyar lira açık veren bütçe ise, bu yılın aynı döneminde 3,1 milyar lira fazla ile son 41 yılın rekorunu kırdı. Bütçe gelirleri yüzde 45 artarken, giderler yüzde 1,2 azaldı. Gidişat iyi yönde olduğumuzu gösteriyor. İstikrara giden yolda hızla ilerliyoruz. İstikrar ekonomide çok önemli biliyorsunuz. Dünyada ekonomik arenada ülkelerin ileri demokrasisine insan haklarının gelişmişliğine çok fazla bakılmıyor. Ülkedeki ekonomik istikrara daha çok bakılıyor.Yatırımlar ülkenin ekonomik güvenirliliğine bağlı olarak yapılıyor. Dünyada Demokrasi ve özgürlük alanında bizden çok geride olan bazı ülkeler ekonomik güvenirlilik anlamında bizim üstümüzde yer alıyorlar. Onlar bu istikrarı tek adam rejimide olsa uyguladıkları hukuk sistemiyle sağlıyorlar. Sanırım ülkemizde de başta Anayasa olmak üzere hukuk sistemimizde bir an önce değişiklikler yaparak ekonomiyi tam rayına oturtmamız gerekiyor. Böylece hem Demokrasisi ileri seviyede hem de ekonomisi sağlam, örnek bir ülke olmamız gerektiğini düşünüyorum.
Ülkemiz genel olarak böyle bir değişim yaşarken Karaisalı da bu değişimden nasibini alıyor, almalıdır. Türkiye nin olduğu gibi Karaisalı nında her alanda değişime ihtiyacı var. Zaten bugünlerde Karaisalı ya dair hangi ortama girsek, bir söyleşiye katılsak değişimden ve yeni yüzlerden bahsediliyor.Sivil toplum örgütleri, gazeteciler, kanaat önderleri ve büyüklerimiz en önemlisi Karaisalı lı değişimden yenilikten yana.
Yeni sürecin Karaisalı için kalıcı istikrar getirmesi dileğiyle… |
950 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |